İSTANBUL - TJK-E Sözcüsü Ayten Kaplan, "Barış ve demokratik çözüm için Öcalan'a özgürlük" şiarıyla Kürdistanlılar ve dostlarının kadınlar öncülüğünde Avrupa'nın birçok kentinde alanlara akacağını söyledi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik 9 Ekim 1998'de fiilen başlatılan uluslararası komplonun 27'nci yılında, Kürdistanlılar Avrupa'da Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanması amacıyla alanlara çıkmaya hazırlanıyor. Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E) öncülüğünde Almanya, Fransa, Avusturya ve İskandinav ülkeleri başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde "Barış ve demokratik çözüm için Öcalan'a özgürlük" şiarıyla, miting, yürüyüş, gösteri, bildiri dağıtımı ve basın açıklamaları yapılacak. 11 Ekim'e kadar sürecek protestolarda, Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanması ve "umut hakkının" uygulanması talebi yükseltilecek.
Düzenleyecekleri protesto eylemleri hakkında bilgi veren TJK-E Sözcüsü Ayten Kaplan, "Bu yıl özellikle barış ve demokratik toplum inşası kapsamında Sayın Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanması ve umut hakkının uygulanması talebiyle yürüyüşlerimizi gerçekleştireceğiz" dedi.
'ABDULLAH ÖCALAN UMUT OLMAYA DEVAM EDİYOR'
Komplonun yüzyıl önce Ortadoğu'daki egemen devletlerin sınırlarını çizen uluslararası güçlerin bir asır sonra halklara umut olabilecek fikriyatın mimarı olan Abdullah Öcalan'a karşı da bir müdahale olduğunu söyleyen Ayten Kaplan, "Kürt halkının direnişi ve mücadelesi komployu boşa çıkardı. Bu mücadele devam ediyor. Önderlik 27 yıldır İmralı'da tecrit politikalarına karşı direnirken bir yandan da halklar için demokratik modernite paradigmasını geliştirerek halklar için umut olamaya devam ediyor. Ortadoğu'da yaşanan son gelişmeler komployu gerçekleştiren uluslararası güçleri, Sayın Öcalan'ın kapısına gitmek zorunda bıraktı" ifadelerini kullandı.
Abdullah Öcalan'ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı'nın ardından Kürt sorununun demokratik yöntemlerle çözülmesine yeni bir kapı aralandığını dile getiren Ayten Kaplan, "Biz kadınlar olarak bu sürecin özneleriyiz ve birinci talebimiz Sayın Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanması ve umut hakkının derhal uygulanmasıdır. Bu sene gerçekleştireceğimiz bütün etkinler bu talepler ekseninde olacak" diye konuştu.
'ÖZGÜR ÇALIŞIR KOŞULLAR YARATILMALI’
Sürecin ağır ilerlemesini eleştiren Ayten Kaplan, "Sayın Öcalan bir halkın önderidir ve muhataptır. Ona yaklaşımda bu minvalde olmalıdır. Biz Türkiye'nin sürece yeterli ciddiyetle yaklaşmadığını düşünüyoruz. Sayın Öcalan çağrı yapan sizsiniz, onu muhatap olarak görmek zorundasınız. Muhataplığın birinci koşulu eşit, özgür çalışır koşulların yaratılmasıdır. Yani canım isterse İmralı'ya gidip görüşürüm veya istemezse kapıları kapatırım gibi yaklaşımları kabul etmiyoruz. Kürt toplumun ve hareketin bu konuda üzerine düşeni yaptı. Ama Türkiye hiçbir konuda adım atmayan ve zamana yayan konumdadır" diye belirtti.
'KOMİSYON SAYIN ÖCALAN'LA GÖRÜŞMELİ'
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun sadece dinleyen ve çözüm üretmeyen bir konumda olduğunu söyleyen Ayten Kaplan, "Komisyon artık somut ve yasal adımlar atmak için harekete geçmeli. Dinlemek için alt komisyonları oluşturacak farklı mekanizmaların devreye koyabilir. Aynı zamanda bu komisyonun Önderliğin yanına gidip onun da görüşünü alması gerekiyor ya da Önderliğin Meclis'e gelip konuşması lazım. Sayın Abdullah Öcalan'ın barış ve demokratik toplum çağrısı Kürt sorunun çözümü noktasında Türkiye'ye büyük bir fırsat sunuyor. Türkiye bu tarihi fırsatı heba etmemeli" şeklinde konuştu.
'FEDERATİF KOMÜN SİSTEMLER'
Devlet ve iktidarın gelişmelere göre "Kürt sorunu çözerim ya da çözmem" yaklaşımından vazgeçmesi gerektiğini söyleyen Ayten Kaplan, bu yaklaşımla kimseyi kandıramayacağını ve hiçbir sorunu çözemeyeceğini söyledi. Abdullah Öcalan'ın birçok soruna gerçek anlamda çözümler ürettiğini ifade eden Ayten Kaplan, şöyle devam etti: "Sayın Öcalan, Türkiye'de yaşanan birçok sorunun çözümüne dair alternatif sunuyor. Kadın sorunundan tutalım, cezaevlerinde yaşanan hukuksuzluklar, halkın iradesini yok sayan kayyım politikalarına karşı çözüm önerileri var. Mesela cezaevlerindeki siyasi tutsakların bırakılması için devlet bir yasası çıkarabilir. Yine yerel yönetimlerin güçlendirilmesine dair bir yasa çıkarılabilir. Toplumda yaşanan rahatsızlıkların halka birlikte çözümüne dair federatif, demokratik komünlerle oluşturabilir. Ama maalesef devlet hala temel konulardan hiçbirinde net bir adım atmış değil."
'TECRİT VE SAVAŞ POLİTİKASINA KARŞI ALANLARDAYIZ'
TJK-E olarak Avrupa'nın bütün kentlerinde alanlarda olacaklarını ifade eden Ayten Kaplan, şunları söyledi: "21'inci Yüzyıl'da tüm toplumlara dayatılan hegemonya savaşlarına kadın özgürlük paradigmasıyla karşı çıkamaya devam edeceğiz. Çünkü Sayın Öcalan'ın tüm kadınlara, halklara sunduğu konfederal sistemin inşası savaşların olmadığı demokratik ve barışçıl bir dünya imkanı sunuyor. Bu imkanları bizlere sunan sayın Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanması, Kürt sorununun yasal, anayasal ve hukuksal zeminde çözümüne dair taleplerimizi haykırmaya devam edeceğiz. Başta kadınlar olmak üzere tüm halkımızı komployu lanetlemeye ve Önderliğimize sahip çıkmaya çağırıyoruz."
MA / Esra Solin Dal