İSTANBUL - Düşük ücret ve kötü çalışma koşullarına karşı sendikada örgütlendikten sonra işten atılan TKIS Blinds işçisi Burcu Demir, “Kazanana kadar buradayız. İşveren bizi tanıyana kadar buradayız” dedi.
İstanbul'un Tuzla ilçesinde bulunan TKIS Blinds'te çalışan işçiler, kötü çalışma koşulları, düşük ücret ve mobbinge karşı Türkiye Tekstil, Örme ve Giyim Sanayi İşçileri Sendikası’na (TEKSİF) üye oldu. 10 işçi, TKIS Blinds sahibi tarafından yetki başvurusunun yapıldığı dönemde 25 Ekim 2024'te işten çıkarıldı. İşçiler, bunun üzerine fabrika önünde eyleme başladı. İşçilerin direnişi 90 gündür devam ediyor. Direnen işçilerin çoğunluğu kadınlardan oluşuyor. Kadın işçiler, hem fabrikada yaşadıkları sorunların hem de erkek işçiler ile aralarındaki eşitsizliğin ortadan kaldırılmasını istiyor.
2 ANA TALEP
Burcu Demir, direnişte yer alan işçilerden biri. 1 yıl boyunca TKIS Blinds’te çalıştığını aktaran Burcu Demir, iki ana taleplerinin olduğuna işaret ederek, "Sendikamızı kabul etsin ve attığı işçileri geri alsın. Bir kadının çalışması için gereken bütün şartların oluşturmasını, bir işçinin iyi şartlarda çalışması için gereken her türlü koşulun sağlamasını istiyoruz. Zorla mesailere kalmak istemiyoruz, yemekhanemizin fabrikamızın içinde olmasını, ücretlerimizin daha iyi şartlara getirilmesini istiyoruz. En başta bizi dinlemelerini istiyoruz” diye konuştu.
KÖTÜ ÇALIŞMA KOŞULLARI
Fabrikada baskı ve mobbing maruz kaldıklarını aktaran Burcu Demir, "Bir talepte bulunduğumuzda ‘Ben belediye değilim, yardım kurumu değilim. Devlet size ne verirse, onu veririm’ diyordu (patron). 07.00-17.00 çalışıyorduk ama genelde 19.00’a, 21.00’a kadar mesai oluyordu. Hiçbir bahane kabul edilmiyordu. Ben öyle mesaili çalışmak istemiyorum. Çünkü benim okula giden bir oğlum var, ona yardım etmek zorundayım. Ama bunu asla kabul etmiyordu” şeklinde konuştu.
Fabrikada sağlık sorunu yaşadıklarını, işçiler arasında ayrımcılık uygulandığını, sorumlu olmadıkları işlerde çalışmaya zorlandıklarını aktaran Burcu Demir, "Biz köle gibi çalıştırılıyorduk. Ben kalite kontrolünde bir yıl çalıştım. Kalite kontrolü hariç her işi yapıyordum. Ütüye de yardım ediyordum, katlama da yapıyordum, yeri geliyordu köşe dikiyordum makinede. Yani bir işçiysen orada her işi yapabilirsin" dedi.
'HAKLARIMIZI ALACAĞIZ'
Burcu Demir, 15’er dakikalık iki molalarının olduğunu, yemekhaneleri olmadığı için 30 dakikalık yemek molalarının yarısını yemekhaneye giderek ya da sıra bekleyerek geçtiğini ifade etti. Bu nedenle hiçbir gün molalarını kullanamadıklarını belirten Burcu Demir, "9 saat ayaktaydık. Bazen 14 saat, 15 saat ayakta çalışıyorduk. Kazanana kadar buradayız. İşveren bizi tanıyana kadar buradayız. İçerideki arkadaşlar da bize destek oluyorlar, olmaya devam edeceklerine inanıyorum. Direnmeye devam edeceğiz, haklarımızı alacağız" ifadelerini kullandı.
KADIN İŞÇİLERE AYRIMCILIK
İşçilerin direnişine destek veren feminist grup arasında yer alan isimlerden Bahar Gök ise, kadın işçilerin yaşadıkları eşitsizliklerin başlıca gündemleri olduğunu söyledi. Bahar Gök, "Ücretli işlerde olan kadınların yaşadığı ücret eşitsizlikleri, baskı, mobbing, işçi sağlığı ve güvenliği gibi sorunların henüz çok fazla tartışma konusu değil. Kadın direnişlerini ziyaret ettiğimizde ve onlarla sohbet ettiğimizde daha fazla bu zorunluluğu görmüş oluyoruz. Burada yaptığımız sohbette de aynı işi yapan erkek işçilerle bile aralarında 5-6 bin lira farkların olduğunu gördük" diye kaydetti.
'DAYANIŞMA İÇİNDEYİZ’
Sermayenin kadınları ucuz işgücü olarak gördüğünü ifade eden Bahar Gök, buna karşı dayanışmayı büyüteceklerini ifade etti. Bahar Gök, ortaya çıkan tepkiyi "sesli bir öfkeye, itiraza, mücadeleye dönüştürmek için" işçilerle yapılan buluşmaların arttırılması gerektiğini kaydetti. Bahar Gök, "Bu mücadeleyi ve dayanışmayı kadınlar açısından yeni kazanımlara dönüştürmek gerekiyor. Hem sendikal alanda hem de sermaye karşısında daha güçlü durabilecekleri ve kendi başına o yönetimi sağlayabilecek bir noktaya evriltmek gerekiyor" dedi.
MA / Yeşim Tükel