İSTANBUL - Ağır kalp hastası olan tutsak Fatma Tokmak’ın tahliyesi için yeni bir başvuruda bulunan avukatı Eren Keskin, “Yaşamsal olarak durumu çok ağır. Yürüyemiyor, uyuyamıyor. Açıkçası korkuyoruz” dedi.
İstanbul Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde 2010 yılından bu yana hükümlü olarak tutulan Fatma Tokmak, ağır kalp hastası olmasına rağmen tahliye edilmiyor. Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) sağlık raporlarını inceleyerek, “cezaevinde kalamaz” raporu verdiği Fatma Tokmak hakkında Adli Tıp Kurumu (ATK) en son 2022 yılında “cezaevinde kalabilir” raporu verdi.
Fatma Tokmak’ın tahliyesi için birçok defa ATK’ye başvuran ancak sonuç alamayan avukatları, geçtiğimiz hafta Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulunarak, ATK’nin Fatma Tokmak’ın durumunu yeniden değerlendirilmesi istendi. Başvuruda ayrıca Fatma Tokmak’ın infazının ertelenmesi de talep edildi.
Fatma Tokmak’ın avukatı ve aynı zamanda İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı olan Eren Keskin, duruma dair değerlendirmelerde bulundu.
GÖZALTI VE TUTUKLAMA SÜRECİ
Müvekkilinin 1996 yılından bu yana cezaevinde olduğunu anımsatan Eren Keskin, hak etmediği bir ceza aldığını söyledi. Müvekkilinin gözaltına alınma sürecini hatırlatan Eren Keskin, şunları belirtti: “O dönem misafir olarak bulunduğu bir evde siyasi cinayet işleniyor. Fatma, hiçbir ilgisi olmadığı halde ev sahibiyle ilgili bir olay nedeniyle gözaltına alıyor. O tarihlerde hiç Türkçe bilmiyor. İki yaşındaki çocuğu Azad’la birlikte gözaltına alındı. Fatma bir aya yakın gözaltında kaldı ki o tarihlerde yasal süre 15 gün idi. Ama gözaltı tarihi geç gösterilerek, daha uzun süre tutuldu. Bu süreçte yoğun işkenceye maruz kaldı. Yine Fatma’yı konuşturmak için iki yaşındaki çocuğu Azad’ın elinde ve sırtında sigara sündürüldü. Çocuğa işkence yapıldı. Bu durumu, Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın (TİHV) raporlarıyla belgeledik. Kaldı ki Adli Tıp Kurumu (ATK) da Azad’ın gördüğü işkenceyi belgeledi. ATK, izlerin sigara izi olduğunu kabul etti ‘ama bunların ne zaman yapıldığını tespit edemeyiz’ diyerek, geçiştirdi. Fatma mahkemeye ilk çıkarıldığında Türkçe bilmiyordu. İlk o dönem kendisiyle görüştüğümde neyle suçlandığını dahi bilmiyordu. O zaman DGM’ler vardı. DGM’lerin anti demokratik mahkemeler olduğu zaten artık tüm kamuoyu tarafından biliniyor. Bu yüzden daha sonra da kaldırıldı. Gerçi yerine özel mahkemeler konuldu ama DGM’ler kaldırıldı. Fatma o dönem tutuklandı.”
CEZAEVİNDE KALP HASTASI OLDU
Fatma Tokmak’ın tutuklandığında iki yaşında olan çocuğunun yasaya göre kendisiyle birlikte cezaevine gönderilmesi gerekirken çocuk esirgeme kurumuna verildiğine dikkat çeken Eren Keskin, bir buçuk ay Azad’ı geri almak uğraştıklarını ve mücadelenin sonucunda çocuk esirgemeden alabildiklerini dile getirdi. Eren Keskin, “O tarihlerde mahkeme Kürtçe tercüman da kabul etmiyordu. Bu tercümanlığı bile çok sonradan yaptırabildik. Fatma uzun yıllar tam olarak neyle suçlandığını, ifadesinin ne olduğunu bilmeden cezaevinde kaldı. Daha sonra cezaevinde kalp hastası oldu ve bunun yaşamsal bir tehlike oluşturduğu ATK tarafından saptandı. ATK, ‘cezaevinde kalması sakıncalı’ raporu verdiği için 2000 yılında tahliye edildi. Bu süre içerisinde 5 yıl çocuğuyla bir hayat kurdu. Bir yaşlı bakım evinde sigortalı olarak çalışmaya başladı. O zaman ‘çocuğunu al yurt dışına git’ dedim. Ama o kadar inanıyordu ki ceza almayacağına, alsa bile bozulacağına. Çocuğuyla birlikte kendine İstanbul'da bir hayat kurdu. Ama maalesef mahkeme müebbet hapis cezası verdi, Yargıtay da onadı. Fatma hiç beklemediği bir anda (2005) tekrar cezaevine konuldu” diye belirtti.
YÜRÜYEMİYOR VE UYUYAMIYOR
Fatma Tokmak’ın şuanda ağır hasta olduğunu vurgulayan Eren Keskin, “Son gittiği doktor, ‘neden bu kadar geç kaldın’ diye sormuş. Trajikomik bir soru gerçekten. Çünkü yıllardır dile getiriyoruz. Kaldı ki Fatma’nın cezaevinde kalmasının hayati açıdan tehlikeli olduğuna dair TİHV’in raporu var. Buna rağmen ATK daha sonraki yıllarda önce ‘tehlikeli bulduğu’ hastalığı sonra ‘tehlikeli bulmadığı’ için ve bu şekilde raporlar verdiği için Fatma halen cezaevinde. Zaten 2027 yılında tahliye süresi geliyor. Ancak Fatma’nın şu anda yaşamsal olarak durumu çok ağır. Yürüyemiyor, hiç uyumuyor. Hareketleri son derece yavaş. Açıkçası korkuyoruz” ifadelerini kullandı.
KALP KAPAKÇIĞI ACİL DEĞİŞTİRİLMELİ
Fatma Tokmak’ın Nisan 2025’te gittiği doktorun, kalp kapakçığının “acilen” değiştirilmesi gerektiğini belirttiğini söyleyen Eren Keskin, “Hasta tutsakların serbest bırakılması için bir yasal düzenlemeye gerek yok. Ama son pakette yeterli olmasa da bir madde geçtiği için başvurumuzu yaptık” dedi.
İKTİDAR GÜVEN VERİCİ ADIMLAR ATMALI
Kürt sorununun demokratik çözümü bağlamında yürütülen yeni süreçte iktidarın güven verici adımlar atması gerektiğini belirten Eren Keskin, hasta tutsakların serbest bırakılmasını bu noktada önemli olduğunun altını çizdi. Eren Keskin, şöyle devam etti: “Fatma’nın cezaevinden çıkmasına bir yıl kalmış. Kadın yıllardır ‘Hastayım beni bırakın. Ameliyatlarımı rahat rahat olayım. Hayatımı biraz dışarıda yaşayayım’ diye mücadele ediyor. Fatma’nın bu kadar hastayken cezaevinde tutulmasını anlamıyoruz. İHD verilerine göre, bin 412 hasta mahpus var. Bunlar sadece bize ulaşanlar, bunun dışında da eminim sayı çok daha fazladır. Hasta mahpuslarla ilgili şöyle bir sorun var; tespitte tek yetkili kurum ATK ve oda resmi bir kurum ve siyasal iradeye bağlı bir kuruluş. Bağımsız hekimlerin, hastanelerin de rapor vermesi gerektiğini söylüyoruz. Ama bu, Türk yargısı tarafından kabul edilmiyor. ATK de siyasal iradenin taleplerine uygun kararlar veriyor ve çoğunlukla tıp etiğine aykırı oluyor bu raporlar. Bu nedenle birçok hasta mahpus cezaevinde kalmaya devam ediyor. Son derece hasta ve yaşlı mahpuslar var. Adli, siyasi, Kürt ve Türk ayrımı yapmadan bütün hasta mahpusların serbest bırakılması gerektiğini söylüyoruz.”
NE OLDU?
Fatma Tokmak, 1996 yılında küçük yaştaki oğlu Azat ile birlikte işlemediği bir suç iddiasıyla İstanbul'da gözaltına alındı. Gözaltı merkezinde hem kendisi hem de küçük oğlu işkenceye maruz kaldı. Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde (DGM) yargılanan Fatma Tokmak, hiç Türkçe bilmediği için ifadesi dahi alınmadan ve “bir kağıda parmağı basılarak” 4 yıl tutuklu kaldı. 2000 yılında cezaevinde yakalandığı kalp rahatsızlığı nedeniyle Adli Tıp Kurumu (ATK) raporuyla tahliye edildi. Fatma Tokmak hakkında mahkemenin verdiği müebbet hapis cezası Yargıtay onaylanınca 2010 yılında tekrar tutuklanarak Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’ne gönderildi.
Fatma Tokmak’ın avukatları birçok defa tahliyesi için ATK'ye başvuru yaptı ancak bir sonuç alamadı. 2011’de Adli Tıp Kurumu, hastalıklarını göz ardı ederek, “cezaevinde kalabilir” raporu verdi. Ancak Fatma Tokmak’ın sağlık raporlarını inceleyen Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ise “Cezaevinde kalamaz” raporu verdi. Avukatların ATK'ye yaptığı bir tahliye başvurusu da 2020 yılında koronavirüs salgını sürecinde oldu. Başvurudan iki yıl sonra Tokmak, 2022 yılının 20 Mayıs ve 30 Mayıs tarihleri olmak üzere iki kez ATK'ye götürüldü. Fakat ATK, 13 Haziran 2022 tarihinde Tokmak'a ilişkin bir kez daha “cezaevinde tek başına yaşamını idame ettirebilir” yönünde rapor verdi. Meclis’te kabul edilen ve Resmi Gazete’de yayımlanmasının ardından yürürlüğe giren 10’uncu Yargı Paketi ile birlikte Fatma Tokmak’ın avukatları, geçtiğimiz hafta bir kez daha tahliyesi için başvuruda bulundu.
MA / Ömer İbrahimoğlu