HABER MERKEZİ - Barış ve Demokratik Toplum Grubu’nun silah imha törenini hüzün ve mutlulukla izleyenler, anayasal düzenlemelerle hakların güvence altına alınması gerektiğini vurguladı.
PKK, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 9 Temmuz’da açıklanan videolu çağrısının üzerine dün Federe Kürdistan Bölgesi’nin Süleymaniye kentinde düzenlediği törenle silahları ateşe verdi. Türkiye, Kürdistan ve uluslararası çevrelerden gelen siyasetçiler, aydınlar, yazarlar ile sivil toplum örgütü temsilcilerinden oluşan 150 kişilik heyet tarafından izlenilen törende Barış ve Demokratik Toplum Grubu, “Bundan sonra özgürlük, demokrasi ve sosyalizm mücadelemizi, demokratik siyaset ve hukuk yöntemiyle yürütmek amacıyla ve demokratik entegrasyon yasalarının çıkarılması temelinde silahlarımızı özgür irademizle imha ediyoruz” açıklamasıyla silahlarını yaktı.
Dünyada geniş yankı uyandıran töreni Kürdistan ve Türkiye’deki yurttaşlar da ekranların başında büyük bir ilgiyle izledi.
‘DEVLET ADIM ATMALI’
Dêrsim’de tarihi töreni Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) binasında izleyenlerden Hıdır Yalçın, tören boyunca duygulu anlar yaşadı. Kızı (Ekin Yalçın) 2008 yılında PKK’ye katılan Hıdır, o tarihten bu yana kendisinden bilgi alamadığını söyledi. Savaş ve çatışmanın son bulmasını isteyen Yalçın, devletin adım atmasını istedi. Yalçın, “Memlekette barış, huzur, güzellik istiyoruz. Tüm insanların, tüm mezheplerin ve kişilerin özgür bir ülkede yaşamasını ve öteki olarak görülmemesini istiyoruz. Herkes insandır. Hepimizin vicdanı var. Bir sürü gencimiz bu haksızlığa karşı mücadele edip dağlara çıktı. Dağlarımız kanla sulandı. Şimdi barış için adım atılıyor. Buna vesile olanlara minnettarız. Tanklara, toplara, uçaklara, bombalara harcanan paralar memleketimizin ekonomisini çökertti. Memleketimizin daha iyi olmasını istiyoruz. Dört gözle güzel şeyler olmasını bekliyoruz. ‘Kızımıza kavuşabilir miyiz, görebilir miyiz’ acaba diye düşünüyoruz. Gençlerimiz ölmesin, memleketimiz huzura, barışa kavuşsun. Bir adım atıldı. Bunun başarıyla güzellikle sonuçlanmasını istiyoruz” diye belirtti.
'BARIŞ VE ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ'
Amed’de ise, çatışmalı süreçte yakınlarını kaybeden birçok aile Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER) binasında bir araya gelerek töreni izledi. Maruz kaldıkları zulümde çocuklarını yitirdiklerini söyleyen Fatma Çiçek, “Dürüst olsunlar, ‘terörist’ lafını kaldırsınlar. Biz terörist değil, barış ve özgürlük isteyenleriz. Ciğerimiz yandı, başkalarının ki yanmasın. Sürecin dürüstçe tamamlanmasını istiyoruz. Çocuklarımız nasıl silah bırakıyorsa, onlar da bir adım atsın” dedi.
Anadilde eğitimden kültüre kadar tüm halkların güvenceye alınmasını isteyen Esma Seydaoğlu, “Barış için Başkan Apo’nun (Abdullah Öcalan) çağrısıyla adım atıldı. Herkes adım atsın. Başkan sorumluluğunu yerine getirdi. Başkanımız ne derse ona göre adım atıyoruz. Şimdi onların ne adım atacağına bakacağız” ifadelerini kullandı.
Sevim Yıldırım, bir yandan hüzünlendiklerini diğer yandan da mutlu olduklarını dile getirerek, İnşallah karşı taraftan da olumlu adımlar atılır” dedi.
‘HAKLAR GÜVENCE ALTINA ALINMALI’
Duygu karmaşıklığı içinde olduklarını belirten İhsan Altındağ da, şunları belirtti: “Hareket Önderliğin (Abdullah Öcalan) çağrısı ve perspektifi doğrultusunda ciddi, iyi niyet göstergesi olarak bir adım attı. Devletin pratiğinde bunun karşılığı ne olmalı? Kürt halkı olarak bunu bekliyoruz. Haklarımız anayasal güvence altına alınmalı. Sadece iyi niyet yetmiyor. Adım atmak lazım. Fesih, silah bırakma kararı çok ciddi kararlardır. Devletin acilen adım atması gerekiyor. Bu saatten sonra hiçbir Kürt gencinin zarar görmesini kaldıramam. Barış, barış, barış…”
‘KİMSE SAVAŞTAN FAYDA GÖRMEDİ’
Yaklaşık 50 yıldır süren savaştan tüm kesimlerin zarar gördüğünü söyleyen Güler Seviktek, “Bu süreç keşke 30 yıl önce başlasaydı. Bu şehit olan çocuklar da barışı görseydi. Başkanımıza inanıyoruz. Süreç tek taraflı olmaz. Silah bırakıldıysa, bu uçaklar artık kalkmasın, savaş bitsin. Başkan nasıl temiz bir adım attıysa, onlar da, temiz bir adım atsınlar” ifadelerini kullandı. Aynur Taş ise, onurlu barış isteyerek, şöyle devam etti: “İçi yanan bir anne olarak, hiçbir annenin ağlamasını istemiyorum. Artık yeter. Barış, kardeşlik istiyoruz” dedi.