Arkadaşları Nazım’ı anlattı: Nerede hak ihlali varsa oradaydı

img

AMED – Gazeteci Nazım Daştan'ı anlatan arkadaşları Arif Bulut ile Rasim Denizciler, Daştan'ın fotoğraflarındaki gibi güler yüzlü, pozitif bir insan olduğunu belirterek, kadrajının her zaman ihlallere dönük olduğunu ifade etti. 

Kuzey ve Doğu Suriye'deki gelişmeleri takip eden gazeteciler Nazım Daştan ile Cihan Bilgin, 19 Aralık'ta Tişrîn Barajı ve Sirîn beldesi arasındaki yolda Türkiye'nin SİHA'sı tarafından hedef alınarak katledildi. 
 
Gaziantep Üniversitesi’nde Nazım Daştan ile birlikte okuyan Arif Bulut ile Rasim Denizciler, O’nu ve çalışmalarını anlattı. Daştan'ı 2015'te üniversiteden tanıdığını belirten Arif Bulut, kendisinin İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü, Daştan'ın ise Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü'nü okuduğunu belirtti. Daştan'la 2015 seçimlerinde ise birlikte sahada çalıştıklarını ifade eden Bulut, Daştan'ın güler yüzlü, samimi ve cana yakın bir insan olduğunu söyledi. Daştan'ın mesleğinin yapma biçiminin dikkat çekici olduğunu vurgulayan Bulut, Daştan'ın mesleğini icra ederken meslek ilkelerine sadık kalmaya özen gösterdiğini kaydetti. Daştan'ın haber için görüşlerine başvurduğu kişilere, röportaj sonunda "Bunları yayınlamama izin veriyor musunuz?" diye sormasının dikkati çektiğini ifade eden Bulut, "Bir, iki, üç kez şahit olduktan sonra, 'Zaten röportaj talebini kabul ediyor, görüşüyorsun, niye bu soruyu bir daha soruyorsun ki?' diye sordum. 'Ben görüşüyorum, konuşuyorum, ama görüştüğüm kişi, o anda duygusal bir ruh halinde olabilir. Ya da o ruh hali nedeniyle kendini kaptırıp, daha açık, net konuşabilir. Bunu sorduğumda belki bu soruyla beraber bir düşünme fırsatı olur. Vazgeçe de bilir, yayınlatmak istemeye de bilir' dedi. Bu Nazım'ın benimsediği gazeteciliğin ilkelerinden bir tanesiydi" ifadelerini kullandı. 
 
'NEREDE HAK İHLALİ VARSA NAZIM ORADAYDI'
 
Daştan'ın hakikat peşinde koşan bir gazeteci olduğunu vurgulayan Bulut, "Nazım nerede bir halk ihlali, hak haykırışı varsa her zaman ekipmanlarıyla birlikte oradaydı. Haberlerinde de sürekli bu hak haykırışına yer verirdi. Öyle bir yapısı vardı. Gazetecilik ilkelerine bağlıydı ve kiminle, nerede görüşürse görüşsün, gazetecilik çerçevesinde görüşürdü. Ben Nazım'ın imzasını taşıyan bir haber okuduğumda, -alanda birebir şahit olduğum için-  şüphe duymuyordum. 'Bu haberde şu eksik olabilir ya da çarpıtılmış olabilir mi?' gibi sorular kesinlikle aklımdan geçmiyordu. 2015'ten bu yana Nazım Daştan imzasını taşıyan bütün haberleri hiç sorgulatma gereği duymadım" diye konuştu. 
 
Türkiye'de medyasındaki yapıya dikkati çeken Bulut, "Nazım bu haberleriyle başka bir basın kuruluşunda gerçekçi ve objektif bir şekilde çalışamazdı, çalıştırmazlardı. Dolayısıyla Nazım'ın kadrajı halkın haykırışı, adalet talebi olduğu için, kendini burada görüyordu ve bu alanda birçok hak ihlalini, hak haykırışını onun imzasını taşıyan haberlerle öğrendik" diye belirtti. 
 
Arif Bulut
 
GAZETECİLİKTEN YARGILANDI VE BERAAT ETTİ
 
Daştan'ın Suriye'de çıkardığı Alhita isimli dergiyi yerleştiği Dîlok'ta da çıkarmayı sürdüren ve 27 Aralık 2015'te katledilen gazeteci Naji El Jerf'in ölümüne ilişkin yaptığı haberler nedeniyle gözaltına alındığını hatırlatan Bulut, "Biz o haberi başka bir şekilde kamuoyunda gördük. Haberin asıl gerçek boyutunu, Nazım'ın imzasını taşıyan haberle gördük ve bu haberden dolayı da Nazım yargılandı. Mahkeme, kendisine 'Bu bilgiyi nereden aldınız?' şeklinde kaynağını açıklaması için baskı yapıldı. Nazım, mahkeme salonunda 'Ben yaptığım haberin arkasındayım, haberimin doğru olduğunu düşünüyorum ve öyle olduğu için de yayınladım. Kaynaklarım sağlam, güveniyorum' dedi. Savunmasını kendi anadilinde yapıyordu. Mahkeme heyeti Nazım'a, 'Sizin çalıştığınız ajansın yayın politikası şu şekildedir. Neden bu haber de burada yayınlanıyor?' diye sordu. O zaman DİHA'da çalışıyordu. Nazım da, 'Benim çalıştığım ajansın yayın politikası ve haberim ortada. Eğer benim haberim yalansa ya da eksik bir bilgiyi taşıyorsa siz benim haberimi belgeleriyle yalan olduğunu kanıtlarsanız, ben de tekzip yayınlarım ve sizin kanıtınız doğrultusunda aynı şeyi bir daha haber yaparım' dedi. Haberin yalan olduğuna dair bir belge de ortaya çıkmadı. Nazım o dosyadan beraat etti. Bir mahkeme eğer böyle bir olayı önemseyip, soruyorsa, üzerinde duruyorsa, yalan olduğunu iddia ediyorsa, kanıtlar" şeklinde konuştu. 
 
'CESURCA HABERİN PEŞİNDEN GİDERDİ'
 
Daştan'ın mesleğini icra ederken karşılaştığı baskılara işaret eden Bulut, şöyle devam etti: "Rojava'ya da gidip geliyordu ve o dönem Dîlok cihatçıların geçiş güzergahıydı. Bazı haberlerde 'Biz bu haberlerde kendi imzamızı açarsak, şu riskleri yaşayabiliriz' gibi bir kaygı bende de, diğer gazetecilerde de oluşuyordu, ama Nazım'da böyle bir kaygı yoktu. Bilgi doğruysa ve bir hak ihlaline neden oluyorsa ya da bir hak talebini net bir şekilde ortaya koyuyorsa, Nazım cesurca o haberin peşinden giderdi, doğrulatırdı ve o haberi yayınlatırdı. Hiç bedelini düşünmezdi. Odaklandığı nokta halkın doğru haber alma hakkıydı. O dönem bazı haberleri takip ederken, ben tekken çok hissetmesem de, Nazım'la birlikte giderken takip edildiğimizi görüyorduk. Rojava'ya gidene kadar Nazım'ın üzerindeki o baskıyı gördüm. Hem fiziki hem teknik olarak takip ediliyordu."
 
'HİÇBİR GAZETECİNİN CESARET EDEMEDİĞİ KOBANÊ'YE GİTTİ'
 
Hiçbir gazetecinin gitmeye cesaret edemediği Kobanê'ye Daştan'ın gittiğini söyleyen Bulut, şunları anlattı. "O dönem tüm gazeteciler Kobanê'ye gitmek isterdi, ama cesaret edemezdi. Ana akım medyada, ulusal medyada çalışan gazeteciler Dîlok'a geliyordu. 'Sınırın sıfır noktasındayız' diyen gazeteciler, Nazım'dan bilgi almaya çalışıyordu. Onların da her hangi bir konu da başvurdukları kişilerden biri Nazım'dı. Nazım, oradaki halkın durumunu merak eden, oradan bilgi almak isteyen, gözü kulağı orada olan insanlara bir haber vermeyi amaçlıyordu. Onun için gidiyordu. O dönemde halkın gözü Kobanê'deydi ve dolayısıyla Nazım, kendini orada buluyordu. Başka bir yer olsaydı, Nazım yine orada olacaktı."
 
'HİÇ KAYBEDECEĞİMİZİ DÜŞÜNMÜYORDUK'
 
Daştan ile Cihan Bilgin'in gazeteci olmaları nedeniyle ulaşmalarının kolay olduğunu vurgulayan Bulut, Daştan'la en son katledilmeden bir önceki gün görüştüklerini aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hem kendilerini sordum hem de oradaki durumu. Merak ettim. Dediğim gibi Nazım Daştan’ın imzasını taşıyan haberler içimi rahatlatıyordu. Doğru bilgiyi aktaracağından emin olduğum için direk soruyordum. Bir gün öncesinde konuştuk. Uygun bir yerde olmadığını söyledi. Müsait bir zamanda geri dönüp, bilgi vereceğini aktardı. O görüşme son görüşmemiz oldu. Nazım Rojava'da çok kaldı ve birçok şeye şahitlik etti. Bazen konuşurken, 'Ben birçok şeye şahit oldum. Belgesel çalışmalarım var. Bunları yarın öbür gün belgesele dönüştüreceğim' diyordu. Arşivini tuttuğunu biliyorum. Çünkü kendi aramızda konuşurken bunları aktarıyordu. Nelere şahit oldu, neleri kayıt altına aldı ve hangi çalışmaları yapacaktı, hangi çalışmaları eksik kaldı. Belki arkadaşları biliyordu, ama bu benim içimde bir ukde olarak kaldı. Soramadık da, çünkü biz hiç kaybedeceğimizi düşünmüyorduk."
 
ANA AKIMA TEPKİ
 
Kobanê'ye dönük saldırıların olduğu yıllarda Daştan'dan doğru bilgiyi almak için arayan ve "dostaneymiş" gibi tavır takınan bazı ana akım medya gazetecilerinin, bugün katledilişlerine karşı sessiz kalmalarına da tepki gösteren Bulut, "Katliamdan bahsetmemeleri utanç verici bir durum. Bu utanç verici tabloyu da gördük. Ama biz Özgür Basın çalışanlarının her zaman yanında olacağız. Onların savunucusu olacağız. Özgür Basın'ın kadrajını bilen, haber akışını bilenler de, dünyanın neresinde bir gazeteciye yönelik bir saldırı varsa, kendi haberlerinde buna yer verdiklerini biz biliyoruz" ifadelerini kullandı. 
 
'HALKIN HABER ALMA HAKKINA SALDIRI'
 
Nazım Daştan ve Cihan Bilgin'in katledilmesinin hem ulusal hem de uluslararası hukuka uygun olmadığını vurgulayan Bulut, "Demokrasilerde basın özgürlüğü temel mihenk taşıdır denir. Basının özgür olabilmesi için de korunması gerekiyor" dedi. 
 
Gözaltına alınan bazı meslektaşlarına polisin Nazım Daştan'ı sorduğunu söyleyen Bulut, "Gazetecilik yapıp daha sonra Avrupa’ya giden arkadaşlarımız anlatıyordu. 'Gözaltına alındığımızda farklı ithamlarla Nazım'ı soruyorlardı' diyordu. Sonra arkadaşlarımız 'Kimden bahsettiğinizi bilmiyoruz' diyerek, cevap veriyorlarmış. Sonra çıkarıp, fotoğrafları göstermişler. 'Tanıyorsun. Bununla beraber fotoğrafların var. Şu an nerede, ne yapıyor?' diye sormuşlar. Bu durum Nazım daha Rojava'dayken hedef seçildiğini gösteriyor. Dolayısıyla Nazım Daştan ve Cihan Bilgin'in katledilmesi halkın haber alma hakkına açık bir saldırıdır. Bu insanlık açısından bir trajedidir. Gazeteciliği, bölgeyi, Türkiye’yi bildiğim için bu saldırılar Özgür Basın'ı susturamayacak. Slogan olarak söylemiyorum. Özgür Basın'ın yine o kadrajla, yine halkın haber alma hakkı için mücadele edeceğinden hiçbir şüphem yok. Ama böylesi bir saldırı yapanlarında mutlaka hukuk önünde hesap vermesi gerekiyor" diye kaydetti. 
 
Bulut, Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in katledilmesine dair soruşturma başlatılması çağrısında bulundu.  
 
'HİÇBİR İŞTEN GERİ DURMAZDI'
 
Rasim Denizciler
 
Üniversitede 2011'de tanıştıkları Nazım Daştan'la bağlarının Rojava'ya gidene kadar bağlarının hiç kopmadığını ifade eden Rasim Denizciler de Daştan'ı, "Hep enerjik, pozitif, güleçti" sözleriyle anlattı. Denizciler, şunları söyledi: "5 senelik yüz yüze gelişen bir arkadaşlığımız oldu. Hiçbir işten geri durmaz,  hep neşeli, keyifliydi. Onu hiçbir zaman yüzü asık, morali bozuk görmezdik. Nazım'ın arkadaşlığı mükemmeldi. Dîlok'a geldiğimiz zaman ilk aradığımız kişi, Nazım olurdu. Çünkü onun bulunduğu çevre her zaman keyifli, pozitif ve güzel olurdu. 'İyi ki hayatımdan Nazım geçti' diyorum. Nazım'la harika güzellikler tattık. Hayatıma çok güzellik ve enerji kattı." 
 
Daştan'ın tutuklama sürecine işaret eden Denizciler, "Mesela Nazım'ın 5 ay kadar süren bir tutuklanma süreci oldu. Nazım’ın görüşçüsü olarak cezaevine giderdim. Nazım parmaklıkların arkasında o enerjisi ve ağız dolusu gülüşü ile benim olduğum tarafa enerjisini geçiriyordu. Sanki o bir tutsak değilmiş gibiydi. Sanki dışarıda olan o, içeride olan benmişim gibiydi. Müthiş bir keyifle yaşamı seven bir yerdeydi. Nazım'ın görüşüne gittiğim zaman hayattan keyif alarak yanından ayrılıyordum" şeklinde konuştu.  
 
'HİÇ BİR GÜÇ HAKİKATİ YAZMAKTAN GERİ ALAMAZDI'
  
Üniversite'de gazetecilik yapan Daştan'ın sıkı bir takipçisi olduğunu belirten Denizciler, şunları kaydetti: "Hakikat neredeyse Nazım oradaydı. Hiçbir güç onu bu hakikati yazmaktan geri alamaz, durduramazdı. Bir şey varsa Nazım muhakkak ona ulaşır ve yazardı. Geri dönüş yoktu. Bunu yaparken de müthiş bir enerji ile yapardı. Yaptığı haberlerin birebir objektif, tamamen doğru bir şekilde olduğunu görüyorduk.  Yıllarca Nazım'ın gerçek anlamda yapmış olduğu haberciliğin şahitliğini yaptım. Nazım elinde silah olan biri değildi, elinde kamera olan ve sadece gerçekleri paylaşan bir gazeteciydi. 2 gün önce gazeteci Özlem Gürses gözaltına alındı. Nazım'ın katledilişi bu olay kadar ses getirmedi. Bu benim için çok acı verici bir durum. Nazım herkesin haberlerini merakla takip ettiği bir gazeteciydi. Orada yaşananları çıplaklıkla yazıyordu. Kaleminde dürüstlük, güzellik vardı. Böyle bir insanın katledilmesi basında yeteri kadar kamuoyu oluşturmadı. Bu beni derinden üzdü."
 
Denizciler, 2 gazeteciyi katledenlerin, hukuk önünde hesap vermesi gerektiğinin altını çizdi.
 
MA / Rukiye Adıgüzel- Şirvan Şilan Çil 
 

Diğer başlıklar

30/12/2024
10:36 Sınırın 3 noktasında kitlesel eylem planı
10:26 Nöbete katılan din alimleri: Mazlumlar için direnmek farzdır
10:02 Osman Taşdemir'i baroya şikayet etti: Taciz ve tehdite maruz kaldım
09:38 Yurttaş alamıyor, pazarcı satamıyor
09:29 Üniversiteli kadınlar kendini güvende hissetmiyor
09:13 İhraç edilen 489 ürün iade edildi: Çözüm geleneksel tarım
09:10 Milyonlar yıl boyunca 'özgürlük' talebini haykırdı
09:08 Korucuların 'Biz öldürdük' itirafına rağmen Yağınlı dosyası kapatıldı
09:00 30 ARALIK 2024 GÜNDEMİ
29/12/2024
23:15 ‘Suriye’de Alevi katliamına karşı ses yükseltelim’ çağrısı
21:40 İzmir Barosu yöneticilerini tehdit eden kişi tutuklandı
21:33 Kayıp öğretmen Bülbün’ün cenazesi bulundu
21:28 Qamişlo’da bir kadın katledildi
20:32 Jîn Art'ta dengbêj Adil Bêrtî konseri
20:14 Sêmalka Sınır Kapısı 2 gün kapalı olacak
18:23 ‘Jîriko û Hevalên xwe’ adlı Kürtçe okul öncesi kitap seti çıktı
17:47 Sebahat Tuncel: Barış için kadınlara önemli sorumluluk düşüyor
17:39 Kocaeli’de ‘geçinemiyoruz’ mitingi: İmralı’daki görüşmeleri önemsiyoruz
17:28 Direniş Taraftar Derneği: Rojin’e ses olun
17:24 Kadın tutsaklara yeni yıl kartı gönderildi
17:21 Daştan ve Bilgin anısına ‘Press’ gösterimi
16:45 Bedlîs, Mûş ve Qers'te 116 köy yolu ulaşıma kapandı
16:32 Ordu'da izinsiz maden sondajına tepki
16:21 ‘Demokratik siyasete ciddi sorumluluk düşüyor’
16:14 ÖHD ve MED TUHAD-FED: ‘Umut hakkı’ için hukuki süreç başlatılmalı
16:11 Erzirom'da öğretmen Sabit Bülbül 3 gündür kayıp
16:09 'Öcalan 1998 yılından bu yana çözüm için hazır'
15:45 Qamişlo sınırında 17’nci gün: İmralı’dan gelen mesajı Türkiye muhatap almalıdır
15:24 'Abdullah Öcalan'ın çözüm ve barış iradesi esas alınmalı'
15:03 DFG ve MKG tutuklu gazetecilere mektup ve kitap gönderecek
14:28 Kobanê sınırındaki nöbete kitlesel ziyaret
14:14 Öğretmen ‘öğrencilere taciz’ suçundan tutuklandı
14:01 Pervin Buldan: Öcalan herkesin sürece katkı sunmasını bekliyor
13:51 Eş genel başkanlar: Abdullah Öcalan tarihi bir sorumluluğa işaret ediyor
13:36 DBP’den İmralı açıklaması: Öcalan’ın çözüm perspektifi sahiplenmeli
13:28 Kadınlardan Pulur’da ‘özel savaş’ atölyesi
13:08 Güney Kore’deki uçak kazasında 179 kiyi yaşamını yitirdi
12:36 Bir kolber soğuktan donarak yaşamını yitirdi
12:11 Hasta tutsak Burhan Adsız hastaneye kaldırıldı
12:10 Suriye anketi: Kürtler yeni yönetim için ne diyor?
11:40 Sanatçılardan ‘Rojava’ açıklaması: Özgürlüğün haykırışı olalım
11:34 'Nevzat Bahtiyar'a verilen ceza toplum vicdanını rahatlatmadı'
11:12 Abdullah Öcalan: Devir Türkiye ve bölge için barış, demokrasi ve kardeşlik devridir
11:09 Wan ve Colemêrg'de 214 yerleşim yeri ulaşıma kapandı
11:00 Wan Barosu Başkanı: Seyithan Durdu sırtından vurulmuş
10:12 ‘Saldırılara sessiz kalmak suça ortak olmaktır’
09:59 Bazîd’deki yurttaşlar: Çözüm Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü
09:30 Jin dergi kadınların direnişini kapağına taşıdı
09:27 10 yıl sonra aynı yerden seslendiler: Kobanê düşmeyecek
09:12 ‘Sefalet ücretini kabul etmeyeceğiz’
09:11 Kürtçe için ortak fikir: Daha fazla bir araya gelinmeli
09:10 'Özgürlük' kampanyası 2025'te hız kesmeden sürecek
09:10 Çiğdem Kılıçgün Uçar: Türkiye’nin en acil ihtiyacı Kürtlerle barıştır
09:07 Suriye'de yeni dengeler ve fırsatlar
09:06 '2025’te de sokaklarda olacağız'
09:00 29 ARALIK 2024 GÜNDEMİ
08:21 Güney Kore’de uçak kazası: En az 127 ölü
28/12/2024
23:01 Balıkesir patlaması: 3 kişi tutuklandı
22:51 KNK ve PYD heyetleri Süleymaniye’de bir araya geldi
22:47 Amed Barosu Nevzat Bahtiyar’a verilen cezaya itiraz edecek
22:36 ‘Hiçbir Kürt Roboskî’yi unutmayacak’
22:22 Mexmur’da Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için nöbet
22:11 Tiyatroda Rojava direnişi selamlandı
21:54 Darıca'da patlama: 13 kişi yaralandı
21:35 Narin davasında karar: 3 kişiye ağırlaştırılmış müebbet
21:32 Dep ve Peri’de özel savaş atölyesi düzenlendi
21:24 Kürt ve Alevilere saldırıya karşı ortak mücadele çağrısı
21:17 Amed’te Rojava’ya destek afişleri
21:13 İmralı’ya giden heyet yarın açıklama yapacak
20:56 Dep’te panel, Dîlok’ta anma
20:50 Minbic Askeri Meclisi’nden açıklama
20:44 Dîlok'ta asgari ücret protestosu
20:40 AKP’li Zeybekçi: Taş üstündeki taşları biz yaptık
20:33 MSD’den Dêrik’te toplantı: Ulusal birliğimizi sağlamalıyız
20:28 HTŞ güçlerinden Alevilerin yaşadığı bölgelere saldırı
20:15 Hakan Fidan Blinken ile görüştü
20:13 ABD ve İngiltere’den Yemen’e hava saldırısı
20:06 Askerin açtığı ateşle katledilen Durdu’nun cenazesi teslim alındı
19:57 Eş genel başkanlardan Cihan Bilgin'in ailesine ziyaret
19:35 TGF’nin grubundaki ırkçı paylaşıma tepki
19:03 Ahmet Özer’den ‘usulsüzlük’ haberlerine tepki
18:49 Kuzey ve Doğu Suriye halkları: Kazanımlarımıza sahip çıkacağız
18:19 DEM Parti heyeti İmralı’dan döndü
18:01 Eyn İsa köyleri bombalanıyor
17:52 Çewlîg’de 191 yerleşim yeri ulaşıma kapandı
17:47 Mersin’de Mereş anması
16:34 Binler ‘Artık yeter birlikte ses olmanın zamanı’ mitinginde buluştu
16:21 ESP'den yıl değerlendirmesi: Kürtlerin statüsü tanınmalı
16:07 İHD raporu: Şiddet gören tutsakların hastane sevklerine engel
16:03 Narin davasında ara verildi: Karar açıklanacak
15:49 'İmralı'daki görüşme tecride karşı mücadelenin sonucudur'
15:36 İş güvenliğinde değişiklik: Sınav kalktı, torpil dönemi!
15:35 Qamişlo sınırında 16’ncı gün: Statü için mücadelemizi sürdüreceğiz
15:24 78’liler Derneği'nin yeni yönetimi belli oldu
15:23 Birçok kentte eylem: Roboskî için adalet
15:01 Kobanê sınırında nöbet: Rojava'yı savunmak hepimizin görevi
14:58 Bakırhan: Roboskî, Kürt sorunudur
14:42 Bayındır: Roboskî'nin davası tüm Kürdistan'ın davasıdır
14:39 Hasta tutsaklar Erol, Ertürk ve Arslan'ın tahliyesi talep edildi
14:24 Kobanê sınırında soğuk havaya rağmen nöbet sürüyor
14:22 DEM Parti Bazîd kongresi katledilen gazetecilere adandı
14:04 Wan'da askeri araçtan ateş açıldı: 1 yurttaş yaşamını yitirdi
13:58 Roboskî'de 13'üncü yıl anması: Artık yeter, adalet istiyoruz
13:55 12 barodan Roboski çağrısı
13:48 Emekçilerin işe iadesini talep ettiler
13:36 El konulan mektup için başvuruya ret
12:52 Kayıp yakınları Roboskî için adalet istedi
12:51 Mahmut Kaya'nın akıbeti 44 yıldır ortaya çıkarılmadı
12:05 Aileler Roboskî mezarlığında
11:54 DEM Parti heyeti İmralı’da
11:15 9 kent için sarı kod uyarısı
10:48 Sade ve zarif yaşayanların hikayeleri: Avludaki Düş
10:47 İDO ve BUDO'dan sefer iptalleri
10:22 Yüksel Güran kızına zarar vermediğini ileri sürdü
10:11 Kar yağışı nedeniyle dağda mahsur kalan kişi hayatını kaybetti
09:16 Sınır nöbetindeki avukat: Türkiye Kürt fobisinden kurtulmalı
09:14 6 yılda yüzlerce kadına psikolojik ve hukuki destek
09:12 'Asgari ücretli insanlara yaşam hakkı tanınmıyor'
09:09 Gazeteci Acarer: Yeni bir saldırı felaketle sonuçlanabilir
09:08 Êlih'te Kürtçe oyunlar kapalı gişe oynuyor
09:06 Araziler boş kaldı, mısır para etmedi
09:05 Barış Anneleri: Savaş durursa kriz de biter
09:03 Amedliler: Hakikati yazanlara borçluyuz
09:02 2024'te direnişin öncüsü oldular
09:01 Saldırılara karşı 'özgürlük' direnişiyle geçen bir yıl
09:00 28 ARALIK 2024 GÜNDEMİ
08:39 ‘Suriye geçici yönetimi Demokratik Ulus projesinden faydalanmalı’
08:32 Yurt dışı çıkış harcına yüzde 42 zam
27/12/2024
23:28 Minbic’te patlama
22:16 Eren Keskin: İmralı’da en başından itibaren hukuk uygulanmadı
21:56 İzmir'de kitlesel Gaxand kutlaması
21:06 İtalyan gazeteci İran'da tutuklandı
20:31 Açlık grevini sürdüren Yıldız yurttan atıldı
19:55 Gençlik örgütlerinden saldırı protestosu
19:30 Kırıklar F Tipi'nde tutsaklar yemekten zehirlendi
19:08 Abdullah Öcalan ile görüşme başvurusuna olumlu yanıt
18:53 Suriye için 50 ton tıbbi malzeme Türkiye’ye ulaştı
18:24 Mezopotamya Ajansı’na erişim engeli
18:18 Yeni Yaşam Gazetesi: Erişim engeli gerekçesi ‘keyfi’ çıktı
17:08 Narin Güran davası yarın devam edecek
17:04 BES: Hak gasplarına karşı eylemler sürecek
16:44 Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılar protesto edildi
16:15 Katledilen gazeteciler için Amed'de taziye
16:06 Belediye önünde Zeyni İpek açıklaması
15:45 Kobanê sınırından seslendi: Saldırı bitinceye kadar nöbetimiz devam edecek
15:39 Nezir Tekçi davasında ikinci kez beraat talebi
15:37 STÖ’lerden MKG ve DFG’ye dayanışma ziyareti
15:17 1043 yurttaştan çağrı: Barış ve demokrasi için acil adım atın
15:06 Eş genel başkanlardan Kurhan'ın taziyesine ziyaret
14:59 Sınır nöbetinden 15'inci gün: Muhatap Abdullah Öcalan'dır