AMED - Amed'de “Barış süreçlerinde basın ve medyanın rolü” panelinde konuşan DEM Partili Saruhan Oluç, "Bir üslup ve dil değişikliğine ihtiyaç var" dedi. 

 

Güneydoğu Gazeteciler Derneği (GGC), “Barış süreçlerinde basın ve medyanın rolü” konulu panel düzenledi. Yenişehir ilçesinde bulunan bir otelde düzenlenen panele çok sayıda siyasetçi ve gazeteci katıldı. GGC Başkanı Felat Bozarslan, bölgedeki gazeteciliğin dilinin "barış dili" olduğunu ancak batıda kapsayıcı ve kucaklayıcı bir dilin olmadığını söyledi. 

 

'BARIŞ DİLİ GÖREVİMİZ'

 

Barış ve Demokratik Toplum Süreci'nin ilerleyebilmesi için gazetecilere düşen sorumluluklara değinen Bozarslan, "Sorunun çözümüne katkı sunacak barış dilini geliştirmek bizlerin görevinde, sorumluluğundadır” dedi. Barış gazeteciliğin dün olduğu gibi bugün de gerçekleştirilemediğini dile getiren Bozarslan, "Bu bölgede çalışan gazetecilerin tamamı geçmişte bu bölgede yaşanan acıların tanığıdır. Bugün burada bir kavramı değil, bir umudu konuşuyoruz. Barış sadece silahların susmasıyla değil, siyasetçilerin masa başında sağlayacağı bir şey değil. Asıl barış bizim kelimelerimizde, cümlelerimizde, haberlerimizde gizli olabilir. Bu anlayışı geliştirebildiğimiz zaman eminim ki çocuklarımıza huzurlu bir ülke bırakabiliriz. Çünkü medya toplumun vicdanına giden en kısa yoldur. Bu süreç Türkiye medyasının da sınavı olacak. Bu yolu vicdan ve adaletle ördüğümüzde, gelecekte huzurlu bir ülkede yaşamanın temellerini atabiliriz" diye konuştu. 

 

'MEDYANIN ROLÜ ÇOK ÖNEMLİ'

 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Antalya Milletvekili ve Meclis komisyonu üyesi Saruhan Oluç, “Türkiye’nin yeni barış süreci” başlıklı ilk oturumda konuştu. Oluç, Kürt sorununun çözümü için Meclis’in ilk kez etkin bir adım atacağını söyledi. Oluç, "Kürt sorununun çözümünde Meclis’i odak olarak gösterdik. İlk defa Meclis komisyon kurarak bir adım atacak. Sürecin toplumsallaşması, toplumsal ayağının güçlü olması gerekir. Komisyon bu toplumsallaşmanın önemli bir aracı haline geldi" diye konuştu. 

 

Oluç, mevcut sürecin 2013-2015 dönemindeki süreçten farklı olduğuna işaret ederek, "O dönem Akil İnsanlar Heyeti’yle aşağıdan yukarıya doğru bir etkileşim sağlanıyordu. Bu kez süreç yukarıdan aşağıya toplumu etkileme biçiminde ilerliyor” dedi. Toplumda sürece yönelik bir güvensizlik bulunduğunu belirten Oluç, "Atılacak adımlar bu bakışı değiştirebilir. Bu sorun çoğu zaman silah ve çatışma üzerinden konuşuluyor. Oysa bunlar sadece sonuç. Asıl olarak nedenleri konuşmalıyız” diye kaydetti. 

 

Oluç, Meclis komisyonunun henüz medya temsilcilerini dinlemediğini hatırlatarak, "Gazeteciler bu sürecin en büyük tanıklarıdır. Ancak komisyonda medya hala dinlenmedi. Kasım ayında bu yönde adım atılması planlanıyor, Meclis Başkanına bu talebi ileteceğiz” dedi.

 

Medyanın süreçteki etkisine değinen Oluç, şöyle devam etti: "Medyanın bu süreçte oynayacağı rol çok önemli. Ancak dilimizi bu sürece uyarlayamadık. Var olan yargı ve önyargılarla baktık. Bunun değişmesi lazım. Medyanın desteğiyle sürece verilen yüzde 70’lik destek daha da artacaktır. Barış gazeteciliğini taraflara eşit söz hakkı tanımak, süreci kutuplaştırmadan aktarmak olarak görüyorum. Bir üslup ve dil değişikliğine ciddi şekilde ihtiyaç var." 

 

‘GÜVEN ARTIRICI ADIMLAR ŞART’

 

Oluç, ayrıca komisyonun İmralı’da Abdullah Öcalan ile görüşme yapmasının gündemde olduğunu belirtti. Oluç, cezaevindekiler ve sürgündekilerin dönüşü için yasal düzenlemelere ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, "Kürt sorununun çözümü için yeni bir anayasa zorunludur. Anadilin kamusal alanda kullanılabilmesi için de yasal değişiklik taleplerinde bulunacağız. Anayasal bir değişiklik olmadan Kürt sorunu çözülmez” dedi.

 

Panel, verilen aranın ardından “Bir panzehir olarak barış gazeteciliği” oturumuyla devam etti.