ANKARA - 10 Ekim Ankara Katliamı Davası’nda firari 5 sanığın Suriye’de olduğunun resmi kayıtlarla görüldüğünü ifade eden avukatlar, iadelerinin istenmesini talep etti.
10 Ekim Ankara Gar Katliamı davasının firari sanıklar yönünden ayrılan 2. dosyasının ilk duruşması Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşmaya, katliamda yaşamını yitirenlerin ailelerinin yanı sıra çok sayıda kurum temsilcisi ile kişi katıldı. Duruşmaya Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Mêrdîn Milletvekili Kamuran Tanhan, Emek Partisi (EMEP) Dîlok Milletvekili Sevda Karaca, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, 10 Ekim Katliamı'nda hayatını kaybedenlerin aileleri, demokratik kitle örgütleri ve çok sayıda yurttaş katıldı. Duruşmanın başında Dîlok Barosu, "Biz bu davanın tarafıyız" diyerek müdahil olma talebinde bulundu.
Duruşma 10 Ekim Katliamı Davası avukatları savunmaları ile sürdü.
‘DOSYA İNSANLIĞA KARŞI SUÇTAN DÜZENLENSİN’
Duruşmada ilk savunmayı yapan Av. Senem Doğanoğlu, "Bu duruşma 16 gün önce yapılsaydı başka taleplerimiz olacaktı. Musul komutanı bugün Suriye'de defacto lideri olarak önümüze çıkıyor. Daimi arama kararı verdi savcılık. Kararı almasının bir anlamı var çünkü mahkemeniz insanlığa karşı suçtan beraat verdi. Dosya hala bize açık değil, daimi arama kararı verilmesine rağmen. Emniyetin seçtiği kadar biz X ve Y’den haberdarız. X ve Y'lerin tespitini istedik. X ve Y'ler tespit edilsin denildi. 2021'den sonra bize kapatılan dosyada bizden ne saklandığı konusu önemli.10 Ekim Katliamını insanlığa karşı suç olarak görmediği için Ebu Zeynep ile ilgili sadece örgüt üyeliğinden karar alındı. Katliamın emrini veren Ebu Zeynep 5 yıl sonra yargılanamayacak. Talebimiz daimi arama kararına esas olan evrakların yıllar sonra ortaya çıkmayacak şekilde dosyaya konulmasını istiyoruz. Gelinen nokta da iddianamenin insanlığa karşı suçtan düzenlenmesi gerekiyor."
‘HTS’NİN BİLİRKİŞİ İNCELEMELERİ EKSİK’
Ardından savunma yapan Av. Erkan Ünüvar ise HTS kayıtlarına ilişkin talepleri olduğunu belirterek, "10 Ekim Davası başlayalı 8 yıl oldu. Sanıklara dair telefon numaraları tespit edildi, bilirkişi incelemeleri yapıldı ama bu incelemeler bizim istediğimiz boyutta değildi ve bilirkişi incelemeleri çok eksik kaldı. Hangi sanık nerede bunun tespit edilmesi gerekiyordu. Sanıkların ortak kişilerle görüşmeleri vardı. Katliam öncesinde yoğunlaşan mesajlaşmalar aramalar var. 8 yıl geçti, telefon iletişimi olan kişilerin kimler olduklarını öğrenemedik. Biz kendi analizlerimizi yaptık. Sürekli sanıkların kullandıkların numaralarının tespitini istedik çünkü sanıkları kendi numaralarını kullanmamışlar ailelerinin numaralarını kullanmışlar” diye konuştu.
‘TELEFON GÖRÜŞMELERİNİN TESPİTİNİ İSTİYORUZ’
Sanıkların örgütsel faaliyetlerini başkalarının numaraları üzerinden yaptıklarına dikkat çeken Ünüvar, “Biz bunların tespitini istiyoruz. Deniz Büyükçelebi sınırda olduğu sürede bizim bildiğimiz birçok hat kullanmış. Hüseyin Bayram'ın dosyamız sanıklarından Yakup Yıldırım ile çok sayıda telefon trafiği var. Hakan Şahin ile de Hüseyin Bayram'ın çok sayıda iletişimi var. Hüseyin Bayram adına kayıtlı telefon hatlarının özellikle Deniz Büyükçelebi'nin kullandığını düşünüyoruz. Öncelikle müzekkere yazılarak hatları fiilen kimlerin kullandığını talep ediyoruz. Emniyet Müdürlüğü bunu tespit edebilir. Hüseyin Bayram'ın tüm iletişime hakim değiliz. Bundan dolayı bütün dökümlerin gelmesi gerekiyor. Yakup Şahin'in Harun Balçık ile katliam tarihlerinde görüşmeleri var. Bu kişinin kim olduğunun araştırılmasını istiyoruz. Dosyamız bitmedi henüz, devam ediyoruz davamıza bazı taleplerimiz reddedilse bile. Hala yeni deliller çıkıyor ortaya o nedenle taleplerimizin reddedilmemesini istiyoruz” dedi.
‘MUSTAFA DEMİR YARGILANSIN’
Avukat taleplerinin reddedildiği için araştırmalarının ağır ilerlediğini belirten, Ünüvar, "Tespit ettiğimiz isimlerden biri de Mustafa Demir'dir. Mustafa Demir'in failler ile yakın ilişkiler içinde olduğunu, aynı örgütsel faaliyetlerini tespit ettik. 2014 yılında Mustafa Demir sınır emiri, 2014'te olduğu gibi 2015'te de Mustafa Demir sınır emirliği yapmaya devam ediyor. 2016'da da Türkiye'deki katliamları organize etmeye devam ediyor. Mustafa Demir, 2014-2016 tarihleri arasında IŞİD'in katliamlarının örgütleyicisi konumunda. Mustafa Demir sınırda IŞİD faaliyetlerini ayarlayan yöneticidir. Biz bunları daha önce tespit edebilirdik ancak taleplerimiz engellendiği için tespit etmekte geciktik. Mustafa Demir'in 10 Ekim Katliamı ile ilgisi olmadığını düşünmek akla uygun değil. Bütün bu hususlar göz önüne alınarak Mustafa Demir'in davamızda sanık olarak yargılanmasının talep edilmesini istiyoruz" dedi.
‘BU DAVANIN UNUTULMASINI İSTİYORSUNUZ’
Avukat İlke Işık, 10 Ekim davasının unutturulmaya çalışıldığının altını çizerek şöyle devam etti, "Son süreçte IŞİD korkusu tüm ülkede yaşanmakta. IŞİD ile ilgili konuşulduğu bir süreçteyiz. Bu dosya ülkedeki en önemli IŞİD davalarından birisidir. Başka dosyalardan IŞİD üyeleri tahliye ediliyor. 36 sanık yargılandı 19'u tutukluydu. 16 firari sanık var bu davada. Siz bu dava unutulsun istiyorsunuz. Temmuz'da o yüzden büyük bir acele ile karar verdiniz. Önemsiz bir dosya gibi bu dosyayı kapatırım sanıyorsunuz ama yanılıyorsunuz. Bu 16 sanık alelade sanıklar değil, bunlar önemli IŞİD üyeleri. Bütün dünya IŞİD'i konuşurken yeniden adımlar atmanız, yeni çalışmalar yapılması gerektiği çok açık. Bütün sanıklar hakkında güncel konumlarına ilişkin, son durumlarının bilinmesi hakkında MİT Başkanlığı'na müzekkere yazılmasını istiyoruz. 5 sanığın Suriye'de olduğunu resmi kayıtlar ile görmüş oluyoruz. Bayram Yıldızın Irak'ta olduğunu biliyoruz. İadelerine ilişkin taleplerde bulunacağız. Diplomatik ilişkiler Suriye ile başladı. O yüzden sanıkların iade işlerine ilişkin sürecin bir an önce başlatılmasını talep ediyoruz. Sanıkların eşlerinin de tanık olarak dinlenmesini talep ediyoruz."
SURİYE'DEKİ SANIKLAR BAKANLIĞA SORULACAK
Mahkeme bir kısım talepleri gelecek celse değerlendirilmesi için incelemeye alınmasına, Suriye’deki sanıklar için iade taleplerinin Adalet Bakanlığına sorulmasına ve Mustafa Demir hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.
Duruşma 17 Haziran saat 10.00’a ertelendi.