RIHA - Riha’da siyasetçi ve sivil toplum örgütü temsilcileri, görüntülü açıklama için bakanlığın yaptığı açıklamaya tepki göstererek, "Bu kadar önemli bir meselede mevzuata dikkat çekiliyor ama tecridin de mevzuatta yeri olmadığına dair bir şey söylenmiyor. ‘Tecrit mevzuatta var mı’" diye sordu.
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan'a dönük ağır tecrit koşulları devam ediyor. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İmralı Heyeti ile iki görüşme yapan Abdullah Öcalan’ın tarihi bir çağrı yapması beklenirken, tecridin sürdürülmesine de tepkiler yükseliyor.
Abdullah Öcalan’ın başlattığı “Demokratik dönüşüm süreci”ni desteklediklerini belirten Rihalı siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri, onurlu bir barışın, tecridin ortadan kaldırılması ve Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ile mümkün olduğuna dikkat çekti.
‘KÜRTLER VE DOSTLARI NET’
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Riha İl Eşbaşkanı Sibel Sütpak, “çözüm” tartışmalarına değinerek, “Bu hepimizde bir heyecan oluşturdu. Barış Annelerinin gözünde barışa dair bir parıltı görmek bile bizi heyecanlandırdı. Ancak çağrı yapanlar bugüne kadar bir adım atmış değil. Kan davalarında bile aracılar taraflar ile görüşüp en büyükten en küçüğüne kadar ikna ediyor. Ancak bugüne kadar ikna etmek bir yana, bunu baltalamaya dönük uygulamalar söz konusu. En çok canı yanan kesim barış diyor. Anneler barış diyor. Anneler barış istiyorsa, bize susmak ve desteklemek düşer. Kürtler ve dostları net, ancak devleti temsil eden kanatlar da netleşmeli. DEM Parti heyeti her kesimi gezip sürece dair bilgilendirdi. AKP veya MHP’nin de benzer bir çaba içinde olması ve toplumun farklı kesimlerini gezerek sürece dair bilgilendirmeleri gerekir. Ancak bunu yapmayıp HDK’ye dönük operasyon yapılıyor. HDK çalışmaları gelişmiş ülkelerde yapılırsa ödüllendirilir, ancak Türkiye’de tutuklama gerekçesi yapılıyor” dedi.
‘HERKES ÇAĞRIYA KULAK VERMELİ’
Siyasetçi Ulaş Çoban “Barışın kaybedeni olmaz” diyerek herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini kaydetti. Abdullah Öcalan ve DEM Parti İmralı Heyeti arasında yapılan görüşmelerin barışa dair umutları büyüttüğüne dikkati çeken Çoban, “Daha öncede görüşmeler yapıldı, ancak iktidar bu görüşmelerin önünü kapattı. Mücadele ile yeninden bunun önü açıldı. Yapılacak çağrı yeni bir dönemin başlangıcı olacaktır. Çağrıdan sonra halklara önemli bir görev düşüyor. Herkes bu çağrıya kulak vermeli” diye belirtti.
‘SAYIN ÖCALAN BARIŞ İÇİN ÇABA İÇİNDE’
DEM Parti, Parti Meclisi (PM) Üyesi Celalettin Erkmen, herkesin barış dilini kullanması gerektiğinin altını çizerek, “Sayın Öcalan'ın bu meselenin muhatabı olarak görülmesi isabetli bir başlangıçtır. Sayın Öcalan barış için çaba sarf ediyor. Bunun olması için çalışma koşullarının değiştirilmesi gerek. Ancak savaşanlar barış yapabilir. Bunun olması için de tarafların samimi olması gerek. Böyle bir gündemin konuşulması dahi değerlidir. Bizim de beklentimiz herkesin şeffaf olarak meseleye yaklaşmasıdır. Tekçi bir anlayış ile mevcut problemlerin çözülmeyeceğini geride bıraktığımız on yıllar bize göstermiştir. Demokratik modernite yaşanan bütün sorunlara karşı bir alternatiftir. Sayın Abdullah Öcalan Kürdistan’daki tüm halkların teminatı, inandırıcısı ve söz sahibidir. Hiç kimse demokratik çözümün önünde bir engel olmamalıdır. Büyük bir heyecan ile Sayın Öcalan’ın yapacağı açıklamayı bekliyoruz. Sonuna kadar onurlu bir barış için Sayın Öcalan’ı destekleyeceğiz” diye konuştu.
‘MEVZUATTA OLMAYAN TECRİTTİR’
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Riha Şube Eşbaşkanı Gül Fehime Binici, İmralı’da sürdürülen tecridin demokratik çözümün önünde bir engel olduğuna vurgu yaparak, tecridin biran önce son bulması ve PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın aile ve avukatlarıyla görüştürülmesi gerektiğini söyledi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un görüntülü mesaj ile ilgili “Mevzuata uygun değildir” yönündeki sözlerine değinen Gül Fehime Binici, “Tecrit devam ederken bir çözümden bahsetmek mümkün değil. Sayın Öcalan bu süreçte baş aktördür. Görüntülü mesaj mevzuatta yok deniliyor ama yapılamaz diye bir ibare de yok. Bu kadar önemli bir meselede mevzuata dikkat çekiliyor ama tecridin de mevzuatta yeri olmadığına dair bir şey söylenmiyor. ‘Tecrit mevzuatta var mı’ diye sormak gerek. Kürt sorunu demokratik yöntemler ile çözülmez ise hukuksuzluklar artar ve bu herkesi etkiler. Bunun için herksin bu demokratik dönüşüm sürecini desteklemesi elzemdir” ifadelerini kullandı.
‘SAYIN ÖCALAN’A GÜVENİYORUZ’
Barış Annesi Aynur Yılmaz, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a güvendiklerini dile getirerek, “Yıllardır acıların içinde büyüdük. 40 yılı aşkın bir silahlı mücadele var. Bu böyle geldi ama böyle gitmesini istemiyoruz. Sayın Öcalan hep barış diyor. Sayın Öcalan’ın yanındayız. Anneler olarak el ele verirsek savaşları durdurabiliriz. Savaşa ayrılan bütçe halklara ayrılır. Anneler artık ağlamasın. Asker anneleri de bu süreci desteklemeli. Herkes Sayın Öcalan’a güveniyor ama devlet kanadına yaptıkları nedeniyle güvenmiyor” dedi.
ÖCALAN’IN ÖZGÜRLÜĞÜ’
PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın “Koşullar sağlanırsa bu sorunları bir haftada çözerim” dediğini hatırlatan DEM Parti Eyyübiye İlçe Eşbaşkanı Emin Tutal, “Sayın Öcalan bir haftada çözerim dediyse çözer. Bizim güvenimiz tamdır. Kürtler ve dostları Sayın Öcalan’ın alacağı kararların arkasındadır. Herkes yapılacak açıklamayı bekliyor. Görüntülü bir açıklama yapılması gerek. Eskiden yapılan hatalar tekrarlanmamalı. Biz Sayın Öcalan’ın ağzından çıkan kelimelere ayrı bir değer biçiyoruz. Bir çağrı ile bu iş son bulmaz ise, tam tersi bu iş yeni başlar. Çağrıdan sonra herkes samimi olmalı ve üstüne düşeni yapmalıdır. Onurlu bir barış Sayın Öcalan’ın özgürlüğü ile mümkün. Devlet samimi olursa barış olur. Biz Sayın Öcalan’a güveniyoruz, ancak devlet kanadına güvenmiyoruz. Her ne kadar devlete güvenmesek de barış ihtimali bizi heyecanlandırıyor” şeklinde konuştu.
MA / Emrullah Acar