Abdullah Öcalan: Barış savaşı veriyorum

img
RIHA - Kürt sorununun demokratik çözümü için mücadele veren Abdullah Öcalan, "Barış savaşı" olarak tanımladığı mücadelesini İmralı’daki tecrit koşullarında da ısrarla sürdürüyor. 
 
Polonya’nın 1 Eylül 1939 tarihinde Naziler tarafından işgal edilmesiyle başlayan ve 6 yıl süren İkinci Dünya Savaşı boyunca 70 milyondan fazla insan yaşamını yitirdi. Sovyetler Birliği ve Varşova Paktı üyeleri, savaşta yaşanan can kayıplarını hatırlatmak ve barışın tesisi için 1 Eylül’ü “Dünya Barış Günü” ilan etti. Birleşmiş Milletler (BM) ise, 1981 yılında 21 Eylül tarihini Dünya Barış Günü ilan etti. Bu nedenle Dünya Barış Günü dünyanın bazı yerlerinde 1 Eylül'de, bazı yerlerinde ise 21 Eylül'de kutlanıyor.
 
Ancak İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana geçen 85 yılda, savaş ve çatışma hali Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın dört bir tarafında sürüyor.  Türkiye, Irak, İran ve Suriye’deki çatışma haline 2021 yılında başlayan Rusya-Ukrayna savaşı, 7 Ekim 2023’de ise İsrail’in Filistin’e dönük saldırıları eklendi. İsrail, Filistin’in yanı sıra aynı saldırıları Lübnan ve İran’a karşı da sürdürürken, çatışmalı süreçle birlikte dünya halkları bir kez daha ulus-devletlerin kanlı siyasetine tanıklık etti. 
 
İMRALI TECRİDİ  
 
Türkiye, Kurdistan ve Avrupa’nın birçok kentinde gerçekleştirilen 1 Eylül etkinliklerinin temel taleplerinden biri olan Kürt sorununun demokratik çözümü için yoğun çaba sarf eden PKK Lideri Abdullah Öcalan, kendisine yönelik uluslararası komplonun başlatıldığı 9 Ekim 1998 tarihini “3’üncü Dünya Savaşı’nın startı” olarak nitelendirdi. İmralı F Tipi Kapalı Cezaevi'nde 25 yılı aşkın süredir ağır tecrit koşullarında tutulan Abdullah Öcalan’dan 42 aydır haber alınmazken, iktidarın savaş konseptini yeniden devreye koyduğu 2015’den bu yana artan şiddet ve çatışma, Türkiye’yi başta ekonomi ve hukuk olmak üzere pek çok alanda krize sürükledi. Abdullah Öcalan’ın, demokratik çözüm ve kalıcı bir barış için yaptığı sayısız çağrı yanıtsız bırakıldı. Bu çağrıların milyonlara ulaşmasını engelleyen iktidar, savaş politikalarıyla derin krizlere neden oldu. Tüm yönelimlere rağmen barış ısrarından vazgeçmeyen Abdullah Öcalan'ın, barışa dair geçmiş dönemlerdeki değerlendirmeleri ise bugün halen geçerliliğini koruyor. 
 
‘BARIŞ ÇABAMI BÜYÜK YÜRÜTECEĞİM’
 
Abdullah Öcalan’ın 7 Haziran 1999 tarihli avukat görüşmesinde, “Her savaşın barışı vardır. Barışı bilmeyenler savaşı yüzüne gözüne bulaştırır. En güzel barış savaştan daha zordur. Savaş ve barış kavramlarını doğru anlayın. Yarın idama da gidebilirim, ama barış çabamı büyük yürüteceğim. Savaş çirkinliklerin yıkılması, barış güzelliklerin yaratılmasıdır. Sıfır düzeyi yoktur. Barış bir sanat gibi işlenmelidir. Bu tavsiyemdir” diye belirtti. 
 
Aynı yıl 19 Haziran’da bir başka avukat görüşmesinde Abdullah Öcalan, şunları söyledi: "Bu, barış savaşının ütopyasıdır. Benim yaşamımı böyle anlayın. Barış ütopyasını gerçekleştirmek istiyorum. Barış konusunda oldukça ciddiyim. Taktik olarak anlaşılmamalıdır.” 
 
‘ANLAMI ÖZGÜRLÜKTÜR’
 
Yaşamın barış üzerine yoğunlaşması gerektiğini birçok kez vurgulayan Abdullah Öcalan, 29 Haziran 1999 tarihli görüşmede, "İnanılmaz bir barış savaşımı var. Çok yoğun kanlı çatışmayla birlikte iki yüzyıllık bir kavga barışa dönüşecek mi, sona erecek mi? Büyük barış çabası başlıyor, tarihidir. Savaşın, barışın en ağırını biz çekiyoruz. Burada geçen her saniye kutsaldır, saygı duymak gerekir. Acımasız savaşı bizden daha çok yaşayan yoktur. Barış için yaşayacağım anlaşıldı mı? Savaşın da barışın da anlamı özgürlüktür; herkes adına özgürlüğün kazanılmasıdır. Umarım herkes bu anlayışta olur” ifadelerini kullandı. 
 
YENİ BARIŞ ANLAYIŞI 
 
Barış için savaş verdiğini vurgulayan Abdullah Öcalan, 2 Aralık 1999 tarihli bir görüşmesinde de şunları vurguladı:"24 saat bir savaş içindeyim. Barış savaşı veriyorum. Barış savaşı dışarıdaki savaştan daha zor. Barış yalnız kucaklaşmaktan ibaret değil. Korkunç karşıtları var. Bizim yanımız, benim yanım barış sürecine katkı sunmaktı.” 
 
6 Aralık 1999 tarihli görüşmede yeni bir barış anlayışın olması gerektiğine işaret eden Abdullah Öcalan, "Ya bir daha çatışma ya da kapsamlı barış süreci. Belirsizlik tehlikeli. Barış çalışması derinleşmezse, çatışma gelişir” dedi. 
 
SAVAŞ FELSEFESİ 
 
Abdullah Öcalan, İmralı Cezaevi’nde kaleme aldığı savunmalarında da barışa dair birçok çözümleme yaptı. 
 
İmralı yargılama sürecini de demokratik barış arayışı ve çağrısı olarak değerlendireceğini belirten Abdullah Öcalan, barışla ilgili yaptığı çözümlemelerde, “‘Hakkın savaştığın kadardır’ mantığı genel bir yöntem haline gelmiştir. Hak arayan savaşmasını bilmelidir biçimindeki bu zihniyet, 'savaş felsefesi'nin özüdür. Bu zihniyetin tüm din, felsefe ve sanat ekollerinde yüceltilmesi, bir avuç gaspçının eylemine 'en kutsal eylem' sıfatının takılmasına kadar ilerletilmiştir. Kahramanlık, kutsallık bu gasp eyleminin unvanı haline getirilmiştir. Böylesine yüceltilerek hakim anlayış haline getirilen savaşlar, tüm toplumsal sorunların çözüm aracı olarak düşünülmüştür. Sanki savaş dışı çözüm yolları mümkün değilmiş, olsa bile pek makbul sayılmazmış gibi bir ahlak anlayışı toplumu bağlamıştır. Sonuç, en kutsal çözüm aracı şiddettir. Bu tarih anlayışı yıkılmadıkça, toplumsal olgunun gerçekçi değerlendirilmesi ve sorunlarına savaşsız çözüm aranması zordur. En barışçıl ideolojilerin bile kendilerini savaştan alıkoymamaları bu zihniyetin gücünü gösterir. Sürekli barış isteyen büyük dinlerle, çağdaş sınıf ve ulus hareketlerinin bile savaşçı iktidar kliğinin tarzıyla savaşmaktan kendilerini alıkoyamamaları bu gerçeğin diğer bir kanıtıdır” ifadelerine yer verdi.
 
‘EN ETKİLİ ÇÖZÜM DEMOKRATİKLEŞME’ 
 
Halkların şovenizmi aşarak demokratikleşmeyi ve barışı dayattığına işaret eden Abdullah Öcalan, “Önümüzde bizleri bekleyen kapitalizmin tek taraflı iradesi döneminin geçtiği, halkların şovenizm ve savaşla yüklü milliyetçiliği aşarak demokratikleşmesini ve barışını dayattığı, kültürel ve yerel gerçekliği ile buluştuğu bir dönem olasılığı güçlüdür. Bunun tek başına değil, hakim sistemin devlet merkezli, ama küçültülmüş yapılanmalarıyla ilkelere dayalı ortaklaşa yürütülmesi de bu olasılık dahilindedir… Toplumsal sorunları ‘başta barış olmak üzere’ çözmede en etkili aracın demokrasi olduğu tartışmasızdır. Gücünü çok zorunlu meşru savunmalar dışında savaştan değil ikna kabiliyetinden alır. Savaşla kaybedileceklerle ikna temelinde kazanılacak değerleri karşılaştırarak, halkların öz çıkarına uygun çözümleri her zaman geliştirebilir. Cesur ve gerçekçi tartışmalar sorunları aydınlatır. Aydınlanan sorunlar ise tarafların en geniş katılımıyla, köklü uzlaşmalarla hal yoluna girebilir. Hiçbir sistem demokrasiler kadar tartışmalı ve gerçekleri su yüzüne çıkarmada başarılı olamaz” değerlendirmesinde bulundu. 
 
BARIŞ VE TOPLUM KAVRAMININ BAĞI
 
Ömrünü Kürt sorununun çözümüne adayan özel olarak da İmralı sürecinde buna yoğunlaşan Abdullah Öcalan, Kürt sorunun karmaşık ve çok yönlü olduğuna dikkat çekti. Kürtlerin dört parçada da devlet ve toplum yapılanmasıyla derin sorunları olduğunu belirten Abdullah Öcalan, “En basit medeni haklarından bile yararlandırılmamaktadır. Siyasal ve ekonomik hakları gündeme bile getirilmemektedir. Toplumsal barışı önleyen savaşlara gerekçe yaratan, tarihte her zaman ideolojilerin gerçek dışı savlarıdır. Bu da sürekli karşı ideolojilere, beraberinde karşı yapılanmalara yol açarak, toplumu gergin ve çatışmalı halde tutmaktadır. Dünya, bölge, Türkiye ve Kurdistan'daki tüm gelişmeler barış ve demokratik çözümünü dayatmaktadır. Devlet, iktidar ve savaş ‘dolayısıyla barış’ meselesiyle uğraşanlar, toplum kavramını mutlaka yetkin ve yeterli kılmaya öncelik vermelidir” diye vurguladı. 
 
ÇÖZÜM DEKLERASYONU 
 
Aşırı milliyetçi devletçi yaklaşıma değinen Abdullah Öcalan şunları belirtti: “Kürdistan'da aynı milliyetçi devletçi akımlar üstün çıkarsa, bir değil dört İsrail-Filistin ortaya çıkar. Bundan çıkarmamız gereken birçok sonuç vardır. Ayrıca günümüzde yaşanan Çeçenistan, Karabağ, Kosova, Kıbrıs, yakın dönemde Ermeni-Osmanlı, Kürt-Cumhuriyet, Arap-Osmanlı, Kürt-Irak bağlamındaki sorunların yol açtığı sonuçlar da bilinmektedir. Yeni facialara yol açmamanın en uygun yolu, Kürt sorununu imha, inkar ve küllendirme, dilencileştirme konumuna düşürmeden, tutarlı, içtenlikli bir barış ve demokratikleşme reformu ile çözüme cesaret etmedir. Bunun genel formülü de Türkiye somutunda çözümlediğimiz, genel güvenlik ve kamusal alan ortaklığı olarak 'devlet + Kurdistan'da demokrasi' formülünün Ortadoğu çapında genelleştirilmesidir. Kendini somutta 'Ortadoğu'da demokratikleşme + devletin demokrasiye duyarlılığı = Kurdistan'a özgürlük'tür. Özgür Kürdistan daha çok demokratik Kurdistan'dır.”
 
2003 yılında kalıcı barış ve demokratik çözümün yol haritasını açıklayan Abdullah Öcalan, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nün barış, uzlaşma ve çözümün miladı olması çağrısında bulunmuştu. 
 
Öcalan’ın 1 Eylül 2003 tarihine giderken 13 Ağustos 2003’te 10 maddeden oluşan “Uzlaşma ve Çözüm Deklarasyonu”nda şunlar yer alıyordu: 
 
“* Uzlaşma ve çözümün ilk adımı olarak demokratik bir çerçeve sunuyorum. Bu temelde Avrupa Birliği’ne uyum sürecini de önemli buluyorum. Dile getirdiğim demokratik çerçevenin ve diğer önerilerin Avrupa Birliği sürecine de uygun olduğunu düşünüyorum. Bu temelde;
 
a- Düşünce ve örgütlenme özgürlüğü önündeki engeller kaldırılmalı, serbest siyaset yapmanın tüm koşulları yaratılmalıdır.
 
b- Siyasal partiler ve seçim yasası demokratik ölçülere göre yeniden düzenlenmelidir. Özgür ve bağımsız bir seçimin tüm koşulları yaratılmalıdır.
 
c- Demokratik bir yerel yönetim yasası çıkarılarak, yerel yönetimlerin yetkilere arttırılarak demokrasi geliştirilmelidir.
 
* Kürt olgusu demokratikleşmenin temel bir olgusu olarak kabul edilmelidir. Kürt öğesinin demokrasi kapsamına alınması, Kürtlerin demokratikleşmede bir öğe olarak kabul edilmesi anlamına gelir.
 
* Cumhuriyetin temel niteliklerine aykırılık teşkil etmenin dışında, Kürtlerin kültürel hakları tanınmalı, kendi kültürlerini özgürce ifade edebilmeliler. Buna TV, radyo, kitap, eğitim hakkı da dahildir. Bu konuda sınırlamaya gidilmemeli, halk ne kadar istiyorsa o kadar kültürel hakları, TV, radyo, basın-yayın, eğitim hakkı verilmelidir.
 
* Kürtlerin demokratik ve siyasal hakları yasal ve anayasal güvenceye kavuşturulmalıdır.
 
* Köye dönüşlerin güvenli bir şekilde sağlanması için gerekli girişimler yapılmalı, gerekli idari, hukuki, ekonomik ve sosyal tedbirler alınmalıdır.
 
* Koruculuk, ekonomik ve sosyal tedbirler alınarak kaldırılmalıdır. Devlet içinde yuvalanmış ve hiçbir kanuni dayanağı bulunmayan gayri meşru güçler, çeteler lağvedilmelidir. Meşru güçler dışında güvenlik gücü kalmamalıdır.
 
* Ekonomik çerçeveyi oluşturma açısından köye dönüşlerin sağlanmasıyla birlikte GAP projesi çerçevesinde etkin bir planlama ve destekleme ile bölge ekonomisi için yeni projeler geliştirilmelidir.
 
* Toplumsal Barış ve Demokratik Katılım Yasası çıkarılarak dağdakilerin, sürgündekilerin ve cezaevindekilerin yasal ve demokratik sürece katılmaları sağlanmalıdır.
 
* Uzlaşma ve diyalog gelişmediği takdirde meşru savunma hakkının kullanılacağı çözümün bir parçası olarak ele alınacaktır.
 
* Şu ana kadar yürütülen yanlış politikalardan dolayı devlet Kürtlerden özür dilemelidir.”
 
DEMOKRATİK ULUS ÇÖZÜMLEMELERİ
 
Abdullah Öcalan, Demokratik Ulus anlayışının Ortadoğu’da yaygınlaştırılması gerektiğini belirttiği 13 Aralık 2006 tarihli görüşmede, "Ortadoğu’da çözüm ancak böyle olur. Ortadoğu ülkeleri için demokratikleşme olmadan mevcut ulus-devlet yapılarıyla, ulus-devletin kurucusu olan Avrupa devletleri ve ABD ile baş edemezler. Benim daha önce başka filozoflar tarafından da dile getirilen Demokratik Ulus anlayışım, Türkiye’de sorunların barışçıl ve demokratik bir şekilde çözülmesinin tek yoludur. Aksi takdirde MHP ve CHP’nin yaptığı gibi kuru, sahte ulus-devlet mantığıyla sorunlar çözülmez” dedi. 
 
Öcalan, kendisiyle “çözüm” adı altında 2013 ile 2015 yılları arasında yapılan görüşmelerde de barışın sağlanmasına dair önemli değerlendirmelerde bulundu. İmralı Heyeti ile 3 Ocak 2013’te yapılan ilk görüşmede, “23 yıldır barış için uğraşıyorum” diyen Öcalan, 23 Şubat 2013 tarihli heyet görüşmesinde, başlatılan süreci “Tarihi bir barış ve demokratik yaşama geçiş” olarak tanımladı. 
 
ÇÖZÜM SÜRECİ
 
Barış çabalarının Turgut Özal ile başladığını hatırlatan Abdullah Öcalan, 21 Temmuz 2013 tarihli görüşmede, “Erdoğan söylemde ‘Baldıran zehri içerim’ diyor ama pratik tam tersidir. Biz savaşı AKP’ye karşı başlatmadık ki. Önce Kürt feodallerine karşı, sonra devlete karşı savaştık. Şimdi devletin temsilcileriyle burada çatışmasızlığı barışa doğru evriltmek istiyoruz. Ama AKP adım atmadı” dedi. Hakiki barış olmazsa hakiki savaşın başlayacağı uyarısında bulunan Abdullah Öcalan, 27 Şubat 2015 tarihli görüşmede, “AKP otoriterleşmek isterse kendini bitirir. AKP hakiki olmazsa bu sefer gerilla hakiki savaşı başlatır. Anlaşma yok, çözüm yok, barış yok, faşizmi dayatırsa savaş başlar” diye uyardı.
 
TECRİT VE IRKÇI SALDIRILAR 
 
İktidar tarafından “buzdolabına kaldırdık” denilerek bitirilen diyalog sürecinden sonra Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit derinleştirildi. Buna karşı 2018 yılında Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde açlık grevleri başladı. Eylemin sonucunda ise 2019 yılında Abdullah Öcalan ile yapılan birkaç görüşmede de çağrılar ve çözüm çabaları öne çıktı. Bu dönemde Abdullah Öcalan, İmralı Adası’na giden avukatlarına “Kürtlere yer açmaya çalışıyorum gelin Kürt sorununu çözelim. Bir haftada çatışma durumunu, ihtimalini ortadan kaldırırım diyorum. Ben çözerim, kendime güveniyorum, çözüm için hazırım. Ancak devlet de devlet aklı da gereğini yapmalıdır” mesajını verdi. 
 
Gelinen noktada İmralı'da giderek ağırlaştırılan tecrit sebebiyle Abdullah Öcalan ve beraberindeki tutsaklardan 42 aydır haber alınamıyor. Kürt soruna karşı geliştirilen ve giderek derinleşen savaş, yükselen yeni nesil milliyetçi ve ırkçı saldırılara yer açarken, savaş politikaları da yaşanan yoksulluğu giderek arttırdı. 
 
MA / Ceylan Şahinli
 
 
 
 

Diğer başlıklar

10/09/2024
09:43 Birçok kentte ev baskınları
09:15 Türkiye’de kaybettirilen çocuklar gerçeği
09:12 Çıplak aramaya karşı çıkan tutsağın tahliyesi uzatıldı
09:11 Sokağın Narin Güran tepkisi: Bu düzen son bulmalı
09:10 Şirketler Hasandin'in ardından Gavgas'a göz dikti
09:09 Kadınlar öfkeli: Yaşamlarımız için mücadele etmeliyiz
09:06 Aysu: Tarımda daha kötü günler bizi bekliyor
09:04 23 yılda 34 bin iş cinayeti: İşçiler hakları için örgütlenmeli
09:01 'Tîrêjên Rojê' kampanyası: Hedef Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü
09:00 MKM'de kurs kayıtları başladı
09:00 10 EYLÜL 2024 GÜNDEMİ
08:47 2023’te çocuğa yönelik cinsel suçtan 40 binden fazla dosya açıldı
08:40 ‘Her 3 öğrenciden biri okula aç gidiyor’
08:21 İsrail'den çadır kampa saldırı
09/09/2024
22:58 DBP: Narin’in cinayetinden iktidar ve kirli ortakları sorumludur
21:23 DEM Parti’den HÜDA PAR'a: Sorumluluklarını saklama telaşlarını anlıyoruz
20:24 Colemêrg’te 19 genç tahliye edildi
19:51 Êlih’te iki aile barıştırıldı
19:04 Narin Güran eylemleri: Ensarioğlu’nun ifadesi alınsın
18:21 Narin'in mahallesinde katliamın şüphelisiyle keşif yapıldı
18:08 Narin Güran haberlerine getirilen yayın yasağı kaldırıldı
17:58 Eğitim Sen: Yeni eğitim yılına sorunlarla girdik
17:01 Büyükşehir belediyesi çeviri atölyeleri açacak
16:43 Tecridi protesto edip Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü talep ettiler
16:03 Evin Cezaevi’ndeki kadın tutsaklar savcıya ifade vermeyi reddetti
16:01 Narin soruşturması: Cesedi amca verdi
15:54 Narin için eylem: Çuvala bir çocuğu yaşatamayan düzeni sığdırdınız
15:36 Ömer Öcalan: Dilimize de önderimize de sahip çıkacağız
15:32 DEM Parti’den İçişleri Bakanı’na: AKP’li vekilinin bilip söylemediği şeyler nelerdir?
15:22 'Uzun Yürüyüş'ün başlangıç noktaları belli oldu
15:18 İşçi Emekçi Birliği'nden savaşa ve pahalılığa karşı miting kararı
14:57 Hatimoğulları: Adalet, ekmek ve barış için sonuna kadar savaşacağız
14:34 Polisten eylemdeki işçilere tehdit: Çocuklarınız iş bulamaz
14:02 Eğitim Sen ve dil derneklerinin talebi ortak: Anadilde eğitim
13:47 Emine Şenyaşar 19 gündür Meclis’te ‘adalet’ arıyor
13:15 Narin Güran'ın otopsi işlemlerine dair savcılık tutanağı
13:10 Narin'in farklı mahallede defnedilmesi girişimi sonuç vermedi
12:45 Binarê Qendîl köyleri savaş uçaklarıyla bombalandı
12:44 Kadınlardan katliamlara tepki: Cüretlerini cezasızlıktan alıyorlar
12:22 AKP’liler Narin’in cenazesinde toplu fotoğraf çektirdi
11:33 Sudan’da paramiliter gruplardan saldırı: 21 ölü
11:27 Narin Güran toprağa verildi
11:12 Nijerya’da tanker kazası: 48 ölü
10:49 Garê'de çatışma: 1 üsteğmen hayatını kaybetti
10:17 Apê Musa Gazetecilik Ödülleri'ne başvuru için son 2 gün
10:04 Okullar açıldı: Halkın dili seçmeli olarak halka verilemez
09:59 Narin Güran'ın cenazesi ATK’den alındı
09:25 Birçok kent için sağanak yağış uyarısı
09:05 'Çirkin Kral'sız 40 yıl
09:04 Xwebûn ‘Soykırım Anlaşması’ manşetiyle çıktı
09:04 Yeni iki telgraf: Ankara Kürtçe okul istemiyor!
09:02 Oruç: Eğitimde tasarruf olmaz
09:00 09 EYLÜL 2024 GÜNDEMİ
08:37 Narin Güran protestosunda gözaltına alınanlar serbest
00:30 Güran’ın amcasının aracı köyden çıkarıldı
08/09/2024
23:48 Oluç: Bu iktidar çözümsüzlükte ısrarın iktidarıdır
23:37 Narin’in otopsi işlemleri tamamlandı
23:15 Sudan’da sel ve kolera kaynaklı can kaybı 390'a çıktı
23:09 Uzman çavuşun çarptığı genç yoğun bakıma alındı
21:40 Pulur’da askeri araç kaza yaptı: 4 ölü
20:57 Narin Güran için eylem: Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ne iş yapıyor?
20:50 Amed Baro Başkanı Eren: Narin’in failleri dışarıda olabilir
19:45 AKP’li Ensarioğlu: Güran ailesi ile 40 yıllık dostluğumuz var
19:36 Narin için Amed'de binler yürüdü: Katil Hizbullah işbirlikçi AKP
18:35 Kurtulmuş, Atalay için olağanüstü toplanma çağrısını reddetti
17:44 Adana’da Reşit Kibar için eylem: Sorumlular yargılansın
17:32 Türkoğlu, çay bahçesinde kadınlarla buluştu
17:17 Narin Güran soruşturması: Aileden 7 kişi gözaltına alındı
17:05 MED-DER: Kürtçe resmi dil olsun
16:50 Narin Güran soruşturmasında 21 gözaltı
16:49 'Savaş ve çözüm' paneli: Abdullah Öcalan başmüzakerecidir
16:20 Av. Özdemir: Cenazenin kaybettirilmesine dair soruşturma yürütülmeli
16:08 Orduluların tepkisi üzerine sondaj çalışması durduruldu
16:07 Zeydan: Yerinde doyma ve toprağını koruma politikasını hayata geçireceğiz
16:04 Tutuklu gazeteci Serunaz Ahmet greve başladı
15:35 ARÎ-DER yeni yönetimini belirledi
15:26 Bakırhan: Ekmek ve adalet mücadelesini ayrı göremeyiz
15:21 31 yıllık tutsaklara kitlesel ziyaret ve karşılama
14:38 İstanbul'daki sağanak yağış zor anlar yaşattı
14:34 Narin Güran öldürülmüş halde bulundu: İktidar hesap vermeli
14:06 Narin Güran'ın katledilmesi protesto edilecek
13:30 Kobanê'de sivil araca SİHA saldırısı
13:02 Valilik: Güran öldürüldükten sonra dere yatağına götürülmüş
12:41 Valilik iznine rağmen köye girişe asker engeli
12:26 Tarım ve gıda sempozyumunda kooperatif vurgusu
12:23 'Barışın tek yolu İmralı'dan geçer'
12:11 Tarım işçilerini taşıyan minibüs kaza yaptı
12:06 Narin Güran'ın cenazesi ATK'de
11:36 Erkek şiddeti: Sehle Gündüz yaşamını yitirdi
11:35 Narin Güran'ın öldürüldüğü köye girişlere yasak
11:34 DEM Parti: Narin’i katledenler hesap vermeli
10:57 Safitürk davasında yeni başvuru: Uzman raporu yok sayıldı
10:26 Narin Güran'ın cansız bedeni bulundu
10:16 Uçar: Saldırıların panzehri örgütlülük
Bayındır: Hedefimiz örgütlü bir toplum
09:47 Jin dergi '12 Eylül'ün karanlık izleri' kapağıyla çıktı
09:32 BM’den Taliban’a ‘Erdem Yasası’nı kaldır’ çağrısı
09:30 Lokumcu'nun oğlundan cezasızlığa tepki: Hukuka inancım kalmadı
09:23 Pendik'te silahlı kavga: 1 ölü, 4 yaralı
09:20 Muğla'da orman yangını sürüyor
09:12 Pasûr'da bir Ermeni demir ustası
09:11 Cizîr direnişini anlattı: Mücadele sürüyor
09:10 Felçli tutsağa ‘halay çektin’ cezası
09:08 Tecride Karşı Adalet Girişimi: Mücadele toplumsallaşmalı
09:07 Abdullah Öcalan için 50 merkezde eylem yapılacak
09:06 Aykoç: CHP Kürt sorununda inisiyatif almalı
09:06 Hewag'ta bağ bozumu başladı
09:01 Mahallelerine yol istiyorlar
09:00 08 EYLÜL 2024 GÜNDEMİ
07/09/2024
23:50 Gever'de polisten yurttaşlara tehdit
22:56 KDP Emel Mathlouthi’in Kuzey ve Doğu Suriye’ye geçmesine izin vermedi
21:45 Şêrawa’daki saldırıda bir yurttaş katledildi
21:04 Şenyaşar’ın Meclis’teki direnişi 17’nci gününde
20:10 30 yıllık tutsak Çeçan Topçu tahliye edildi
20:01 Reşit Kibar için Hopa ve Borçka'da eylem
19:56 JİTEM amblemiyle tehdit eden uzman çavuş açığa alındı
18:33 Kadınlar, özel savaş politikalarına karşı örgütlülüğü tartıştı
18:25 ‘6-7 Eylül, gavur düşmanlığı ve korku üzerinden inşa edildi’
18:13 Tarım sempozyumu: Rojava sistemi sömürgeciliğe karşı umut verici bir modeldir
18:04 Narin Güran için yürüyüş: Türkiye kayıp çocuk vakalarında ilk sırada
17:39 Silahlı saldırıya uğrayan genç hayatını kaybetti
16:33 Erdoğan'dan teğmenlere: O kılıcı kime çekiyorsunuz?
16:26 DEM Parti katledilen Reşit Kibar'ın ailesini ziyaret etti
16:25 İran’da 23 kadın katledildi
15:27 Muğla ve İzmir'de orman yangını
15:22 ‘Sömürü, sömürge bağlamında Kurdistan’da tarım politikaları’ tartışıldı
15:10 Kadınlar Hatay'dan seslendi: Narin'e ne oldu?
15:05 'Barış gelmeden güvenli iş mümkün değil'
14:37 ‘Abdukadir Kuday derhal tahliye edilmeli’
14:35 Kop Tüneli inşaatında göçük: 1 işçi öldü
14:24 Hasta tutsaklar Rüzgar ve Yıldız için çağrı
14:02 Toros ve JİTEM amblemiyle tehdit
14:01 102 haftadır eylemdeler: KHK’ler iade edilsin
13:54 Boçka’da gözaltına alınan Koyuncu tutuklandı
13:46 'Öcalan'ın felsefesi bütün halklar için umut oldu'
13:28 Kayıp yakınları Sincar, Çelik ve Aygöl için adalet talep etti
13:21 CHP Genel Başkanı Özel'den erken seçim çağrısı
13:14 Cumartesi Anneleri Kenan Bilgin’in akıbetini sordu
13:11 8 yaşındaki Narin Güran 18 gündür bulunamadı
12:34 Rezan Gençlik Merkezi açıldı
12:26 Temelli: Kapatilazmin sömürü hinterlandı artık Kurdistan’dır
11:07 Cizîr’de kavga: 1 ölü, 4 yaralı
10:39 Irak'ta Türkiye'nin saldırılarına tepki büyüyor
10:22 'Jin, Jiyan, Azadî' konulu Egrîce klibi yayınlandı
10:10 Bazarcix'ta 5 büyüklüğünde deprem
09:55 Tarım Sempozyumu: Alternatif politika ve mücadeleyle kazanacağız
09:37 Açlık grevindeki hasta tutsak: Taleplerim karşılanana kadar eylemi sürdüreceğim
09:24 ‘Tecridin kırılmasıyla Türkiye nefes alacak’
09:23 Artvin'de 3 kişi gözaltına alındı
09:21 DBP örgütlenme seferberliği başlatıyor
09:20 Ege'de 3 ilde orman yangını