PJAK Eşbaşkanı: ‘Jin, jiyan, azadî’ yeni bir devrim çağını başlattı

  • kadın
  • 09:16 12 Eylül 2025
  • |
img

ŞIRNEX - "Jin, jiyan, azadî" hareketinin kadının varlığı ve yaşamın anlamını yeniden ortaya koyduğunu belirten PJAK Eşbaşkanı Peyman Viyan, “Bir Rönesans ve yeni bir devrim çağını başlatmıştır. Toplum ve devlet arasındaki çizgiyi yeniden belirlemiştir” dedi.  

İran’ın başkenti Tahran’da, başörtüsünü uygunsuz şekilde takarak zorunlu kıyafet kuralını ihlal ettiği iddiasıyla İrşad Devriyesi tarafından gözaltına alındıktan 3 gün sonra (16 Eylül 2022) yaşamını yitiren Jina Emînî’nin ölümünün üzerinden 3 yıl geçti. Aile ziyareti kapsamında Rojhilat’ın Saqiz kentinden Tahran’a gelen Jina Emînî, gözaltında gördüğü işkence nedeniyle kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Jina Emînî’nin ölümünün İranlı iki kadın gazeteci Niloofar Hamedi ve Elahe Mohammadi tarafından haberleştirilmesi ardından kamuoyunda tepkiler yükseldi. 17 Eylül’de Rojhilat’ta başlayan protesto eylemleri iki gün içerisinde İran’ın 31 eyaleti ve 100’den fazla kentine yayıldı. Kadınlar, yasağı hiçe sayarak başörtülerini çıkardı ve eylemlere öncülük etti. Dört ay aralıksız süren eylemler sırasında binlerce insan tutuklandı, yüzlercesi katledildi, eylemlere katılan 4 kişi idam edildi.
 
İran rejimini ve politikalarını protesto eden eylemlerin ana sloganı ise “Jin, Jiyan, Azadî (Kadın, Yaşam, Özgürlük)” oldu. Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın demokrasi, kadın özgürlüğü ve ekolojik temeller üzerinden kurduğu ve Kürt özgürlük mücadelesinin temelini oluşturan “Jin, jiyan, azadî” felsefesi, İran rejimini yıkmakla tehdit eden direnişten evrenselleşti. Rojava’dan başlayıp İran’a, oradan da Avrupa ve Amerika’ya kadar yankılanan bu slogan, dünya genelinde kadınların eşitlik, özgürlük ve hak mücadelesinin simgesi haline geldi. Erkek iktidarlara karşı mücadele veren kadınların her dilde seslendirdiği “Jin, jiyan, azadî” bir sloganın ötesinde de kadınların sesini yükseltmek ve özgürlüğü talep etmek için bir manifestoya dönüştü.
 
Jîna Emînî’nin katledilişiyle başlayan ve dünyaya yayılan “Jin, jiyan, azadî” eylemlerinin yıldönümü dolayısıyla Kürdistan Özgür Yaşam Partisi (PJAK) Eşbaşkanı Peyman Viyan, Mezopotamya Ajansı'na (MA) konuştu.
 
 
YENİ BİR MÜCADELE EVRESİ
 
“Jin, jiyan, azadî” eylemlerinin kadınlar öncülüğünde toplumsallaştığını belirten Peyman Viyan, “Sloganın kendisi bir direniş ve mücadele yoludur. Bu felsefe ve direniş yalnızca Kürdistan’da değil, her yerde evrensel bir hareket haline gelmiştir. Ancak bu direnişin sesi özellikle Kürdistan’da güçlü şekilde duyulmuştur. Doğu Kürdistan’da bu direniş, manifestosunu ve felsefesini ortaya koymuştur. Bu mücadele ve direniş toplumsal yaşamın her alanında yaygınlaşmış ve gelişmiştir. Jina Emînî’nin katledilmesiyle Doğu Kürdistan’daki devrim kıvılcımı büyümüş, bu kıvılcım tüm İran halkını uyandırmış ve İran’da yeni bir arayış, yeni bir mücadele evresine dönüşmüştür. Kürdistan bu mücadelenin evidir ve kadınlar bu direnişte öncü olmuştur. Başka bir deyişle, bu devrim kadınlar şahsında patlamıştır" diye belirtti. 
 
DEMOKRATİK TOPLUM HEDEFİ 
 
PJAK’ın Kürdistan’da yaklaşık 50 yıldır süren mücadelenin önemli bir parçası olduğunu dile getiren Peyman Viyan, “Doğu Kürdistan’da demokratik ulus paradigması, kadın özgürlüğü ve ekoloji temelinde mücadeleyi büyütmüştür. Ancak esas olarak kadın özgürlüğü ekseninde örgütlenmiş ve mücadeleyi bu temel üzerine inşa etmiştir. Kadın özgürlüğünü esas alarak özgür ve demokratik bir toplum kurmayı hedeflemiştir. Bu mücadele, otoriter, patriarkal ve erkek egemen bir rejime karşıdır. PJAK, kadın manifestosunu temel alarak bu baskıcı rejime karşı toplumsal, siyasi ve ideolojik mücadeleyi geliştirmiştir. Dolayısıyla PJAK bu direnişi kendi varlık sebebi olarak görür. Bu mücadele büyük bir direnişle büyümüştür ve onlarca kahraman şehit vermiştir. 2010 yılında Şirîn Elemolî ve dört yoldaşı, bu mücadelede cezaevlerinde direnişin öncülüğünü yapmışlardır. ‘Jin, jiyan, azadî’ sloganını cezaevi duvarlarına ilk yazan Şirin arkadaştır.  PJAK, bu direnişin önemli bir odağı olmuştur. Bu mücadele başlangıçta İran cezaevlerinde başlamış ve hızla tüm topluma yayılarak büyük bir direniş odağı olmuştur. Dolayısıyla PJAK’ın felsefesi ve pratiği bu devrimin içinde açıkça yer almaktadır. PJAK’ın İran’daki 21 yıllık mücadelesi, ‘Jin, jiyan, azadî’ devrimini pratikte yaygınlaştırmış ve yaşam alanlarına taşımıştır. Bu direniş kolektif bir hareket olarak tüm İran ve dünya çapında yayılarak büyük bir direniş manifestosu haline gelmiştir” ifadelerini kullandı.
 
KADINLARIN KURTULUŞ MANİFESTOSU 
 
Kadınlar şahsında ortaya çıkan direnişin dünya çapında kurtuluş manifestosuna dönüştüğünü söyleyen Peyman Viyan, “Bu direniş kendisini çok bilinçli ortaya koymuştur. Rejimin zulmüne karşı zekice atılmış bir kıvılcımdır. Kadınlar, toplumun tüm kesimlerinde özgürlük talebini bu direniş içinde dile getirmiştir. Bu direniş tüm ulusalcı, mezhepsel ve ataerkil sınırları aşmıştır. Bu nedenle ‘Jin, jiyan, azadî’ hareketi, kadınların ve toplumun özgürlüğünün en genel anlamda manifestosu olmuştur. Çünkü bir toplum, egemen zihniyetten kurtulmadan özgürleşemez. İnsanlar öncelikle kendilerini bu zihniyetten kurtarmalı, ondan özgürleşmeli ve özgür yaşamı iddia etmelidir. ‘Jin, jiyan, azadî’ devrimi, özgürlük iddiasını herkes için ortaya koymuştur. Bu nedenle de tüm dünya kadınları için bir özgürlük manifestosu olmuştur. Bu hareket, egemenlerin dayattığı kadın düşmanı, ulusçu ve dinci anlayışa karşı, toplum için yeni bir alternatif sunmuştur. Bu nedenle herkes varlığını bu direniş içinde görmüştür” dedi. 
 
YENİ BİR DEVRİM ÇAĞI
 
PJAK’ın bu direniş içindeki uluslararası bağlarına da dikkat çeken Peyman Viyan, şunları belirtti: “Uluslararası düzeyde birçok kadın, ekolojist, anti-kapitalist, anti-faşist, anti-emperyalist hareketle bu direniş bağlarını kurduk. Bu direniş, özgür yaşam manifestosu olarak küresel bir nitelik kazanmıştır. Bizler PJAK olarak bu felsefenin ve direnişin taşıyıcılarıyız. Bu nedenle dünya platformlarında bu mücadeleyi temsil etmek, genişletmek temel sorumluluğumuzdur. Çünkü bu felsefenin ve mücadelenin sahibi ve öncüsüyüz. Dünyada son yüzyıllarda kadın hareketleri, radikal mücadelelerin öncüsü olmuş, kadınların varlığı toplumsal ve politik alanlarda zayıflıkları gidermiştir. Ancak ‘Jin, jiyan, azadî’ hareketi, kadın mücadelesinin tarihsel ve felsefi bir zirvesidir. Bu hareket, toplumsal bütünlüğü kadın şahsında sağlamlaştıran bir manifesto ortaya koymuştur. Doğu Kürdistan’daki KJAR,  kadın hareketi ve PJAK bu bağlamda uluslararası düzeyde iyi tanınmaktadır. Bu mücadele fikri ve pratiğiyle diğer hareketlere de ilham vermiştir. Bu yüzden bu mücadeleyi daha da büyütmek temel hedefimizdir.”
 
Yaşanan kadın katliamları ve toplumdaki kadın algısına değinen Peyman Viyan, “Kadınların toplumda yok sayılması ve değerinin reddedilmesi ‘Jin, jiyan, azadî’ hareketinin karşı durduğu en temel sorunlardan biridir. Kadının varlığı, değeri, bilimi ve yaşamı yeni bir biçimde tanımlanmalıdır. Bu hareket, kadının varlığını, yaşamın anlamı ve değerini yeniden ortaya koymuştur. Bu, hem bölgesel hem de küresel bir ilham kaynağıdır. Doğu Kürdistan’da başlayan direnişin İran genelinde yayılması ve büyümesiyle birlikte bu hareket bir Rönesans ve yeni bir devrim çağını başlatmıştır. Bu devrim, kadın özgürlüğünü esas alan sosyal, politik ve zihinsel dönüşümler yaratmıştır. Toplum ve devlet arasındaki çizgiyi yeniden belirlemiştir. Bu çizgi, kadın öncülüğünde ve gençlerin önderliğinde şekillenmektedir. PJAK da kadın iradesinin siyasetteki temsilcisi olarak bu dönüşümün en önemli parçasıdır” diye belirtti.
 
 
KARAR MEKANİZMASI
 
Kadınların karar mekanizmalarında yer almalarının önemine de değinen Peyman Viyan, şöyle devam etti: “Kadınlar savaşta, barışta, siyasette, sosyal yaşamda karar sahibi olmalıdır. Ancak böyle demokratik bir toplum inşa edilebilir. Bugün demokratik bir toplum kurmayı talep ediyorsak, bunun temelinde kadınların karar alma mekanizmalarında güçlü olması gerekmektedir. PJAK, bu nedenle kadın iradesinin öncüsüdür. Kadınlar artık kendi siyasi iradelerini ortaya koyuyor, karar veriyor ve koruyor. Bizler bu temelde 21 yıldır mücadelemizi sürdürüyoruz. Kadınlar savaş, barış ve mücadele kararlarında söz sahibi olmalıdır. Bu, demokratik toplumun olmazsa olmazıdır. PJAK olarak her kadının ve her bireyin bu felsefe içinde örgütlenmesini ve mücadele etmesini istiyoruz. Kadın özgürlük mücadelesi olmazsa toplum özgürleşemez. Kadınlar bu mücadeleyi sürdürerek varlıklarını savunmalı, stratejilerini belirlemelidir. Toplum da artık kadın özgürlüğü olmadan özgürleşemeyeceğini kabul etti. Kadınlar bunu başararak bunu ortaya koydu. Kadın özgürlüğünde ısrar, tüm toplumun alanlarını özgürleştiriyor. Kadınlar sokağa indiğinde tüm toplum meydanlara çıkabilir, özgürlüğünü talep edebilir. 
 
KADINLAR MÜCADELEYE YÖN VERECEK 
 
İran yeni bir devrime gebedir. Bugün İran’ın her yerinde halk ayakta ve direniş içindedir. Bu direniş ise ‘Jin, jiyan, azadî’ direnişiyle iç içedir. Bu direnişin gücü büyüyor, canlılığını koruyor. Önümüzdeki dönemde ‘Jin, jiyan, azadî’ devrimi yeniden güçlü şekilde canlanacak ve kadınlar öncülüğünde mücadeleye yön verecek. Bizler de bu mücadeleyle İran’da kadın özgürlüğünün, ardından demokratik toplumun kurulacağına inanıyoruz. Özgür bir İran, demokratik bir ulus ve Doğu Kürdistan’ın bu baskıcı zihniyetten kurtuluşu bu direnişle mümkün olacaktır. Bu, 21. yüzyılın ilk büyük devrimi olacak, yeni bir başlangıç, yeni bir manifesto ve yeni bir tarih yazılacaktır." 
 
MA / Zeynep Durgut