HABER MERKEZİ - 25 Kasım için son hazırlıklarını yapan kadınlar, savaşların olmadığı, şiddetsiz bir yaşam için tüm kadınları sokağa çıkmaya davet etti.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında son hazırlıklarını yapan kadınlar, birçok kentte basın açıklaması yapıp, bildiri dağıtarak erkek-devlet şiddeti, kadın katliamları ve özel savaş politikalarındaki artışa dikkat çekti. Kadınlar 25 Kasım’da birçok merkezde yapacakları yürüyüşlere de güçlü bir katılım için çağrı yaptı.
ÊLIH
Êlih Demokrasi Platformu’nun kadın bileşenleri, Yılmaz Güney Parkı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. “Savaşa, yoksulluğa şiddete sen de dur de!” pankartının açıldığı açıklamada, basın metnini İnsan Hakları Derneği Êlih Şube Eşbaşkanı Rumeysa Deniz Kaya okudu.
Kadınların yaşamın her alanında şiddete maruz kaldığını belirten Kaya, “ Ailede, okulda, evde, sokakta, gözaltında, köy baskınlarında, basın açıklamalarında, her yerde şiddet kadına yönelebiliyor. Derin yoksulluk ve ekonomik sıkıntılar da en çok kadınları etkiliyor. 6 Şuba’ta yaşadığımız deprem felaketi ve sonrasında kadınlar, şiddete ve hak ihlallerine maruz kaldılar. Batman’da 19 Kasım’da büyük bir hasara neden olan sel felaketinde, bir kadın ve 3 çocuk yaşamını yitirdi. Dere yatağında ev yapmak zorunda kalan yoksul vatandaşlarımız selin kurbanı oldu. Derin yoksulluk ve ekonomik sıkıntılar da en çok kadınları etkiliyor” dedi.
Kadına karşı şiddetin politik olduğunu dile getiren Kaya, “Devleti yönetenlerin kadınlara yönelik ya da toplumsal olaylarla ilgili kullandıkları şiddet ve nefret dili tüm toplumu kötü yönde etkilemektedir. Kullanılan bu nefret dili maalesef önce kadınlara ve kız çocuklarına karşı şiddet olarak geri dönmektedir. Bu nedenle kadına yönelik şiddetin politik olduğu bilincinde olarak bir kez daha toplumsal barışın da öne çıkarılması gerektiğini düşünüyoruz. Biz kadınlar, şiddetsiz ve çatışmasız bir yaşam için insan hak ve özgürlükleri için mücadelemize kararlılıkla devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
İZMİR
HEDEP İzmir Kadın Meclisi ve Tevgera Jinen Azad (TJA), yarın Alsancak’ta yapılacak olan 25 Kasım yürüyüşüne ilişkin bildiri dağıttı. Konak Kemeraltı’ndaki bildiri dağıtımına HEDEP İzmir Milletvekili Burcu Gül Çubuk da katıldı. Kadınlar sık sık “Jin jiyan azadî”, “Kadın Cinayetleri Politiktir”, “Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz” ve “Kadınlar birlikte güçlü” sloganlarını attı.
Bildiri dağıtımında bilgilendirme yapan HEDEP Kadın Meclisi üyeleri “Vazgeçmiyoruz, her yerdeyiz” diyerek, tüm kadınları sokakta olmaya davet etti.
MERSİN
Mimoza Kadın Derneği, 25 Kasım etkinlikleri kapsamında dernek binasında basın açıklaması yaptı. Açıklamada konuşan dernek başkanı Çiğdem Göksoy, katledilen ve kaybettirilen kadınlara dikkat çekti. Aile ve Sosyal Hizmet Politikaları Bakanlığı’nın kadınların yaşamını korumaya yönelik önlem almadığını, savcılıkların da cezasızlık politikasını sürdürdüğünü belirten Göksoy, “Uzman çavuş Musa Orhan tarafından tecavüze uğrayan İpek Er intihar etti. Musa Orhan’ı tüm talep ve itirazlarımıza rağmen tutuklamadı. Munzur Üniversitesi’nde öğrenci olan Gülistan Doku'nun kaybolmasından sorumlu tutulan Zaynal Abarakov'a ilişkin etkin soruşturma yürütülmedi. Cezasızlık politikasından güç ve cesaret alan erkekler, kadınları sokak ortasında, evde, okulda, işyerinde kısacası her yerde akıl almaz yöntemlerle katletti. Özsavunmada bulunan kadınları müebbet cezası ile cezalandırdılar. Erkek şiddeti, devletin özel savaş politikası ile birleşerek kadına ve çocuğa yönelik saldırılar her geçen gün daha da arttı.”
Göksoy,2023 yılının ilk 10 ayında 350 kadının erkekler tarafından katledildiğine dikkat çekerek şunları belirtti: “Yaşamını yitiren 107 kadın şüpheli şekilde öldü. 243 kadının ölüm nedeni ise kadın cinayetleri olarak kayıtlara geçti. Mersin’de ilk on ayda 6 kadın cinayeti 4 şüpheli ölüm olmak üzere toplam 10 kadın katledildi.”
Göksoy, tüm kadınları erkek-devlet şiddetine karşı yarın 18.00’da Kuşimato Sokağı’nda yapılacak 25 Kasım eylemine katılmaya çağırdı.
ŞIRNEX
Şirnex’in Vakıfkent ile Gündoğdu mahallelerinde Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Şirnex Milletvekili Newroz Uysal Aslan’ın katılımıyla kadınlar yarın yapılacak 25 Kasım yürüyüşüne davet edildi.
İHD: ŞİDDETSİZ BİR YAŞAM İÇİN MÜCADELEYE DEVAM
İHD Merkezi Kadın Komisyonu, “Kadın yönelik şiddet politiktir” başlıklı yazılı açıklama yaptı. “25 Kasım tarihinde bir kez daha, kadına yönelik şiddete karşı kararlı tavrımızı, mücadelemizi anlatmak ve ‘kadına yönelik şiddet politiktir’ demek üzere alanlardayız" denilen açıklamada, tarihteki kadın katliamlarına dikkat çekildi.
Açıklamada, derin yoksulluk ve ekonomik sıkıntılarda en çok kadınları etkilendiğine işaret edilerek, kadınların verdiği mücadeleye değinildi. Açıklamada, "Kadına karşı şiddet politiktir. Devleti yönetenlerin kadınlara ya da LGBTİ+’lara yönelik ya da toplumsal olaylarla ilgili kullandıkları şiddet ve nefret dili tüm toplumu kötü yönde etkilemektedir. Kullanılan bu nefret dili maalesef önce kadınlara ve kız çocuklarına karşı şiddet olarak geri dönmektedir. Bu nedenle kadına yönelik şiddetin politik olduğu bilincinde olarak bir kez daha toplumsal barışın da öne çıkarılması gerektiğini düşünüyoruz. İnsan hakları savunucusu kadınlar olarak şiddetsiz ve çatışmasız bir yaşam için insan hak ve özgürlükleri için mücadelemize kararlılıkla devam ediyoruz" ifadelerine yer verildi.
WAN
Wan Barosu Kadın Hakları Merkezi, Tahir Elçi Konferans Salonu’nda basın açıklaması düzenledi. Açıklama yapan Kadın Hakları Merkezi’nden avukat Mariye Bildirici Borazan, Van Barosu bünyesinde Kadın Hakları Komisyonu olarak verdikleri mücadeleyi, 25 Kasım itibariyle Kadın Hakları Merkezi olarak devam edeceklerini duyurdu.
Kadın Hakları Merkezi’ne başvuru yolları hakkında bilgi veren Borazan, “Wan Barosu Kadın Hakları Merkezi’nin telefon numaraları veya doğrudan merkeze ulaşarak başvuru yapabileceklerini ifade etmek isteriz. Ellerinden alınan yaşam hakları ve özgürlükleri için merkez olarak yanlarında olduğumuzu ve hukuki olarak da süreci takip edeceğimizi ifade ederiz. Bu nedenle gerek merkezimizin telefon numarası ve sosyal medya hesaplarımız üzerinden, gerek merkezimize üye olan herhangi bir avukatımız aracılığıyla, gerek Van Barosu binasını ziyaret ederek başvuru yapabileceklerini ifade edelim” diye konuştu.
KESK Wan Kadın Meclisi ise, 25 Kasım kapsamında Rêya Armûşê (İpekyolu) ilçesinde bulunan Ardın Perihan AVM önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya çok sayıda kadın katılırken, Kadın Meclisi adına açıklamayı Eğitim-Sen Wan Şube Eşbaşkanı Funda Demir Bozkurt okudu.
Bozkurt, “AKP bu yolla erkek şiddetini ve erkek egemen zihniyeti değiştirme yükümlülüğünü almayacağını açıktan duyurmuş oldu. Şimdi de 6284 sayılı yasayı tartışmaya açarak eril yargının nicedir süren cezasızlık politikalarını meşrulaştırıyor. Erkek şiddeti cezasız bırakılırken, kendi hayatlarını savunan kadınlar oldukça ağır cezalarla karşı karşıya kalıyor. Haklarımız ve hayatlarımız için İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceğiz diyoruz. Sözleşme yeniden yürürlüğe girene, gereği yerine getirilene ve 6284 Sayılı yasa etkin bir biçimde uygulanana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. Kadınların eşitlik ve özgürlük sorunu çözülmeden siyasi, medeni, sosyal ve ekonomik haklara erişimden bahsedilemeyeceğinin altını çiziyoruz varız diyoruz. Vardık ve var olacağız” dedi.
AMED
Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) aktivistleri, yarın düzenlenecek yürüyüş öncesi Peyas’ta (Kayapınar) bulunan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) ilçe binasında verilen kahvaltıda bir araya geldi. Burada konuşan TJA aktivisti Safiye Akdağ, mücadelelerini sürdüreceklerini vurgulayarak, şunları söyledi: “Biliyorsunuz uzun bir süredir kadına karşı şiddetle mücadele günü kapsamında birçok etkinlik yaptık. Bu sefer de yarın gerçekleşecek etkinlik için bir araya geldik. Burada birlikte toplandığımız arkadaşlarımızla cadde ve sokaklara dağılıp bildiri dağıtacağız. Her sene olduğu gibi bu sene de toplanıp yürüyüş yapacağız. Kadınlar mücadele ve direnişlerini her şekliyle devam ettirdi, ettirmeye de devam edecek. Bütün kadınları yarın saat 16.00’da Dünya kavşağından başlayacak olan yürüyüşümüze bekliyoruz.”
Kahvaltı sonrasında kadınlar, Bajarê Nû, Rezan, Sûr’da bildiri dağıtarak kadınları yarın düzenlenecek yürüyüşe davet etti.
SÊRT
İHD Sêrt Şubesi 25 Kasım’a ilişkin şube binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Kadına yönelik şiddetin politik olduğu belirtiline açıklamamda “Devleti yönetenlerin kadınlara yönelik ya da toplumsal olaylarla ilgili kullandıkları şiddet ve nefret dili tüm toplumu kötü yönde etkilemektedir. Kullanılan bu nefret dili maalesef önce kadınlara ve kız çocuklarına karşı şiddet olarak geri dönmektedir. Bu nedenle kadına yönelik şiddetin politik olduğu bilincinde olarak bir kez daha toplumsal barışın da öne çıkarılması gerektiğini düşünüyoruz. Biz kadınlar, şiddetsiz ve çatışmasız bir yaşam için insan hak ve özgürlükleri için mücadelemize kararlılıkla devam ediyoruz” ifadelerini kullanıldı.
İSTANBUL
Gaziosmanpaşa Kadın Dayanışması da, 25 Kasım’a ilişkin “Savaşa, Şiddete, Yoksulluğa Karşı; Barışı, Hayatlarımızı ve Haklarımızı Savunuyoruz” şiarıyla Gaziosmanpaşa Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) 4 No’lu şubesinde basın toplantısı düzenledi.
Açıklamayı okuyan Eğitim-Sen 4 No’lu Şube Kadın Sekreteri Şevval Aydın, AKP-MHP’nin cinsiyetçi ve tekçi bir toplum inşa etmeye çalıştığını belirterek, Haklarımız ve hayatlarımız için İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceğiz diyoruz. Sözleşme yeniden yürürlüğe girene, gereği yerine getirilene ve 6284 Sayılı yasa etkin bir biçimde uygulanana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.
‘MİLİTARİZM KADINA ŞİDDETİ ARTTIRIYOR’
Ortadoğu’da yükselişe geçen militarizmin kadına yönelik şiddeti en üst boyutlara çıkardığını dile getiren Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Diğer yandan tırmandırılan militarizm ve savaşlar kadına yönelik şiddetin etkilerinin çok daha ağır yaşanmasına neden oluyor. Savaşlarla birçok kadın ve çocuk yerinden yurdundan ediliyor, geçim olanaklarından mahrum bırakılıyor, yaşanan şiddete bir de milliyetçilik, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı ekleniyor. Bunlara mahkûm değiliz. Uzun zamandır şiddete, savaşa, yoksulluğa sömürüye karşı sürdürdüğümüz kendi yaşamlarımızın özneleri olma mücadelesinin iktidarları nasıl korkuttuğunun farkındayız. Bugünün kadın hak ve özgürlüklerinin yıllardır yürüttüğümüz mücadeleyle elde edildiğini görüyorlar. Bizler emeğimizin gaspı ve bedenimizin denetimine dayanan sistemik tahakkümü kırmanın, ataerkil kapitalist sistemi ortadan kaldırmanın yolunun örgütlü kadın mücadelesini kararlılıkla sürdürmekten ve yılmadan yükseltmekten geçtiğini biliyoruz.”