AMED - Amed'de gençlerle buluşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “Gençler bu sürece sahip çıkarlarsa zor, baskı ve inkar olmayan bir Türkiye inşa edebiliriz" dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Dicle Özgür Öğrenci Dayanışması tarafından “Katıl, tartış, değiştir. Demokrasi seninle değişir” şiarıyla Amed Şehir Tiyatrosu’nda gerçekleşen panele katıldı.
‘GENÇLİĞİN OLMADIĞI SİSTEMLER KESİNTİYE UĞRAR’
Burada sürece dair konuşan Bakırhan, partilerinin gençlik partileri olduğunu belirterek, “Partimizin ve kurumlarımızın birçoğu sizin gibi bir zamanlar üniversitelerden, inşaatlardan ve yaşamın çeşitli alanlarından gelen gençlerin kararlıca yürüttükleri mücadelenin temsilcileri olduğunu söylesem yeridir. Fiziken genç görünmezsek de tamamımızın ruhu gençlik direnciyle doludur. Bir gençlik partisiyiz, böyle olmaya devam edeceğiz. Dünya gençlik hareketinde dünya önemli süreçler yaşadı ama birçoğu çeşitli sebeplerden ve sürelerden sonra kendilerini devam ettiremedi. 78’deki gençlik hareketleri baskı ve zulümlerden sonra kesintiye uğradı. Gençliğin olmadığı, üretim kademelerinde yer alamadığı bütün sistemler belli süre sonra kesintiye uğrar ve özünden, demokrasiden ve özgürlüklerden uzaklaşır. Demokratik değerleri savunuyorsak, 85 milyonun geleceğini düşünüp mücadele ediyorsak bu genç bilinçle hareket ettiğimiz içindir. Ne mutlu Türk ve Kürt gençlerine, ne mutlu barışı mümkün kılanlara… Barış sürecinin başarıya ulaşması için emek ve çaba sarf edenlere, Kürt sorunun demokratik yollarla çözümü için emek harcayan gençlere teşekkür ediyorum” dedi.
Dünyanın büyük bir sarsıntı yaşadığını, ciddi ekonomik kriz ve kaosların olduğunu, hegemonik güçlerin savaşlar çıkarmaya devam ettiğini belirten Bakırhan, “Bu sefer ciddi bir kırılma var. Yanı başımızda, Ortadoğu’da dengeler ve yönetimler değişiyor. Yeni ittifaklar ortaya çıkıyor. Buna karşı hegemonik güçlerin bu çabasını tersine çevirmeye çalışan anlayışlar da var. Kuzey ve Doğu Suriye var gerçeği de var. Direnenler, umut dolu günler için bedel ödeyenler var. Bizde tam o umudu büyütenlerin yanında durmaya, katkı sunmaya çalışıyoruz. Bizi de yeni bir dönem bekliyor. Yanı başımızda yeni sistemler oluşuyor, bu tekçi, inkarcı, bütün renkleri tek kalıba sıkıştırmaya çalışan sistemlerin yavaş yavaş sonu geliyor” diye belirtti.
‘GENÇLERİN SORUMLULUĞU BÜYÜK’
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın dünyanın girdiği girdabı gördüğünü dile getiren Bakırhan, “Sayın Öcalan demokratik zeminin, demokratik hukukun bu girdaptan en az zararla çıkması için yeni bir başlangıç yaptı. Belki sizin içinizde de haklı olarak ‘Niye böyle oldu’ diye soran var. Sri Lanka devleti ve Tamiller arasında uzun süren çatışmalar sonrasında görüşmeler yapıldı. Bir yurttaş Tamil Komutanı’na, ‘Niye bu süreç başladı?’ diye soruyor. Komutan ‘Berlin Duvarı yıkıldı’ diyor. Vatandaş, ‘Kilometrelerce uzaklıktaki bu olayla ne alakası var’ diyor. Komutan, ‘Yıkılan Berlin duvarı değil yıkılan bir dönemdir’ diyor. Sayın Öcalan’ın yaptığı 27 Şubat Çağrısı da bizlere yeni bir dönemin başladığını, bu süreçte de en başta Kürtlerin, Alevilerin en az zararla çıkmasının kapısını araladı. 27 Şubat Çağrısı Türk ve Kürt halkının bin yıllık tarihsel ittifakını da dikkate alarak; bundan sonraki bin yılları garantiye alan, halklar arasında örülen Berlin Duvarı’nın yıkılmasının çağrısıdır. Yeni süreçte halkların birlikte demokratik zeminde, kendi kimlikleri ile yaşamasının çağrısının yapıyor. Bu yeni dönemde bizlere büyük sorumluluklar düşüyor. Gençler dinamik, nitelikli okumalar yapar. Gençler yaptıkları okumalarla bu sürece sahip çıkarlarsa; bu duvarlar ortadan kalkar, demokratik bir ülkeye, topluma, Kürtlerin, Alevlerin yok sayılmadığı, zor, baskı, inkar olmayan bir Türkiye inşa edebiliriz” dedi.
‘DEĞİŞİM İÇİN KOLLARI SIVAMAK LAZIM’
Türkiye’de yıllardır gençlerin tehlike olarak görüldüğünü, anti gençlik politikalarının yürütüldüğünü belirten Bakırhan, “Gençler üzerinden kirli politikalar hayata geçirildi. Kemal Kurkut, Aydın Erdem, Şerzan Kurtlar bu politikaların kurbanı oldu. Bu süreç toplumun en fazla dışlandığı, en fazla baskılanan siz gençlere kapı aralıyor. Gençlerin barınabildiği, okuyabildiği, iş bulabildiği bir sürecin kapılarını aralıyor. ‘Toplumu savunmak’, bu Sayın Öcalan’ın savunmalarında yer alan önemli gelişmedir. Eko-kırımın karşısında durmak, kadın kırımının karşısında durmak, daha demokratik daha özgürlükçü bir Türkiye sağlamak tam da bu anti gençlik politikalarına karşı durmaktır. Yürütücülerin kim olduğuna takılmadan, Türkiye toplumunu değiştirmek, dönüştürmek için kolları sıvamamız gerekiyor” diye konuştu.
‘BARIŞI TOPLUMSALLAŞTIRACAĞIZ’
Barışı toplumsallaştıracaklarını söyleyen Bakırhan, şunları kaydetti: “Sistemler durduk yere değişmez. Sistemlerin en büyük korkusu özgürlükler ve demokratikleşmedir. 600-700 bin genç arkadaşımız okul ücretlerini ödeyemediği için okulu bırakmak zorunda kaldı. Bunların tamamı önlenebilir. Gençlerin, kadınların, Alevilerin, kardeşçe eşit haklara sahip olduğu bir Türkiye mücadelesi bizleri bekliyor. Olumsuz kimi söylem ve pratik ile karşılaşabiliriz, bunlar bizi korkutmamalı. Biz toplumu savunacağımız gibi toplumu örgütleyeceğiz ve barışı toplumsallaştıracağız. Barış toplumsallaşırsa art niyetli olanlar karşısında duramaz. Süreci en iyi anlayan ve sürece en iyi yanıtını veren kent olması itibariyle 27 Şubat ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nı da en iyi toplumsallaştıracak zemin de bu salondadır. Bunu başaracağınıza inanıyorum. Demokratik Toplum Çağrısı sadece Kürde değil, 85 milyona özgürlük istiyor. Sadece Kürt’ün dilini değil bütün dillerin özgürlüğünü savunuyor” diye belirtti.
Panel konuşmaların ardından basına kapalı devam etti.