AMED - Bir kolu olmayan tutsak Ersan Nazlıer, koğuşuna yerleştirilen kameranın yaşam alanını kaydetmesini defalarca engelledi. İdare ise her engelle disiplin cezasıyla yanıt verdi. Ersan'ın direnişi kameraya yansıdı.
Tekirdağ Karatepe Yüksek Güvenlik Cezaevi'nde tutsak Ersan Nazlıer, koğuşuna yerleştirilen ve lavabonun girişini gören kamera tarafından özel alanının görüntülenmesine karşı gösterdiği direniş disiplin cezalarıyla yanıt buluyor. Nazlıer'in, koğuştaki ortak alanı ve lavabonun girişini gören kamerayı her defasında kameranın üzerini peçete, havlu ve bezlerle örterek görüntü alınmasını engellemesine cezaevi idaresi her defasında örtüleri kaldırarak ve tutanak tutarak yanıt verdi. Sadece bir günde 3 defa kamerayı peçete ve havlu ile örten Ersan'a şimdiye kadar 3 disiplin cezası verildi.
PEÇETELER GİTTİ, YENİ YÖNTEMLER GELDİ
Tek kolu olmayan, kalan tek koluyla direnişini sürdüren Nazlıer'in bu direnişi, özel alanlarının kayıt altına almasını engellediği, aynı kamera tarafından kayıt altına alındı. Karara karşı yapılan itiraz sürecinde dosyaya giren görüntülere, Nazlıer'in uyuduğu, dinlendiği yer ile kapısı açık olduğu zaman içi görülen lavabo yansıyor. Görüntüler Nazlıer'in bir günde birçok defa ıslak peçeteyle kamerayı kapattığı, gardiyanların ise gelip peçeteyi kaldırdığı görülüyor. Gardiyanlarla Nazlıer'in bundan dolayı tartıştığının yansıdığı görüntülerde, Nazlıer'in peçetelerine el koyduğu, Nazlıer'in ise yeni yöntemlerle kamerayı kapattığı görülüyor.
Nazlıer, her anın kamera tarafından kayıt altına almasına karşı direncini sürdürürken avukatı Mehdi Özdemir de müvekkiline verilen disiplin cezalarının iptali ve kameraların kaldırılması için hukuk mücadelesi veriyor. Özdemir, müvekkilinin odasına yerleştirilen kameraların kaldırılması için Çorlu İnfaz Hakimliği, Anayasa Mahkemesi'ne ve Adalet Bakanlığına başvurdu..
'TECRİT KOŞULLARININ OLUŞMASINA NEDEN OLUYOR'
Özdemir başvurusunda, uygulama nedeniyle müvekkilinin sürekli bir gözetim altında tutulduğu, kanuni bir dayanağı bulunmayan ve keyfiliğe dayanan uygulamanın insan onurunu zedelediğini belirtti. Başvurusunda uygulamanın gayriahlaki ve hukuka aykırı olduğunu ifade eden Özdemir, müvekkilinin her anının kayıt altına alınmasının günlük yaşamı doğrudan etkilediğini ve tecrit koşullarının oluşmasına neden olduğunu kaydetti. Özdemir, başvurusunda ortak alan, banyo, tuvalet ve ranzaların yer aldığı istirahat alanlarının görüntüsünü alan kameraların kaldırılması için gerekli işlemlerin yapılmasını istedi.
HER GÜN İÇİN AYRI DİSİPLİN CEZASI
Konuyu değerlendiren Özdemir, Nazlıer'in kaldığı cezaevinde müvekkilinin kameranın özel alanı çekmesinin engelleme girişimi olduğunu, her seferinde gardiyanların engellemeye müdahalede bulunduğunu, müvekkili hakkında her defasında tutanak tutularak soruşturma başlatıldığını anlattı. Soruşturmalar kapsamında müvekkilinin "ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma" cezalarının verildiğini aktaran Özdemir, müvekkiline her gün için ayrı ayrı bir ay disiplin cezası verildiğini söyledi. Özdemir, bu kararlara karşı yaptıkları itirazların Çorlu İnfaz Hakimliğince reddedilmesinin ardından Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvurunun incelenmesinin devam ettiğini kaydetti.
'DİSİPLİN YOLUYLA BASKIYI BİZE GÖSTERİYOR'
Dosyaya giren görüntü kayıtlarının ne kadar haklı olduklarını gösterdiğini dile getiren Özdemir, görüntülere, kapı eşiğinden istirahat alanına, ranzasının, dolapların, açık olması halinde içi görülen tuvaleti görecek şekilde bir kayıt işleminin yapıldığını görüntülere yansıdığını kaydetti. Tutsakların bu şekilde kayıt altına alınmasının tecridin devamı olduğunu vurgulayan Özdemir, "Mahpusların özel hayatlarının bu şekilde 7/24 nitelendirebileceğimiz şekilde kamerayla kayıt altına alınması, görüntü kayıt işlemine tabi tutulması, esasında özel hayata saygı hakkının da ihlali demektir. Buna yönelik olarak müvekkilin herhangi bir şekilde suç teşkil etmeyen bir eylemsellik içerisinde olması, kameranın görüntü almasına engel teşkil edebilecek bir formülasyonda hareket etmesinin disiplin cezasına dönüştürülmesi, kamera kayıt işleminin müvekkil üzerinde bıraktığı etki bir yana, disiplin cezalarıyla ortaya konulan baskıyı bizlere göstermektedir" ifadelerini kullandı.
'CEZAEVLERİ İŞKENCEHANEYE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ'
Kamera kaydı uygulamasının, "dış güvenlik", "havalandırma" ve "ortak alanlara" yönelik olduğunu kaydeden Özdemir, koğuşa kameranın yerleştirilmesi ise tutsakların istirahat alanlarıyla temel ihtiyaçlarını karşıladıkları alanların kayıt altına alınmasının "özel hayata saygı hakkının ihlali" olduğunu belirtti. Özdemir, "Bulunduğu yer itibariyle bir mahpusun kamerayla kayıt altına alınabilecek şekilde 7/24 hayatının izlenmesi, o mahpus açısından tecridi ortaya koymakta ve hapishanelerde ortaya konulan baskının ne kadar yoğun bir şekilde uygulandığını, cezaevlerinin bir işkencehaneye dönüştürüldüğünü bizlere göstermektedir" diye konuştu.
Özdemir, konuyla ilgili hukuki süreçlerini sonuna kadar götüreceklerini sözlerine ekledi.
MA / Rukiye Payiz Adıgüzel