İSTANBUL - Ekonomik kriz nedeniyle çıktıkları pazar alışverişinden doldurulamayan poşetlerle dönen yurttaşlar, sorunun çözümüne ilişkin önerilerini "Başımızdaki giderse ekonomi düzelir" sözlüyle dile getirdi.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'na (DİSK) Birleşik Metal-İş Sendikası Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM), "Aralık 2024 Dönemi Açlık ve Yoksulluk Sınırı Raporu"na göre, 4 kişilik bir aile için açlık sınırı 21 bin 553 lirayken, yoksulluk sınırı ise 74 bin 552 liraya ulaştı. Asgari ücretin 22 bin 104 lira olduğu Türkiye'de artan enflasyon alım gücünü düşürürken, savaş politikaları kapsamında "savunma" giderleri de yurttaşlara yoksulluk, derinleşen ekonomik kriz olarak dönüyor.
'KRİZ ONLARA YOK, BİZE VAR'
İstanbul Beyoğlu Piyalepaşa Pazarı'nda mikrofon uzattığımız yurttaşlar, ekonomik krizin kendilerine yansımalarını anlattı. Pazara ihtiyaçlarını karşılamak için geldiğini belirten yurttaşlardan Mehriban Genç, ilerleyen yaşına rağmen çalışmak zorunda olduğunu söyledi. "Hiçbir şey alamıyoruz" diyen Mehriban Genç, artan yoksulluktan ve ekonomik krizden AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın sorumlu olduğunu söyledi. Mehriban Genç, "Durumumuz çok kötü, alamıyoruz. Bu ekonomiyi bu hale Ankara'dakiler getiriyor, Cumhurbaşkanı getirdi. Zammını zummunu o yapıyor. Kriz onlara yok, bize var. O verdiği maaşla gelsin kendisi geçinsin, biz geçinemiyoruz. Ben merdiven siliyorum, ev işlerine gidiyorum, halı yıkıyorum" dedi.
'ZAM ÜSTÜNE ZAM'
Süreklileşen zamlardan şikayetçi olduklarını dile getiren Güler Domur, emekli maaşıyla geçinmeye çalıştıklarını belirtti. Güler Domur, "Kafalarına göre zam yapıyorlar. Pazarı aynı, marketi, çarşısı aynı. Ne yapalım? Kimi devletin, kimi milletin sırtına vuruyor, öyle yaşayıp gidiyoruz. Cansız ata bindiğimiz zaman düzelir, tabuta girdiğimiz zaman düzelir. 50 liralık alacağına 25, 100 liralık alacağına 50 liralık alıyorsun, günü güne ekliyorsun. Akşam yat, sabah kalk zam, zam üstüne zam" ifadelerini kullandı.
'İNSANLAR AÇ, BAŞTAKİLERİN GİTMESİ LAZIM'
İsmini vermek istemeyen bir yurttaş, okula giden iki çocuğu olduğunu ve geçinmekte zorlandıklarını belirterek, "Ne bir şey alabiliyoruz, ne yedirebiliyoruz. Et olmuş dünyanın parası, kıyma olmuş dünyanın parası. Bu insanlar ne yiyecek, ne yapacak? İnsanlar aç. Her şeyin değişmesi lazım. Birini alırsam birini alamıyorum. Pazarda harcadığım para 800 lira, gözüken ne var? Hiçbir şey. Çocuklarıma bir mandalina, portakal alıp yediremiyorum. Zaten et, kıyma desen hiçbiri olmuyor. Eşim rahatsız, bir çalışıyor bir çalışmıyor. Ev kira, doğalgaz desen yarı yakıyorum, yarı yakmıyorum. İki çocuk okutuyorum, sonuçta ve okul masrafları desen devlet okulu, ama bunun kitabı, kalemi, silgisi pahalı oluyor. Baştaki devlet önce bir kendisini değiştirecek ya da gitmesi gerekecek. O baştaki devlet gitmediği sürece, şu an kime sorarsan 'Çok şükür' diyor, ama çok şükür demekle hiçbir şey geçmiyor" diye konuştu.
'EMEKLİLERİ DİLENCİ DURUMUNA DÜŞÜRDÜLER'
Emekli olduğu halde birden fazla işte çalışmaya devam etmek zorunda olduğuna dikkati çeken Hasan Karakazan isimli yurtaş, "Emekliler çok zor durumda. Emeklileri dilenci durumuna düşürdü, ama biz diyoruz ki; o sandıktan bir daha bu hükümete gelmemek şartıyla gönderilmek üzere bir an önce sandığı getirsinler. 16 milyon emekli var, 16 milyon emekli hesabını verecek onlara. Daha önce biz uyardık onları. Şimdi zannediyor ki emekliler aptaldır, unutur. Emekliler yapılanı hiçbir zaman unutmaz. '2024 yılı emekli yılı olacak' dediler emeklileri yok ettiler, şimdi '2025 aile yılı' diyerek komple aileyi yok etmeye çalışıyorlar. Bu halka yazık. Saraylarda, köşklerde oturmak önemli değil, gelsinler bir halkın içine girsinler. Cepte 200 lira var, bakıyorum, ne alabilirim ki? Yarım kilo, üçer beşer tane torunlara götürüp yedireceğiz" şeklinde konuştu.
EMEKLİLERDEN İKTİDARA İSYAN
Yurttaşlardan Nazire Kara, iktidarı işaret ederek, "Baştaki gitmedikçe ekonomi düzelmez" diyerek şöyle devam etti: "Her tarafı dolanıyoruz, nerede ucuz oraya gidiyoruz. İyilerini alamıyoruz, kötülerini alıyoruz. O da bizi hasta ediyor. Sorun başımızdakinde ."
Emekli maaşıyla geçinmeye çalıştığını ifade eden Fatma Açar ise, "Ben eşimden dolayı emekliyim, bir şey vermedi ki bize, nasıl geçineceğiz? Kendisi sıksın dişini, sonra bizi düşünsün. Bakayım 12 bin lirayla geçim var mı?" diye sordu.
'ALICI DA SATICI DA MAĞDUR'
Pazarda esnaflık yapan Onur Gürsu satışlarının çok durgun olduğunu ifade ederek, "Çünkü fiyatlar uçuk. Alıcı da satıcı da memnun değil bu durumdan. Öyle bir duruma geldik ki alıcı fiyat soruyor, fiyat veriyoruz, memnun kalmıyor direkt gidiyor. Alıcı da satıcı da mağdur bu durumda. 18 yaşındayken üç ay çalışıp araba aldım, şimdi bir sene çalışıyorum yine araba alamıyorum" diye konuştu.
MA / Yeşim Tükel