IHR: İran'ın 'Jîna Emînî' raporu gerçek dışı!

img

HABER MERKEZİ - IHR, İran rejimine bağlı komite tarafından "jin, jiyan, azadî" direnişi sırasında yaşananlara dair hazırlanan raporun gerçeği yansıtmadığını açıkladı. 

İran İnsan Hakları Örgütü (IHR), İran'da kurulan "2022 Huzursuzluğunu Araştırma Özel Komitesi" tarafından "jin, jiyan, azadî" direnişine dair hazırlanan raporu eleştirdi. IHR açıklamasında, komitenin raporundaki bilgilerin gerçeği yansıtmadığı ve raporun "rejimin imajını iyileştirmeyi amaçlayan bir belge" olduğu vurguladı. 
 
IHR'nin resmi sitesinde yayınlanan açıklamada, "Belge, Jîna Emînî vakasına ilişkin yanlış bilgiler içeriyor, protestoların doğasını yanlış yansıtıyor, devlet güçlerinin sorumluluğunu reddediyor ve suçu medya kuruluşlarına ve diaspora gruplarına atmaya çalışıyor. Bu anlatılar, devletin protestoculara yönelik şiddetli baskısını meşrulaştırmak için tasarlanmış gibi görünmektedir. Raporun çerçevesi tamamen hükümet tarafından belirlenmiş ve bağımsızlıktan yoksun olup, büyük ölçüde İslam Cumhuriyeti'nin güvenlik ve yargı organları tarafından sağlanan kaynak ve verilere dayanmaktadır" denildi. 
 
'RAPOR YETKİLİLERİ TEMİZE ÇIKARIYOR'
 
IHR'nin raporu hukuki gerçeklikten yoksun ve rejimin insan hakkı ihlallerine dair sorumluluğu kabul etme konusundaki isteksizliği olarak gördüğü belirtilen açıklamada IHRNGO Direktörü Mahmood Amiry-Moghaddam'ın açıklamasına yer verildi. Amiry-Moghaddam, "Hükümetin özel komitesi iki yıl sonra, sadece gerçeği çarpıtmakla kalmayan, aynı zamanda sadece yetkilileri temize çıkarmayı amaçladığı anlaşılan bir rapor hazırladı. Bu rapor bir kez daha göstermektedir ki İslam Cumhuriyeti'nin mevcut sisteminde ne hakikati ortaya çıkaracak bağımsız bir mekanizma ne de hesap verebilirliğe yönelik gerçek bir taahhüt vardır. Halihazırda, BM İnsan Hakları Konseyi'nin Gerçekleri Araştırma Misyonu'nun görev süresinin uzatılması ve genişletilmesi, İran halkının adalet arayışı için tek yol olmaya devam etmektedir," dedi. 
 
'JÎNA EMÎNİ'YE SALDIRI İNKAR EDİLDİ'
 
Raporun içeriğine yer verilen açıklamada, İran'ın raporunda Jina Emînî'ye yönelik fiziksel saldırının kamera kayıtları yayınlanmadan ve BM Araştırma Heyeti ile iş birliği yapılmadan inkar edildiği belirtilerek, "Rapor, gösterilerin yaygın, spontane ve kadına yönelik sistematik şiddete ve yapısal adaletsizliklere karşı halkın öfkesinden kaynaklanmasına rağmen protestoları 'terörist operasyonlar' ve 'dış müdahale' olarak tanımlıyor. Şiddetin başlıca faili, muhalefeti bastırmak için protestocuları doğrudan vurmaya başvuran hükümetin kendisiydi. Rapor, yüzlerce insanın ölümünde hükümetin doğrudan sorumluluğunu kabul etmezken, suçu yabancı kuruluşlara (ABD, medya kuruluşları ve sürgündeki gruplar gibi) atmaya çalışmaktadır" denildi. 
 
YANLIŞ VE ÇELİŞKİLİ BİLGİLER 
 
İran'ın raporunda hayatını kaybeden eylemcilerin çoğunun "isyancılar" ya da "teröristler" tarafından öldürüldüğünün iddia edildiği vurgulanan açıklamada hayatını kaybedenlerin çoğunun güvenlik güçleri tarafından katledildini kanıtlayan bağımsız kaynaklar ve insan hakları örgütleriyle çelişen iddiaların olduğu belirtildi. Açıklamada, raporun hayatını kaybeden ve yaralanan kişilere ilişkin yanlış bilgiler verdiği kaydedildi. Açıklamada, "Rapor, vatandaşların haklarını araştırdığını iddia etmesine rağmen Armita Abbasi vakası da dahil olmak üzere tutuklulara yönelik tüm cinsel saldırı iddialarını tamamen reddediyor. Bunun yerine mağdurları 'yalan uydurmakla' suçluyor. Rapor sadece iki cinsel saldırı vakasını kabul ediyor ve bu vakalardan 'serseri kişiler'" sorumlu tutuyor" ifadelerine yer verildi. 
 
'İŞBİRLİĞİNİ REDDEDİYOR'
 
Açıklamada, raporun ailelere maddi tazminat ödediğinin belirtildiği ancak yapılan çeşitli bağımsız raporlarda ailelerin yasal yollara başvurmalarının engellenmesi için maddi tazminat teklif edildiğinin kanıtlandığı belirtildi. Açıklamada, "Bu raporun güvenilirliğini zedeleyen en önemli faktör, İslam Cumhuriyeti'nin FFMI ve BM İnsan Hakları Özel Raportörü gibi bağımsız kuruluşlarla işbirliği yapmayı reddetmesidir. Eğer hükümetin saklayacak bir şeyi olmasaydı, bu uluslararası insan hakları mekanizmalarıyla ilişki kurardı" denildi.