KASTAMONU - Hanönü ilçesinde açılması planlanan ikinci bakır madenine karşı dava açacağını aktaran Mehmet Soysal, bölgenin ciddi bir riskle karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu.
Kastamonu’nun Hanönü ilçesinde İlbak Holding ile Akfen Holding ortaklığında faaliyet gösteren Acacia Maden İşletmeleri A.Ş., bölgede ikinci bakır madenini açmak için çalışmalara başladı. 2 bin 500 nüfuslu ilçede halihazırda bir bakır madeni işleten şirketin, Küreçayı ve Kavak köyleri sınırlarında planladığı yeni ocak için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı 5 Temmuz'da "Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) gerekli değil" kararı verdi. Şirket, bölgeden aldığı bin 936,06 hektarlık ruhsatlı sahanın 23 hektarlık kısmında projeyi hayata geçirmeyi planlıyor. Mevcut madene karşı yıllardır mücadele veren bölge halkı ise kararın iptalini istiyor.
İlçede madenine karşı verilen mücadelede iki kez saldırıya uğrayan CHP eski Hanönü İlçe Başkanı Mehmet Soysal, bölgede yaşananlara dair konuştu.
FAY HATTINDA BARAJ İNŞA EDİLDİ
Yerleşim yerlerinin karşısında, iki okulun bulunduğu bir alana atık barajının inşa edildiğini belirten Soysal, hemen yanına da başlatılan ikinci inşaatın sürdürüldüğünü aktardı. Atık barajında 5 milyon metreküpten fazla atık olduğunu aktaran Soysal, bu bölgenin ise aktif fay hatlarının bulunduğu bir bölge olduğuna dikkati çekti. Meydana gelen depremlerle bu barajda kayma yaşandığını söyleyen Soysal, bölgenin ciddi bir risk altında olduğunun altını çizdi.
RAPORA RAĞMEN…
Kimyasal atıkların madenin yanından geçen Gökırmak Deresi'ne akıtıldığını söyleyen Soysal, “Tarım arazilerimizi dereden suluyoruz. Su ve topraktan aldığım numunelerde analiz yaptırdım. Sonuca göre arsenik, bakır, demir, kalsiyum ve kurşun gibi ağır metaller olması gereken değerlerin çok üstünde çıktı. Çıkan sonuçlarla savcılığa suç duyurusunda bulundum. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü'ne şikayette bulundum. Müdürlükten geldiler ama numune almadan 'temiz raporu' verdiler. Bende elimdeki raporları Çevre Mühendisleri Odası'na gönderdim. Oda, burada suç işlendiği, il müdürlüğünün ihmali olduğuna dair bir rapor hazırladı. Ancak aldığım raporlardan ne de suç duyurularımdan sonuç çıkmadı. Üstüne üstlük şirket, yalan haberler yaptırdığım gerekçesiyle beni şikayet etti. Ancak hepsinde takipsizlik kararı verildi. Demek ki bu konuda haklıyım. Şirket doğayı kirletiyor. İçme sularının bir gün içinde analiz edilmesi gerektiği için analiz yaptıramadım. Ama analiz yaptırılırsa kesin onda da sıkıntı çıkacağını düşünüyorum. Toprağımızda aşırı derece ağır metal çıktı. 1-2 değil 155 bin kat" diye belirtti.
ZEHİRLİ SUYLA TARIM YAPILIYOR
Mevcut madenin etkisinin Hanönü ile sınırlı kalmadığına dikkati çeken Soysal, "Gökırmak Deresi, Kızılırmak'la buluşup Havza'dan Karadeniz'e dökülüyor. Kastamonu, Sinop ve Samsun gibi büyük bir alanı etkiliyor. Deremiz kirli, eskiden balıkların olduğu deremizde artık balıklar da yaşamıyor. Dereye akan ağır metaller nedeniyle tarım yapılamaz oldu. Hayvan çiftliğinin olduğu bölgede insanların tamamı pirinç yetiştiriyor. Çeltik tarlalarında sürekli su olduğu için 2 yıl öncesine kadar tarlalarda milyonlarca kurbağa vardı ve seslerinden uyuyamazdık. Ancak şimdi bir tane kurbağa yok. Bu da suyun zehirli olduğunu gösteriyor. Bu kadar ağır metalin olan suyla tarım yapıyoruz. Sağlık Bakanlığı ise bir inceleme yapma gereği duymuyor" ifadelerini kullandı.
‘HANÖNÜ TAMAMEN BİTİRİLİYOR’
Hanönü'nün ikinci bir madeni kaldırmayacağının altını çizen Soysal, yeni madeni açtırmamak için mücadele edeceklerini söyledi. İkinci madenden sonra ilçede çiftçiliğin tamamen biteceğini sözlerine ekleyen Soysal, şöyle devam etti: “Ormanlarımız, doğa, suyumuz, havamız ve daha birçok şey doymak bilmeyen kar hırsı nedeniyle yok olacak. Bakır madeni çıkarılırken ortaya çıkan zehirli atıkların uygun bir şekilde bertaraf edilmesi gerekir ancak bu fazladan maliyet gerektiriyor. Daha fazla kar için Hanönü’nde yaşayan insanların hayatı hiçe sayılıyor. Bu madenle birlikte Hanönü tamamen biter, buradan göçler başlar. Hanönü'nün yüzde 80'i ormanlık arazilerden oluşuyor. Madenin çalıştığı yerler ormanlık alan. Dolayısıyla bu ileriki dönemlerde ormancılığı da etkileyecektir. Bunun için Hanönü halkı yeni madene tepkili. Şu an örgütlenme çabasındayız. Madene karşı duracağız. Kimse açmasa bile ben dava açacağım. Halkın, madene karşı verilen mücadeleye destek vermesi ve geç kalmadan itiraz etmesi lazım.”
MA / Tolga Güney