İSTANBUL – İşçi sempozyumuna katılanlar “Kapitalist sisteme karşı bir stratejiye ihtiyacımız var” sözleri ile toplumsal örgütlenme ile mücadele politikalarını üreteceklerinin mesajını verildi.
Birleşik İşçi Hareketi (BİH), Gemi Yapımı ve Deniz Taşımacılığı, Ardiyecilik ve Antrepoculuk İşçileri Sendikası (LİMTER-İŞ) ve Kadın İşçinin Sesi, tarafından düzenlenen “21. Yüzyılda İşçi Sınıfı Hareketi, Deneyimler, Eğilimler” şiarıyla gerçekleştirilen sempozyum, 2’nci gününde Şişli’de bulunan Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi Tiyatro Salonu’nda devam etti. “Birleşik İşçi Hareketi” pankartının açıldığı sempozyuma, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Cengiz Çiçek, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri Çiçek Otlu, Özgül Saki ve Kezban Konukçu, Sosyalist Kadın Meclisi (SKM), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Polen Ekoloji, İnşaat İş Sendikası, Mayısta Yaşam Kolektifi’nin yanı sıra her kesimden çok sayıda emek örgütü katılım gösterdi.
Sempozyumun ilk oturumunda “21. Yüzyılda İşçi sınıfının Genel Durumu” , “21.Yüzyılda Kadın İşçi Mücadelesi Deneyimlerde Güney Amerika”, “Sınıf Mücadelesi ile Kadın Hareketi Feminist Mücadele ilişkisi”, “Sermayenin arayışları Yapay Zeka, Robotik Teknoloji Endüstri”, “21. Yüzyılda İşçi Sınıfı Çelişkiler ve Sonuçlar”; 2’nci oturumda ise “Göç Mültecilik ve İşçi Sınıfı-Enternasyonalizm”, “2018’den Bugüne Dünya da ve Ortadoğu’da Halk İsyanları ve İşçi Sınıfı”, “Emekoloji İşçi Sınıfının Ekolojisi Ekolojik Yıkım Etkileri ve Mücadele”, “Yoksullaşma Krizi ve Etkileri”, 3’üncü oturumda, “Teori Ekseninde Devrimci Siyaset Yöntem”, “KÖH Ekseninde Devrimci Sınıf Siyaset ve Yöntemi”, “Sosyalist Kadın Çizgisinde Devrim Sınıf Siyaseti ve Yöntem”, “Ayaklanmalar Mücadeleler Işığında İşçi Sınıfının Devrimci Siyaseti Ne Söylüyor?” başlıklı konular ele alındı.
Moderatörlüğünü Canan Kaplan’ın yaptığı ilk oturumda, “21. Yüzyılda İşçi Sınıfının Genel Durumu” başlığının sunumunu TİS Uzmanı İrfan Kaygısız yaptı. İş sektöründeki parçalanmaların rekabeti beraberinde getirdiğini ifade eden Kaygısız, Türkiye ve dünyada bu rekabetin arttığını dile getirdi.
LATİN AMERİKA’DA KADIN İŞÇİLER
“21.Yüzyılda Kadın İşçi Mücadelesi Deneyimlerde Güney Amerika” başlığı üzerine konuşan DEM Parti İstanbul Milletvekili Özgül Saki, Brezilya ve Kolombiya’ya ziyaret gerçekleştirdiğini ve oradaki toplumlarda güçlü örgütsel bağlar olduğunu söyledi. Latin Amerika’daki mahallelerde komünal örgütlerin olduğunu ifade eden Saki, burada kadın hareketi ve sendikal hareketlerin birliktelik oluşturduğunu kaydetti. Kadına şiddet ve cinsel saldırı olayların üretim süreçlerinden bağımsız olmadığının altını çizen Saki, kadınların kolektif tartışmalar yürüttüğünü belirterek, “2018’de bir seçim gerçekleştirildi. Meksika’da değerlendirmesi yapıldı. Bu değerlendirmelerde Meksika Gomis Partisi, Sosyalist Parti, öğrenci örgütleri, sendika örgütleri ve yerel halklar vardı. Seçim sonuçlarının 9 gün tartışıldığı oluyor. Oradaki halklar, emekçiler, kadınlar mücadele ediyorlar. Yaşamın geri kalanını örgütlü bir toplumla birlikte mücadeleyle yürütüyorlar” dedi.
“21. Yüzyılda İşçi Sınıfı Çelişkiler ve Sonuçlar” başlığına ilişkin değerlendirmelerde bulunan ESP Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü, kapitalist sistemdeki krizlerin en temel sorununun “işsizlik” olduğunu söyledi.
‘İŞÇİLERİN YOKSULLUĞU DÜNE GÖRE DAHA AĞIR’
“Yoksullaşma Krizi ve Etkileri” başlığı altında sunum yapan Sosyalist Kadın Dergisi’nin editörü Arzu Demir, emekçilerin yoksulluk yaşadığını ve sömürüldüklerini belirtti. Demir, “AKP hükümeti dönemiyle birlikte işçilerin ve emekçilerin alım gücü oldukça azalırken ve aynı zaman da tüketim de hızla artış gösterdi. 2016 -2022 arasında yurtiçi hasıla yüzde 4.4 büyümüş fakat bu büyümeden işçi sınıfının nasibine bir şey düşmemiş. Aksine bugün işçi sınıfını kaybetmesi üzerine büyüyor. Yani milli gelirde ücretlerin payındaki hızlı daralmayla karşı karşıya geliyoruz. Dolayısıyla işçilerin yoksulluğu düne göre daha da ağır” diye konuştu.
‘ORTAK VE STRATEJİK BİR AKLA İHTİYAÇ VAR’
Gazeteci, yazar Ercüment Akdeniz, “Göç Mültecilik ve İşçi Sınıfı-Enternasyonalizm” başlıklı konuyu ele aldı. Ercüment, şöyle konuştu: “İşçi sınıfının göç sorunlarını konuşurken burada bir saptama oluyor. Dünya mültecilerine ‘Olabildiğince engelleyelim ama yerine nitelikli ucuz güvencesiz göçmenleri getirelim’ diyorlar. Türkiye’de göçmenlerin ikamet hakkı da olmak üzere yerlilerle tam anlamıyla eşit haklara sahip olmaları gerekiyor. Göçmenlerin göçmen işçilerin ve emekçi sınıfların haklarını korumak ve mücadele etmek için kapitalist sisteme karşı bir stratejiye ihtiyacımız var. Ortak ve stratejik bir akla ihtiyaç var. Bunların önüne geçmek ortak örgütlenme ile sağlanır.”
İŞÇİ SINIFI VE EKOLOJİ MÜCADELESİ
Polen Ekoloji’den Cemil Aksu da “Emek, Ekoloji İşçi Sınıfının Ekolojisi Ekolojik Yıkım Etkileri ve Mücadele” başlığına ilişkin bilgilendirmelerde bulundu. İşçi sınıfının ekoloji mücadelesiyle neden ilgilenemesi gerektiğini dile getiren Cemil, “İşçi sınıfının ekonomik krizleri, ekolojik krizlerden etkileniyor. Her geçen gün ekolojik krizinin etkilerini en şiddetli şekilde görüyoruz. Bugün karşı karşıya kaldığımız sorunlar açısından sınıfsal temelde bu konuda bilgi politikasını üretmek zorundayız. Toplumsal mücadeleyle politikalar üretmek gerekiyor” dedi.
‘KADINLAR ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNDE DEVRİM YARATACAK’
Daha sonra DEM Parti İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu, “Sosyalist Kadın Çizgisinde Devrim Sınıf Siyaseti ve Yöntem” başlığının sunumunu yaptı. Kadın Devrim Programı’nı oluşturduklarını dile getiren Otlu, programla bir yol ve yöntem bulacaklarını ifade etti. Sadece sermaye egemenliğine karşı mücadelenin yeterli olmadığını ifade eden Otlu, “Erkek egemenliğe karşı mücadelenin çizgisini oluşturmak gerektiğini düşünüyoruz. Kime kadın arkadaşlar buna feminist mücadele ediyor. Benim geldiğim çizgi buna kadın devri mücadelesi program açık görüşü ve teorisi ile oluşturuyor. Bu yol arayışımızda önemli bir nokta olduğunu söylemek gerekiyor. Kapitalizmi temel çelişkisini söylüyoruz. En önemlisi evde, sokakta yaşamın her alanında erkek egemenliğinin bürokrasisine maruz kalıyor olmak. Ne kadar söz söylersek söyleyelim kapitalizme karşı mücadelenin sermaye egemenliğine karşı yürütüldüğünü söylersek söyleyelim işte orada erkek egemenliği ile ilişkili iş birliği başlamış oluyor. Bizler sosyalist kadınlar olarak bu ülkede erkek faşist zihniyete karşı mücadele edeceğiz. Bence kadınlar kendi özgürlük mücadelesinde devrimi yaratacak” şeklinde konuştu.
‘KURDİSTAN SÖMÜRGEDİR’ TEZİ
“KÖH Ekseninde Devrimci Sınıf Siyaseti ve Yöntem” başlığını sunan HDK Eş Sözcüsü Cengiz Çiçek, Kürdistan tarihi ve Kürt devrimci hareketine işaret ederek, şunları söyledi: “Günümüz ulus devletler dünyasına kadar kendisini var etmiş getirmiş ama bu tarihsel halk içerisinde imparatorluk ve ulus devlete geçiş aşamasında Kurdistan’da bir ara sınıf oluşmuş.”
Çiçek, sözlerini şöyle tamamladı: “Kürt özgürlük hareketinin tarihi sömürge tezi ile başlar. Sayın Abdullah Öcalan’ın ‘Kurdistan sömürgedir’ tezi ile birlikte sömürgeciliğe karşı askeri zihinsel toplumsal, kültürel ve bir çok alanda mücadele yürütürken açıkçası kendi toplumsal dünyasının özgünlüğünü ilişkilerini o özgün yorumların çok ciddi etki yaratır. Kurdistan sömürgedir, tezi tek başına sadece Türk sömürgeciliğe karşı yürütülmüş bir silahlı mücadele ifade etmiyor. Onun altında, bir ideolojisi var ve onun altında Kurdistan toplumunun değerlerine dönük çok ciddi yorumlar çok ciddi çıkarımlar var. Kürt özgürlük hareketinin Kürt halkının önünde Sayın Öcalan‘ın savunmalarından yola çıkarak bir çok şey belirtebiliriz.”
Sempozyum alkış ve sloganlarla son buldu.