DEM Parti'den 'komünal' önerisi

img
COLEMÊRG – Piyasalaşan kültür ve sanatın yarattığı sorunlara işaret eden DEM Parti Colemêrg İl Örgütü, bu sorunların toplumsallaşan komünal sanat üretimiyle aşılabileceğini belirtti. 
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Colemêrg İl Örgütü, çatışmaları sürecin ve mevcut piyasaya dayalı sanat üretiminin yarattığı sorunlara ve çözüm önerilerine dair yerel sanatçılarla birlikte basın toplantısı düzenledi. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu'na bağlı sendikaların şubesinde yapılan toplantıda, açıklama yapan DEM Parti İl Yöneticisi Arafat Ertuş,"Başlayan yeni süreç, yalnızca bugünü değil; yılın hatta yüzyılın birikmiş kayıplarını da kapsayan tarihsel bir sorumluluğu önümüze koymaktadır. Bu kayıplar sadece canlarla sınırlı değildir, kültür, sanat, dil ve tarih alanlarında yaşanan büyük bir yoksullaşmayı da içermektedir. Sanatın ve medyanın bu dönemde üstleneceği rol, barışın toplumsallaşması ve kalıcı hale gelmesi açısından hayati önemdedir. Toplumsal kırılmaların ardından ortaya çıkan boşluk yalnızca maddi değil, aynı zamanda duygusal ve kültüreldir. Bu tür dönemlerde kültür ve sanat, estetik bir alan olmaktan çıkarak toplumsal onarımın temel araçlarından biri haline gelir" diye konuştu. 
 
'SANAT, PAYLAŞIM VE KOLLEKTİF DESTEKLE KAZANIR'
 
Komünal kültür-sanat anlayışının, bu süreçte halkın kendi imkânları ve ortak iradesiyle yürütülmesini mümkün kılacağını ifade eden Ertuş, "Kültür ve sanat, insanların yaşadıklarını dile getirebildiği ortak bir dil yaratır. Hikâyeler, şarkılar, görsel anlatımlar, bireysel deneyimleri kolektif bir hafızaya dönüştürür. Paylaşım arttıkça yalnızlık azalır, birlikte iyileşmenin zemini güçlenir. Sanat bu yönüyle hatırlamanın ve toparlanmanın bir yolu olur. Bu süreçte üretimin mekânları da değişir. Resmi salonlar yerine evler, sokaklar ve avlular kültürel buluşma alanlarına dönüşür. Bu alanlar, insanların yeniden bir araya gelerek güven ve dayanışma ilişkileri kurduğu ortak mekânlar haline gelir. Kültür böylece gündelik yaşamın doğal bir parçası olur. Komünal anlayışta, sanatçı ile toplum arasındaki ilişki dayanışmaya dayanır. Sanatsal emek, yalnızca maddi karşılıkla değil; paylaşım ve kolektif destekle değer kazanır" ifadelerini kullandı. 
 
'AMAÇ GENÇLERİ DAYANIŞMA İÇİNDE GELECEĞE TAŞIMAKTIR'
 
Piyasalaşan sanatın yarattığı güvensizlik, ekonomik sıkıntılar ve rekabetçiliğine dikkati çeken Ertuş, "Bu yeni süreç, gençlerin yaşam kurma çabalarını zorlaştıran değil; dayanışmayla hafifleten bir anlayışı zorunlu kılmaktadır. Komünal kültür-sanat çalışmaları, gençlerin ekonomik koşullarını gözeten, kültürel yaşamdan kopmadan ve onurlu biçimde desteklenmesini hedefleyen bir zemin sunmaktadır. Amaç, gençleri borçlandırmak değil; dayanışma içinde, birlikte geleceğe taşımaktır" diye belirtti. 
 
'SANAT, SORUNLARLA YÜZLEŞMENİN BİR ARACIDIR'
 
Kültür ve sanat komünal temelde ele alındığında, toplumsal bağların yeniden kurulmasını sağladığını belirten Ertuş, "Sanat, geçmişi hatırlatan bir ifade alanı olmanın ötesinde, birlikte yaşanabilir bir geleceğin kurulmasına katkı sunan temel bir güç haline gelir. Toplumsal sorunlar, insanların yalnızlaşmasına, güvensizliğin artmasına ve ortak yaşam kültürünün zayıflamasına yol açar. Kültür ve sanat, bu sorunlar karşısında insanların kendini ifade edebildiği, deneyimlerini paylaşabildiği ortak bir alan yaratır. Komünal biçimde gelişen kültür-sanat pratikleri, bireysel sorunları kolektif bir hafızaya dönüştürerek dayanışmayı güçlendirir. Bu yönüyle kültür ve sanat, toplumsal sorunlarla yüzleşmenin ve birlikte çözüm üretmenin etkili bir aracıdır. Bunun temelinde, barış ve demokratik toplum şiarını hep birlikte inşa etmek bulunuyor" şeklinde konuştu.