Kürdistan da son zamanlarda artan maden, petrol ve kum ocakları doğayı katlediliyor. 1990’lı yıllarda güvenlik gerekçesiyle boşaltılan Licê, Pasur (Kulp), Piran (Dicle) ilçelerinde bulunan kırsal mahalleleri bugün de maden şirketlerinin göz diktiği alanlar haline geldi. 

 

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Amed Ekoloji Komisyonu Eşsözcüsü Cemal Özkoç, maden, petrol ve kum ocağı çalışmalarının özellikle Kürdistan’da yürütülmesinin amacının bölgeyi insansızlaştırmak olduğuna vurgu yaptı. 

 

BOŞALTILAN KÖYLER TERCİH EDİLİYOR

 

2013-2015’te PKK Lideri Abdullah Öcalan ile geliştirilen diyalog sürecinin sonlanması ardından kalekol ve karakolların etraflarında ekolojik tahribat yapıldığını belirten Özkoç, özellikle ağaçların, doğanın talan edildiğini söyledi. Çevre kanuna göre bir yerde ağaç kesilmesi durumunda yerine yenisinin ekilmesi gerektiğini dile getiren Özkoç, ancak bu durumun Kürdistan kentlerinde uygulanmadığına dikkat çekti. Maden tarama faaliyetlerinin de özellikle 1990’larda boşaltılan ve JİTEM’in aktif katliamlar yaptığı bölgelerde yapıldığına işaret eden Özkoç, bu durumun tesadüf olmadığını ve korucularla şirketlerin ortak hareket ettiğini söyledi. 

 

İKİNCİ GÖÇ SALDIRISI 

 

Boşaltılan yerlere sonrasında yapılan düzenlemelerle geri dönüş sağlandığını, bugünde o bölgelerin devlet-sermaye eliyle yeniden boşaltılmaya çalışıldığını kaydeden Özkoç, Kürtlerin yaşadığı coğrafyaya sömürge mantığıyla yaklaşıldığını ve bunun aynı zamanda Kürt kimliğine yönelik bir saldırı olduğunu ifade etti. 

 

Petrol arama şirketlerinin usulsüz olarak “ÇED Raporu” almadan alana girdiklerini ya da çok kolay “ÇED gerekli değildir” raporları alabildiklerini kaydeden Özkoç, bölgeyi gözlemlemek için gittiklerinde ilk karşılaştıkları tablonun karakol ve kalekol oluğunu, şirketlerin usulsüz işlemlerine karşı davalardan da sonuç alamadıklarını söyledi.   

 

BAŞVURU ÇAĞRISI

 

Eko kırımı savaşla bir bütün olarak değerlendirmek gerektiğini kaydeden Özkoç, “Kürt halkı, Kürdistan’da bir kültürel soykırımın ve insansızlaştırma politikalarının yürütüldüğü bilincinde ve maden, petrol aramalarını savaş politikası olarak değerlendiriyor. Özellikle köylülerde şirketler üzerinde bu yorumu gördük, ‘Devleti devlete mi şikâyet edeceğiz’ bu söyleme aslında halkın bilincini özetliyor” dedi. 

Eko-kırıma karşı her alanda mücadele edeceklerini kaydeden Özkoç, ekolojik tahribatın yaşandığı her kent ve ilçe ve mahallede yaşayanları eko-kırıma karşı mücadele için kendilerine başvuru yapmaya çağırdı.