İZMİR - İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, ülkedeki adaletsizliklere karşı 25 Kasım'da düzenleyecekleri yürüyüşe katılım çağrısı yaptı.
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, son dönemdeki yargı kararlarına dair başlattığı Adalet Nöbeti'nin 2'ncisini İzmir Adliyesi önünde gerçekleştirdi. "Herkes için adalet, adalet için demokrasi" pankartının açıldığı açıklamada, sık sık, "Hak, hukuk, adalet", "Faşizme karşı omuz omuza", "Çetelere değil eğitime bütçe" ve "Vergide adalet istiyoruz" sloganları atıldı.
YÜRÜYÜŞE ÇAĞRI
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Ege Bölgesi Temsilcisi Memiş Sarı, bozuk olan bir düzende sağlam çarkın olmayacağına işaret ederek, "Adaletsizlik her yerde. Eğer adaletten bahsedeceksek Gezi tutsaklarından ve Selahattin Demirtaş'tan bahsetmeliyiz. Adaletsizliğin ortasında adalet isteyenlerin yan yana durması çok önemli. Eğer sizi cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturtan AYM'yi tartışılır hale getirirseniz oturduğunuz koltuklar da tartışılır hale gelir. Bu noktada Cumartesi günü saat 13.30'da Sümerbank önünde toplanıp Cumhuriyet Meydanı'na adalet, temel hak ve özgürlükler için yürüyeceğiz. İzmir halkını yürüyüşe bekliyoruz" dedi.
ASGARİ ÜCRET VE BÜTÇE
KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Mustafa Güven, önümüzdeki sürecin asgari ücretin ve halkın bütçesinin belirleneceği bir süreç olacağını söyledi. Kamu emekçileri için yapılan zam önerisinin enflasyonun bile altında olduğunu kaydeden Güven, "2024 bütçesine baktığımızda yüzde 51'i kur korumalı mevduata, saraya ve savaşa gittiğini görüyoruz. Tek adam önce Meclisi şimdi de Anayasa Mahkemesini devre dışı bırakıyor. Anayasanın ortadan kaldırılması sonrasında kamu emekçilerinin iş güvencesinden, insanların yaşam hakkında, yoksul çocukların eğitim hakkından bahsedemeyiz. Çünkü tüm bunlar tek adam rejiminin iki dudağı arasındadır" diye belirtti.
'EĞİTİME VE SAĞLIĞA ADALET'
İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, "Ülkenin hukuk ve adalet içinde yaşaması için birlikteyiz. Sağlıkta, eğitimde adalet arayacağız. Açlık sınırı 14 bin liraya, yoksulluk sınırı 45 bin liraya dayandı. Bütün çalışanlar yoksulluk sınırının altında. Bizler açlık ülkesi haline geldik. Sağlıkta da durum aynı. Büyük hastaneler açıldı ama içi doldurulmadı. Bayraklı Şehir Hastanesi'ne 3 binin üzerinde doktor ihtiyacı varken, atamalar yapılmadı. Diğer hastaneler işlevsiz hale getirilerek oraya doktor gönderildi" ifadelerini kullandı.
HAK İHLALLERİ
İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi yöneticilerinden Ali Aydın ise, "adaletin" sadece kitaplarda ve hakimlerin arkasında yazdığını söyledi. Türkiye'de ihlal edilmeyen hak kalmadığına dikkati çeken Aydın, "İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin tüm maddeleri ihlal edilmiş, Türkiye Avrupa İnsan Hakları Mahkamesi'nde en çok yargılanan ülke olmuştur. En yakın örneklerinden biri de Cumartesi Anneleridir. Siyasal iktidar yargı eliyle insanları açlıkta birleştiriyor. Biz buna karşı mücadele veriyoruz" ifadelerini kullandı.