8 soruda Abdullah Öcalan’ın 'umut hakkı'

img

İSTANBUL - AİHM’in Abdullah Öcalan’ın "umut hakkı"na dair verdiği ve Türkiye'nin 10 yıldır herhangi bir adım atmadığı ihlal kararına dair merak edilenleri 8 soruda derledik.  

İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 25 yılı aşkın bir süredir tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 42 aydır haber alınamıyor. Aile ve avukat görüş hakkı “disiplin cezaları” ileri sürülüp engellenirken, telefon gibi iletişim hakları da askıya alınmış durumda. Abdullah Öcalan’a uygulanan mutlak tecrit ve haber alınamama haline karşı geçmişten bu yana iç hukuk yollarının yanı sıra uluslararası hukuk ve kuruluşlara da girişimlerde bulunuldu. Bu konuda farklı tarihlerde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi (CPT)  ve Birleşmiş Milletler’in (BM) çeşitli birimlerine başvurular yapıldı.
 
Söz konusu başvuruların sonuncusu sivil toplum örgütleri tarafından Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne yapılan bildirim oldu. Bildirim sonrası AİHM’in kararlarının yerine getirilip getirilmediğini denetleyen Bakanlar Komitesi, 3 yıl aradan sonra 17-19 Eylül tarihleri arasında AİHM’in 2014 yılında Abdullah Öcalan'ın şartlı salıverilme hakkında sahip olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilmesine (umut hakkı) dair verdiği "ihlal" kararını görüşecek.
 
Bu gelişmeyle beraber bir kez daha gündeme gelen “umut hakkı”nın kapsamı, Türkiye mevzuatındaki yerini ve komite kararına karşı Türkiye’nin gerekli adımları atmaması halinde karşılaşacağı yaptırımları 8 soruda derledik.
 
Türkiye’de, şartlı salıverilme hakkına sahip olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilen PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın mevcut koşulları üzerinden öne çıkan “umut hakkı” kavramı nedir?
 
 
‘Umut hakkı’, ömür boyu hapis cezasına karşılık mahpusun belli bir süreden sonra toplumla yeniden buluşmasını sağlamak için öne çıkan bir haktır. Öngörülebilir bir infaz biçimi getirerek, kişinin yeniden özgürlüğüne kavuşma umudunu korumasını sağlar.
 
Eski Ceza Yasası’na göre verilen idam cezalarının yeni yasal düzenlemelere göre uyarlanması sonucunda verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları ile 3713 sayılı yasa ve 5237 sayılı yasanın 302. maddesi kapsamında mahkemelerce verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarının infaz biçimi, mevzuatta ömür boyu yani ölünceye kadar şeklinde düzenlenmiştir. Bu cezaların istisnası yoktur. Fakat ‘umut hakkı’, bu ömür boyu hapis cezasına karşılık mahpusun belli bir süreden sonra toplumla yeniden buluşmasını sağlamak için öne çıkan bir haktır. Bu hakka sahip olan kişi belirli bir infaz süresinden sonra durumunun yeniden gözden geçirileceğini, bu gözden geçirmenin hangi gerekçeler üzerinden yapılacağını, kimlerin hangi yöntemlerle bu değerlendirmeyi yapacağını bilerek cezasını infaz eder. Başka bir ifade ile ‘umut hakkı’, öngörülebilir bir infaz biçimi getirerek kişinin yeniden özgürlüğüne kavuşma umudunu korumasını sağlar.
 
 "Umut hakkı" ile ilgili bir süre sınırı var mıdır? 
 
Bu konuda herhangi bir süre sınırı bulunmamaktadır. AİHM buna yönelik vermiş olduğu kararlarda sürenin üye ülkenin egemenlik hakkı kapsamında kendisinin belirleyeceğini ifade eder. Ancak söz konusu sürelerin kişinin ‘umut hakkı’nı ortadan kaldıracak uzunlukta olmaması gerektiğini de dile getirir. Yani devletin sırf ölünceye kadar infaz şeklini ortadan kaldırmak için getireceği 30-40-50 yıllık sürelerin kabul görmeyebileceği belirtilebilir. AİHM, Vinter/Birleşik Krallık kararında 25 yıllık bir süreden bahseder. Burada mahkeme, sözleşmeci devletlerarasında ve karşılaştırmalı ve uluslararası hukuk materyalleri arasında, cezanın verilmesinden en geç 25 yıl sonra ve sonrasında periyodik olarak gözden geçirilmesini garanti altına alan bazı özel mekanizmaların sağlanmasına yönelik karar veriyor.
 
Ancak Mahkeme’nin bu konuda verdiği kararlardan (Kafkaris/Kıbrıs, Vinter/Birleşik Krallık vb.) özetle yorumu şu şekildedir: Sözleşmeci devlet tarafından hangi ceza adaleti sisteminin onaylandığına müdahale etmediği vurgulanmalıdır . Sözleşme, bu bağlamda, şartlı salıverme hakkı gibi özel bir ceza adaleti mekanizması gerektirmemektedir. Bu tür bir gözden geçirmenin şekli ve bir gözden geçirmenin yapılabilmesi için cezanın ne kadarının çekilmiş olması gerektiği sorusu, devletlerin kendi takdir yetkisi dahilindeki konulardır. Sözleşmeci devletler tarafından izlenmesi gereken usuller yargısal olmayan bir karaktere de sahip olabilir. Ancak, Mahkeme'nin içtihadına göre, ‘serbest bırakılma olasılığının değerlendirilmesini’ sağlayan bir sistem olması gerektiği açıktır ve ‘söz konusu takdir marjı sınırsız olamaz.’ Mahkeme, Sözleşmeci Devletin kendi hukuk sisteminde daha hafif tutukluluk koşulları veya erken salıverme imkanı tanıyacak herhangi bir imkan olup olmadığını inceler.
 
Bir diğer mahkeme yorumu; Macaristan, Mahkeme'nin kararlarına uymanın bir yolu olarak 2015 yılında ömür boyu hapis cezalarının otomatik olarak gözden geçirilmesini öngören yeni bir mevzuat çıkarmıştır. Bu mevzuat ile 40 yıllık hapis cezasının ardından hükümlü için zorunlu bir af prosedürü başlatılmaktadır. Ancak Mahkeme, bir mahkumun affedilmeden önce beklemesi gereken 40 yılın, tavsiye edilen azami süreden çok daha uzun bir süre olduğunu ve bu anlamda devletin sahip olduğu takdir marjı geniş olsa da, bu marjın dışında kaldığını belirtmiştir. Ayrıca Mahkeme, Macaristan'da cumhurbaşkanlığı affının müebbet hapis cezasının fiilen veya hukuken indirilebilmesini sağlayan bir yol olmadığını tespit etmiştir. Mahkeme, başvuranların beklemek zorunda kaldıkları uzun süreyi ve inceleme mekanizmasının yeterli usuli güvencelerden yoksun olmasını göz önünde bulundurarak, yeni Macar mevzuatının Sözleşme'nin 3. maddesi anlamında bir koruma sağlamadığına ve bir ihlal olduğuna karar vermiştir.
 
 "Umut hakkı", Türkiye mevzuatında yer alıyor mu? Kapsamı nedir? 
 
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunun 16/4. Maddesi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 47. Maddesi, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı ile ilgili Kanunun 25. Maddesi, 107/16. Maddesi yukarıda bahsi geçen cezaların hiç ara verilmeden ölünceye kadar çektirileceğini düzenlemektedir. Zaten AİHM’in ihlal kararı verilmesine neden olan yapısal sorunlar bu yasa maddeleridir. Bu cezalar yönünden ‘umut hakkı’, Türkiye yasalarında herhangi bir şekilde yer almamaktadır. Abdullah Öcalan ve aynı nitelikteki hükümlülerin haklarını ihlal eden düzenlemeler bunlardır. Bu düzenlemeler kategorik olarak şartlı tahliye yasaklarını içermektedir.  Bunların dışında, farklı cezalarla ilgili serbest kalma yöntemleri, Cumhurbaşkanlığı affı gibi mevcutsa da bunlar aynı nitelikte olmayan ceza tiplerine yöneliktir. Esas olarak ‘umut hakkı’nın bir yasa başlığı ile özel bir düzenleme olarak yasada bulunması şart değildir. Burada esas olarak kategorik şartlı tahliye yasakları doğrudan bu hakkın ihlali olarak yaşanmaktadır.
 
Kategorik şartlı tahliye yasakları yasadan kaldırıldıktan ve tahliye imkanı yasal olarak sağlandıktan sonra yasanın fiili uygulamasını tartışma imkanı olabilir.
 
 
 AİHM, Öcalan-2 Türkiye kararıyla Türkiye’yi 2014 yılında yeniden mahkum etti. ‘Umut hakkı’nı belirleyen 4 ilke ortaya koydu. Bu 4 ilkenin meali, en kısaltılmış haliyle mahpusun bir gün tahliye edilebilme imkanı olduğu bilgisine sahip olması ve tecrit altında tutulmamasıdır.
 
AİHM, Abdullah Öcalan’ın “umut hakkı” ile ilgili nasıl bir karar verdi?
 
AİHM 2000’lerden sonra verdiği bir dizi kararında, hükümlülerin ‘umut hakkı’na açık referanslar vermeye başladı ve konu üzerine önemli bir içtihat zinciri geliştirdi. Ölüm cezasının 2000’lerin başında kaldırılmasından sonra Abdullah Öcalan’ın cezası ‘ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası’na çevrilmişti. AİHM, ölüm cezası yerine öngörülen bu cezanın infaz biçimine dair değerlendirmesini Mart 2014 tarihli kararı ile yaptı ve karar Ekim 2014’te kesinleşti. Daha sonra aynı konuda AİHM, Eylül 2015’te Kaytan/Türkiye, Aralık 2015’te Gurban/Türkiye ve Şubat 2019’da Boltan/Türkiye kararlarını verdi. 
 
Mahkeme bu konudaki içtihadı ile aynı doğrultuda, ‘umut hakkı’ güvence altına alınmaksızın hükümlülerin ölünceye kadar cezaevinde tutulmasının Sözleşme’nin 3. maddesinin ihlali niteliğinde olduğuna defaten hükmetti. AİHM, Öcalan-2 Türkiye kararıyla Türkiye’yi 2014 yılında yeniden mahkum etti. ‘Ölünceye kadar hapis cezası’nın işkence yasağının ve dolayısıyla ‘umut hakkı’nın ihlali olduğuna hükmetti. Pozitif hukukun sınırları içerisinde ‘umut hakkı’nı belirleyen 4 ilke ortaya koydu ve Türk Hukuku’nda bunların karşılık bulamadığını belirtti. Bu 4 ilkenin meali, tahliye imkanının de jure (yasal) ve de facto (fiili) olarak mümkün olması, mahpusun hapis cezasının gözden geçirilme süreçlerinde usuli güvencelerinin olması ve mahpusun tutulma koşullarının resosyalizasyonuna uygun olması gerektiği… En kısaltılmış haliyle mahpusun bir gün tahliye edilebilme imkanı olduğu bilgisine sahip olması ve tecrit altında tutulmamasıdır. 
 
AİHM’in Öcalan dışında “umut hakkı” ile ilgili verdiği bir ihlal kararı ve bu kararın uygulandığına dair bir örnek var mı?
 
AİHM’in Vinter ve diğerleri/Birleşik Krallık kararı sonrası, İngiltere ve Galler Yüksek Mahkemesi verdiği bir karar ile Adalet Bakanı’na verilen müebbet hapis cezası hükümlülerini salıverme hakkını açıkça tanıdı. Yüksek Mahkeme, bu hakkın kapsamını, sınırlarını ve koşullarını da belirledi. Bakanlar Komitesi bu çerçeveyi AİHM kararının gerektirdiği genel önlemlerin alınması olarak değerlendirerek, denetim sürecini kapattı. Matiošaitis ve diğerleri/Litvanya kararının uygulanmasının denetimi sürecinde, Litvanya müebbet hapis cezası hükümlülerinin cezalarının infazının gözden geçirilmesi ve koşulları oluşmuşsa hafifletilebilmesi için bir mekanizma oluşturdu. Komite, bu konuda oluşturulan mekanizmanın ve mekanizmaya başvuru şartlarının Mahkeme’nin geliştirdiği standartlara uygun olduğuna karar verdi ve denetim sürecini kapattı.
 
Bakanlar Komitesi, bu ülkelerdeki mevcut sistemlerden bazılarını ‘iyi örnekler’ olarak kabul ediyor ve Türkiye tarafından bunlardan yararlanılması gerektiğini düşünüyor.
 
AİHM’in Abdullah Öcalan’ın “umut hakkı”nın ihlal edildiğine dair verdiği karar sonrası Türkiye nasıl bir prosedür işlemeli?
 
Türkiye’nin yapması gerekenler konusunda, AİHM’in Gurban grubu kararları, Bakanlar Komitesi’nin diğer ülkelere dair denetim sürecinde attığı adımlar ve yaptığı değerlendirmeler bir yol haritası oluşturuyor. Buna göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının Sözleşme standartlarına uygun şekilde gözden geçirilmesine imkan veren bir mekanizma oluşturulurken, şu temel ilkeler gözetilmeli:
 
- Mekanizma tarafından gözden geçirme sonrası talebe konu cezanın hafifletilmesine, indirilmesine, ortadan kaldırılmasına ya da şartla salıverilmeye kararı verilebilmeli,
 
- Cezanın gözden geçirilmesini talep edebilmek için cezaevinde geçirilmesi gereken süre 25 yıldan fazla olmamalı,
 
- Hükümlünün hayatındaki dikkate değer değişiklikler ve gelişmeler değerlendirmede dikkate alınmalı ve rehabilitasyon amaçlı olması gereken infazın, değerlendirme tarihi itibariyle sürdürülmesinin meşru bir dayanağının bulunup bulunmadığına bakılmalı,
 
- Bu değerlendirme objektif ve önceden belirlenmiş kurallara göre yapılmalı,
 
- Değerlendirmede dikkate alınacak esaslara dair düzenlemeler yeterli açıklıkta ve belirli olmalı,
 
- Hükümlüye sürece dair prosedürel güvenceler tanınmalı,
 
- Hükümlü sürece dair gereği gibi bilgilendirilmeli,
 
- İlk gözden geçirme sonrası ret kararı verilmesi halinde periyodik aralıklarla gözden geçirme sürdürülmeli,
 
- Mekanizma tarafından verilen kararın yargısal denetimi mümkün olmalı ve hükümlüye bu yola erişim hakkı verilmeli.
 
Türkiye bu kararı neden uygulamıyor? Uygulamamasına dair nasıl bir yasal dayanak sunuyor?
 
Türkiye AİHM’in verdiği kararların bireysel ve yapısal ölçüde yerine getirilip getirilmediğini, yaptığı periyodik izlemeler ile denetleyen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne 2015 yılında Öcalan-2 Türkiye kararını çevirip tüm yargı makamlarına yolladığını ve kararı icra ettiğini iddia eden bir eylem planı sundu. Abdullah Öcalan’ın avukatlarının başvurularına rağmen 7 yılda hiçbir gelişmenin sağlanamadığı dosyaya, 2021 yılı ve devamında sivil toplum örgütleri Türkiye’nin kararı uygulamadığına, yasasında değişiklik yapmak için hiçbir adım atmadığına, Öcalan-2 ihlal kararından sonra yani 2014’ten beri kaç müebbet ağır hapis cezası verildiğine dair bilgileri sivil toplumla paylaşmadığına, Terörle Mücadele Kanunu ile infazda eşitlik ilkesini uygulamadığına ve nihayetinde İmralı’da ağır tecrit koşullarının sürdürüldüğüne dair birden fazla kez bildirimde bulundu.
 
Türkiye manipülatif cevaplar ve eylem planı sundu ancak Bakanlar Komitesi, 30 Kasım-2 Aralık tarihlerinde yaptığı 1419’uncu toplantıda ‘umut hakkı’ dosyalarını gündeme aldı ve daha fazla gecikme olmaksızın mevcut mevzuatın kararlarla uyumlu hale getirilmesine ilişkin Türkiye’ye acil çağrıda bulundu. Komite, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan tutsakların sayısına ilişkin bilgi talep ederek, Türkiye’nin genel tedbirlere dair benimsenen gelişmeler hakkında en geç Eylül 2022’de Komite’ye eylem planı sunmasına karar verdi. Komite’nin bu somut ve açık taleplerine karşı Türkiye’nin verdiği cevap, Ekim 2022’de bir eylem planı sunmak oldu. Hükümet esasen diplomatik bir dille, Türkiye’nin bu konuda bir değişiklik yapma planı olmadığını söyledi. Son olarak Türkiye, yine benzer argümanlarla Temmuz 2024’te bir eylem planı sundu.
 
 
Bakanlar Komitesi, Türkiye’den kararın uygulandığına dair eylem planları isteyebilir. Komite, devletin nihai bir karara uymayı reddettiği kanaatine varırsa, kararı uygulama yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğine karar vermek üzere meseleyi AİHM’e götürebilir.
 
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin, Türkiye’nin bu kararı yerine getirmemesi halinde nasıl bir yaptırımı söz konusu olur?
 
Bakanlar Komitesi, Türkiye’den kararın uygulandığına dair eylem planları isteyebilir. Dava grubunu 3 aylık periyotlarla incelemeye alarak daha yakından izleme yapabilir. Devlet üzerindeki kararın uygulanması noktasındaki baskıyı artırmak için ara kararlar kurabilir. Ara kararlar düzenli yapılan toplantılar sonrası alınan genel kararlardan usulen daha etkilidir. AİHS’nin 46 (3) maddesi uyarınca Bakanlar Komitesi yorum sorunu dolayısıyla bir kararın uygulanmasının denetiminin tehlikeye girdiği kanaatine varırsa yorum konusunda bir karar vermek üzere konuyu AİHM önüne sevk edebilir. Bu mekanizmanın işletilebilmesi için Bakanlar Komitesi’nin üçte iki çoğunluğunun oyuna ihtiyaç vardır, bu nedenle de nadiren işletilir.
 
İstisnai durumlarda ihlal işlemlerinin başlatılması için AİHS’nin 46 (4). Maddesine başvurabilirler, Bakanlar Komitesi, devletin nihai bir karara uymayı reddettiği kanaatine varırsa, devletin kararı uygulama yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğine karar vermek üzere meseleyi AİHM’e götürebilir. Bu mekanizma kararın uygulamasını sağlayacak yeni bir araç olarak 2010 yılında (AİHS’e ek 14 no.lu Protokolün yürürlüğe girmesiyle) yürürlüğe konulmuştur. (Her ne kadar, mahkemenin uygulayabileceği bir yaptırım söz konusu olmasa da). Bu mekanizma da Bakanlar Komitesi’nin üçte iki çoğunluğunun oyu ile harekete geçirilebilir, bu nedenle de nadiren uygulanır.
 
MA / İbrahim Irmak

Diğer başlıklar

12/09/2024
23:59 Mûş’ta yangın
23:35 71 yaşındaki tutuklu tahliye olacağı gün yaşamını yitirdi
23:25 Narin Güran soruşturması: Geriye dönük kamera kayıtlarına bakıldı
22:23 Narin soruşturmasını takip eden Tanhan: Avukatlar, sevki yandaş medyadan öğrendi
21:39 Narin Güran soruşturması: 9 kişiye tutuklama talebi
21:25 Mêrdîn'de akrabalar arasında kavga: 1 ölü
20:49 Bir genci darp eden polislere yurttaşlardan tepki
19:39 Tamamlanmayan hastanede 2’nci yangın çıktı
19:26 Narin için Denizli'de eylem
19:21 Günlerce su altında kaldığı için farklı bir DNA’ya rastlanmadı
19:03 Afganistanlı kadınlardan Taliban’a karşı yeni eylem planı
18:14 İYİ Parti'den bir istifa daha: Vekil sayısı 30'a düştü
18:09 Konya'da beş aydır kayıp olan kadının cenazesi bulundu
16:56 SGDF önceki dönem Eşbaşkanı Yaren Tuncer tutuklandı
16:55 Narin Güran soruşturmasında 14 kişinin savcılık ifadesi tamamlandı
16:51 Tekirdağ'da cinsel saldırıya uğrayan bebek entübe edildi
16:03 Şırnex'te trafik kazası: 2 ağır yaralı
15:59 12 Eylül protestosu: Darbeci anlayış tekçi rejimle sürüyor
15:50 Emine Şenyaşar tutuklu oğlunun tahliyesini istedi
15:31 Fındıklık ve sit alanında taş ocağı açılması için 'ÇED gerekli değil' kararı
15:30 Mêrdîn Belediyesi'nden şiddete maruz kalan kadınlar için adli yardım protokolü
15:29 Federe Kurdistanlı 5 kişinin öldürülmesi davası ertelendi
15:28 Motor sürücüsü çocuk kazada hayatını kaybetti
15:27 Gimgim’de ilk defa toplu taşıma hizmeti
15:27 21 milyon işçi ve işverenin tüm SGK bilgileri çalındı
15:02 Kuran Kursu'nda çocuğu taciz edilen anne: Nedeni cezasızlık politikası
14:26 Efrîn’de 6 günde 19 yurttaş kaçırıldı
14:19 Av. Özbey'in duruşması mütalaa için ertelendi
14:18 SGDF'lilerin serbest bırakılması istendi
13:29 Zeydan’ın davasında keşif kararı
13:27 Xoşab Kalesi ışıklandırıldı
13:05 İstanbul'da demokrasi güçlerine 'Özgürlük Yürüyüşü’ çağrısı
13:01 Bakan Tunç’tan Narin açıklaması
12:46 Bayındır: Yüzbinlerle birlikte çözüm iradesini göstereceğiz
12:40 5 Nolu Cezaevi önünden seslendiler: 12 Eylül’le yüzleşin
12:32 Soma Davası'nda ailelerin katılım talebi kabul edildi
12:22 TRT İstanbul Radyosu önünde 12 Eylül açıklaması
12:02 PTT’de yaşanan sorunlara karşı taleplerini açıkladılar
12:01 Avukatlar İmralı'ya gitmek için başvurdu
11:24 Bismil’de ‘Açık Hava Film Günleri’ başlıyor
11:17 Demokratik Kurumlar Platformu: 13 Ekim'de 'özgürlük' için Amed'de buluşuyoruz
10:54 İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan Hewlêr’de
10:32 Kadınlardan 16 Eylül çağrısı
10:24 DEM Parti Kadın Konferansı: Ev ev gezip, örgütlülüğü büyüteceğiz
10:14 Vietnam’da Yagi Tayfunu: 197 ölü, 128 kayıp
09:42 Güran soruşturmasında gözaltına alınanlar adliyeye sevk edildi
09:40 Saldırıda yaralanan kadınlar: KDP ve Irak da ortak
09:30 5 aydır haber alınamayan Demir ölü bulundu
09:28 DBP örgütleme çalıştayının sonuç bildirgesini açıkladı
09:25 Safitürk soruşturmasındaki 'gizlilik' 7 yıldır neden kaldırılmıyor?
09:14 12 Eylül'ün tanıkları: 44 yılda kanunsuzluk arttı
09:12 Arka planı aydınlatılmayan katliam
09:11 Narin Güran cinayeti: Susan ve koruyanlar da suçlu
09:10 Ekonomist Müftüoğlu: Savaş politikaları sofradaki ekmeğe bile yansıyor
09:09 İşkencenin yenemediği yurtseverlik: Agit Malgaz
09:08 Agirî Belediyesi'nden kesintisiz hizmet
09:07 Tecride Karşı Adalet Girişimi siyasi partilere bilgilendirme yapacak
09:06 Türkiye’nin 10 yıldır 'ihlal' ettiği karara dair yaşananlar
09:05 Noruzi: 'Jin, jiyan, azadî' mücadelesi İran'ın kalbine ulaştı
09:00 12 EYLÜL 2024 GÜNDEMİ
08:48 4 Rojhilatlı İran’a iade edilmek isteniyor
11/09/2024
23:42 İsrail Gazze'de BM okulunu vurdu: 18 ölü
22:56 DBP'li Hüseyin Memiş hayatını kaybetti
21:39 Cîran filmi Wan’da sinemaseverlerle buluştu
19:54 ÇHD: Avukat Aytaç Ünsal fiziki darp ve ölümle tehdit edildi
18:57 Narin için eylem: Önleyici tedbirler alınsın
18:49 Narin’in mezarını ziyaret eden bakanlar mahalleliyle görüşmedi
18:42 ARÎ-DER’den ‘yaşamın her alanını Kürtçe’ye çevirelim’ çağrısı
17:45 Federe Kurdistan Bölgesi sınır hattında yangın çıktı
17:12 ‘Toplumsal çürümenin reçetesi ahlaki politik toplum inşasıdır’
17:02 Yılmaz Güney İstanbul’da anılacak
16:57 9 aylık hamileyken tutuklandı, cezaevinde doğum yaptı
16:43 Amed’de gazeteciler için ücretsiz toplu taşıma kararı
16:36 Gar Katliamı'nın gerekçeli kararı: İnsanlığa karşı suç yok!
15:57 Okul öğrencilere temizletiliyor iddiası
15:50 Yavaş'a hayvan barınağı ihalesi üzerinden 'rant sağlama' suçlaması
15:27 1 yılda 66 çocuk iş cinayetinde yaşamını yitirdi
15:27 Adalet Nöbeti 21’inci gününde: İtibar hukukla sağlanır
15:22 Muhtar Salim Güran görevden uzaklaştırıldı
15:21 Sağanak yağış İzmir ve Muğla'da etkili oldu
15:06 DEM Parti Sözcüsü Doğan: Mücadele ortaklığında yeni planlamalar yapıyoruz
14:40 Adana'da doktora saldırı kınandı
14:33 Suriye Dışişleri Bakanı: Türkiye, Suriye ve Irak topraklarından çekilmeli
14:21 KCDP: Erkek şiddetine karşı 6284 seferberliği başlatıyoruz
13:56 JİTEM'ci Ersever'in fotoğrafı polis motosikletinde
13:55 Kuran Kursu'nda çocuğa cinsel taciz
13:49 27 haftadır vergide adalet istiyorlar
13:24 Eyn Îsa'da su istasyonu bombalandı
13:18 Dêrsim'de 'halay' davası ertelendi
12:27 Qoser'de temizlik kampanyası başlatıldı
12:19 Rojhilat’taki genel greve destek açıklamaları
11:59 Ölümle tehdit edilen tutsak ÖHD’ye başvurdu
11:32 İzmir'de sağanak sonrası su baskınları
11:26 Narin Güran soruşturması: İfadesi alınan imam serbest
11:20 DEM Parti: Engellilerin eğitim hakkı ihlal ediliyor
11:08 Halay çeken tutsaklara iletişim cezası
11:06 Şii Koordinasyonu'ndan ‘mutabakata’ sert tepki: Reddediyoruz
10:34 DEM Parti MYK toplandı
10:21 Vietnam’da sel: En az 143 ölü
10:12 'Umut hakkı' tartışılacak: İç hukukta düzenleme yapılmalı
09:50 Dört duvar arasında 31 yıl: Zorbalığa karşı direniş doğdu
09:42 Tüzükleri 'aykırı' bulundu: Kürtlerle bir araya gelmek kriminalize ediliyor
09:36 12 Eylül'ün üzerinden 44 yıl geçti: İktidarlar değişiyor, zihniyet aynı
09:25 'Katil, hırsız AKP' sloganına soruşturma
09:18 4 yıldır 'gizlenen' soruşturma
09:15 Halepçe'nin trajedisini 'Gynocide' ile anlatıyor
09:13 Şiddet artıyor: Özsavunma çemberi genişletilmeli
09:11 Tecride Karşı Adalet Girişimi neler yapacak?
09:10 19 aydır kaybettikleri yakınları için adalet mücadelesi veriyor
09:05 Cûdî'de çilo toplama dönemi
09:03 Hizmette kaderine terk edilen köy
09:01 Direnişte bir gözünü kaybetti: Diğerini de kaybetsem sokakta olacağım
09:00 11 EYLÜL 2024 GÜNDEMİ
10/09/2024
22:12 Bozkurt işareti yapan askerlerden tutsağa darp ve tehdit
21:53 Wan'daki 8 sokak Narin'in anısına 'çocuk yaşam sokağı'na dönüştürülecek
21:42 ‘Kürtlerin temel talebi anadilde eğitimdir’
21:28 Gülistan Doku Futbol Turnuvası’nda finale kalan gruplar maç yaptı
21:19 Narin’in cenazesini dereye bırakan Bahtiyar tutuklandı
19:52 Narin için eylemdeler: Münferit değil organize bir cinayet
19:39 Narin'in cenazesini dereye bırakan Bahtiyar için tutuklama istemi
18:59 Narin Güran’ın ablasının ölümüyle ilgili soruşturma başlatıldı
18:19 CİSST: Cezaevinde ölüm oranları yüzde 50 daha fazla
18:04 Amed Büyükşehir Belediyesi’nden Narin için saygı duruşu
17:17 İkinci Kobanê Davası’nın bir sonraki duruşması 5 Kasım'da
16:51 Serhat kentlerinden seslendiler: Narin için adalet istiyoruz
16:29 Gaz fişeğiyle katledilen Uytun davasında 15 yıl sonra keşif kararı
16:23 Bagok’ta yaşamını yitiren Dağdelen toprağa verildi
16:12 Rojhilat’ta genel grev çağrısı
15:56 İran’daki cezaevinde tedavi edilmeyen tutsak yaşamını yitirdi
15:50 Deniz Bülbün’ü katledenlere müebbet hapis cezası
15:12 Narin’in cenazesini dereye bırakan Bahtiyar'ın savcılık ifadesi başladı
15:08 Suriye heyeti Hakan Fidan’ı protesto etti
15:07 Katliamı yapanlar cezalandırılıncaya kadar eylemini sürdürecek
14:46 Êzidî kız çocuğunun davası ertelendi
14:32 Koçyiğit: Narin’in ölümünün ardındaki gerçekleri açıklayın
14:17 Meclis'e Narin Güran başvurusu: Komisyon kurulsun
14:11 32 yıl sonra tahliye olan Kağanarslan: Diz çökmedik
14:08 Agirî’de anadilde eğitim hakkı için yürüdüler
13:55 Mêrdîn’de avukata saldırı protesto edildi
13:27 Amed Kitap Fuarı'nın tarihi belli oldu
13:12 Amed’de Narin Güran için taziye kuruldu
13:06 Êzidî çocuk davası: Artık yeter diyoruz
12:56 Pexşan Ezîzî için 26 insan hakları örgütünden çağrı
12:54 BM: Türkiye Suriye'de suç işliyor
12:21 CHP heyeti Güran için Amed Barosu’nu ziyaret etti
12:05 Amed Büyükşehir Belediyesi Tiyatrosu perdelerini açıyor
11:29 42 aydır haber alınamayan Abdullah Öcalan için yeni başvuru
10:58 TÜİK: Geniş tabanlı işsizlik yüzde 26,5
10:39 Narin Güran soruşturmasında gözaltı süresi uzatıldı
10:16 Kürt Böreği Festivali düzenlenecek