ÇEWLÎG - Kanîreş’in Licik köyünde yapılması planlanan jeotermale tepki gösteren arıcılar, meşhur Çewlîg balının yok olma riskiyle karşı karşıya kalacağını belirterek, karardan vazgeçilmesini istedi.
Çewlîg'in Kanîreş (Karlıova) ilçesine bağlı Licik köyünün yerleşim alanında jeotermal için yapılan sondaj çalışmalarına arıcılar tepki gösterdi. 3 Ocak 2023 tarihinde Kurban Madencilik ve İnşat Şirketi tarafından bölgede su aramak için yapılan başvuruya 30 Mart 2023 tarihinde Bingöl Valiliği "ÇED gerekli değildir" raporu verdi. Otelcilik, sebze ve meyve yetiştiriciliği için yapılan jeotermal su arama başvurusu, bölgenin doğal yapısını yok etme tehlikesini barındırıyor. Projeye bir tepki de bölgedeki arıcılardan geldi. Arıcılar, jeotermal su arama projesinin Çewlîg balının üretiminin sonlanmasına neden olacağı uyarısında bulundu.
‘BİTKİYLE ARICILIK DA BİTER’
42 yıldır sürdürdüğü arıcılığın babadan kalma bir meslek olduğunu belirten Cemal Çomak (65), Mersin’de öğretmenlik yaptığını, arılarını yazın Licik’e kışın ise Mersin’e götürdüğünü söyledi. Çomak, “Yaz ayında bitki örtüsünün zengin olmasından kaynaklı buradayız. Ama köylerimize jeotermal yapılıyor, buna karşıyız. Bu bitkiler biterse burada arıcılıkta biter” dedi. Çomak, şirketlerin asıl amaçlarının maden arayışı olduğunu söyledi. Licik böglesinde 3-4 bin arı kovanının olduğunu kaydeden Çomak, 15-20 evin geçimini arıcılıkla sürdürdüğüne işaret etti. Termalin olması halinde endemik bitkilerin ve arıcılığın yok olacağını vurgulayan Çomak, “Buranın doğasını ve Peri Pınarı’nı korumalıyız” dedi. Doğalarını korumak ve jeotermalin önüne geçmek için hala geç olmadığını dile getiren Çomak, “Sadece şirket değil bunun ortaklığını yapan köyler de var” diyerek, projeden vazgeçilmesi çağrısında bulundu.
‘DURUMUN ÖNÜNE GEÇİLSİN’
Eşi ve iki kızı ile birlikte arıcılık yapan Gökan Dallı (45), arıcılığın yaklaşık 17 yıldır babasından kendine miras kaldığını söyledi. Yaklaşık 400 arı kovanının olduğunu belirten Dallı, “Kışın İzmir’e gidiyoruz çam balını almaya, yazın ise Çewlîg gelip çiçek balını alıyoruz” dedi. Bölgede eko-kırımın olduğunu belirten Dallı, “Daha önce orman kesimi oldu. Orman kesimleri bizi olumsuz anlamda çok etkiliyor. Ekinler git gide bozuluyor. Bilimsel olarak aldığımız bilgilere göre bu jeotermalin arıcılığa çok yüksek etkileri olacak. Burada küçük bireysel esnaf olabiliriz ama geçimimizi sağlayan her bir köyde bu işle geçinen birçok aile var. Yine bundan geçimini sağlayan büyük arıcılar da var. Yaklaşık her köyde 5-6 tane büyük arıcı ekonomiye direk katkı sağlıyor. Böyle büyük arıcılar, küçük çaplı arıcılar fark etmeden herkes etkilenecek” diye belirtti.
Doğa kırımının önünün alınması için çağrıda bulunan Dallı, “Kesinlikle bu jeotermal olayının durdurulmasını, önünün kesilmesini istiyorum. Siyasi partiler ve devlet yetkilileri bu durumun önüne geçmeliler” dedi.
‘ÇIKIN GİDİN DENİLİYOR’
Tek geçim kaynaklarının arıcılık olduğunu belirten arıcı Ali Çomak (40) da, şunları belirtti: “Şuan köyümüzde kurulması planlanan jeotermal, arıcılığa büyük zarar verecek. Yani eğer gerçekten çalışma yapılırsa bir kaç yıla kalmaz arıcılık burada biter. Arıcılık biterse insan ömrü de biter. Yani jeotermalin kurulması çok kötü sonuçlar doğuracak. Bütün bitkiye, canlıya, varlığa her şeye zarar verecek. Resmen bize ‘buradan çıkın gidin, burayı talan edeceğiz, satacağız’ diyorlar. Bitki örtüsünü her şeyi öldürecekler. Arıcılığın yok olacağının farkında olarak bu çalışmayı yapıyorlar. Bölgemizde jeotermal istemiyoruz. Arıcılığın yok olmasını istemiyoruz.”
MA / Heval Önkol