AMED - Sürece özgü bir geçiş hukukunun olması gerektiğini belirten Doç. Dr. Vahap Coşkun, "Komisyon geçiş hukukunun temel ilkelerine dair bir raporu hazırlayıp Meclis'in önüne getirmeli. Sürecin hızlanabilmesi için bu hukuki adımların bir an önce atılması gerekiyor” dedi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” ile başlayan süreç kapsamında PKK fesih ve silahsızlanma kararı aldı. Kürt Özgürlük Hareketi, süreç bağlamında aldığı yeni karar ile Türkiye’deki güçlerini Medya Savunma Alanları'na çekmeye başladı. 26 Ekim'de Qendîl'de geri çekilen Hêzên Parastina Gel (HPG) ve Yekîneyên Jinên Azad-Star (YJA-Star) gerillaların katılımıyla yapılan açıklamada, “PKK’ye özgü Geçiş Hukuku esas alınmalı, demokratik siyasete katılabilmek için gerekli özgürlük ve demokratik entegrasyon yasaları gecikmeden çıkarılmalıdır” denildi.
SÜRECE İNANCIN YÜKSELMESİNE KATKI
Kürt Özgürlük Hareketi’nin son aldığı karara ve süreci Mezopotamya Ajansı'na (MA) değerlendiren Doç. Dr. Vahap Coşkun, çekilme kararının iki açıdan önemli olduğunu belirterek, "Birincisi Türkiye'de çözüm sürecine olan güvenin artması, insanların bu sürecin sonunda silahların tamamıyla ortadan kalkmasına olan inancının yükselmesini sağlaması açısından önemli. Bir diğer önemli nokta ise Suriye'deki gelişmeler. Türkiye'yle PKK'nin bu konuda bir noktaya varmaları Suriye'de de uzlaşma noktalarına varmalarını kolaylaştıracak unsurlardan bir tanesi" dedi.
HUKUKİ VE SİYASAL ADIMLAR
Kararın alınma gerekçelerinin de son derece önemli olduğuna dikkat çeken Coşkun, "Bu, iki gerekçe ile açıklanıyor: Bunlardan bir tanesi provokasyonların önlenmesi. Gerçekten bu tür süreçler kırılgan süreçler. Dolayısıyla her daim provokasyonlar olabilir. Onları önlemek için bu alanların boşaltılması büyük bir önem arz ediyor. Diğer neden ise süreci ivmelendirmek, sürecin ikinci bir aşamaya geçmesini sağlamak olarak açıklandı. Sürecin ikinci aşamasından kastedilen ise hukuki ve siyasi çerçevenin belirlenmesi ve buna dair gereklerin yapılması. Dolayısıyla PKK, bu adımı atarak artık süreç içerisinde hukuki ve siyasal adımların atılmasının zamanın geldiğini belirlemiş oldu. Elbette bu silah bırakmanın tam anlamıyla ortadan kalkması, ancak hukuki çerçeve ile mümkün. Yani şu andaki hukuksal mevzuat ile birlikte silah bırakma sürecinin tamamlanması imkan dahilinde değil" diye konuştu.
'SÜRECE ÖZGÜ GEÇİŞ HUKUKU BENİMSENMELİ'
Devletin hareketin silah bırakılmasını, silah depolarının teslim edilmesini ve geri çekilmesini istediğini söyleyen Coşkun, bunun oluşabilmesi için hukuki bir altyapının hazır olması ve silah bırakanların hukuki olarak hangi pozisyonlara gireceklerinin belirlenmesi gerektiğini vurguladı. Bu kapsamda genel mevzuat içerisinde birtakım değişikliklere gidilebileceğini, Ceza Kanunu, Terörle Mücadele Kanunu, Ceza Muhakemeleri Kanunu'nda bir düzenleme yapılabileceğini belirten Coşkun, PKK'ye ve sürece özgü bir geçiş hukukunun benimsenmesi ve özel yasanın yapılması gerektiğini belirtti.
KADEMELİ DÜZENLEME ÖNERİSİ
Özel yasaların nasıl olmasına gerektiğine değinen Coşkun, "PKK içerisinde farklı gruplar, sınıflar var. PKK üyesi olup herhangi bir suç kaydı olmayanlar var. PKK üyesi olup haklarında soruşturma ve kovuşturmaları devam edenler var. Yine PKK üyesi olup haklarında hüküm tesis edilenler var ve aynı zamanda PKK davasından dolayı şu anda yurt dışında bulunan insanlar var. Vatandaşlıktan çıkarılan veya Türkiye'ye girişi yasaklanan insanlar var. Şimdi Türkiye'ye özgü bir yasa düzenlediğinizde bu beş grup insana dair düzenleme yapmanız gerekiyor. Onların hukuki pozisyonlarının ne olacağını belirlemeniz lazım. Aynı zamanda siyasal hayata hangi koşullar, şartlar altında geçeceklerinin belirlemeniz lazım. Örneğin bazıları için belirli bir süre öngörülebilir, kademeli bir düzenleme yapılabilir. Benim özel bir yasa yapılması derken asıl kastettiğim buydu. Çünkü bu çok kapsamlı bir dosya" ifadelerini kullandı.
'SPESİFİK BİR YASAYA İHTİYAÇ VAR'
Ayrı bir düzenleme yapılmamasının birtakım karışıklıklara sebebiyet verebileceğini belirten Coşkun, "Dolayısıyla bir taraftan dağdan inmenin mümkün mertebe hızlanması ve gerçekleştirilmesi, diğer taraftan dağdan inenlerin toplumsal ve siyasal hayata entegrasyonlarının hangi şartlarda gerçekleşeceğinin tespit edilebilmesi için spesifik bir yasaya, müstakil bir kanuna ihtiyacımız var. Büyük bir örgüt kapsamlı ve geniş bir düzenlemeyi gerektiriyor. O nedenle salt buna yönelik bir düzenlemenin yapılması gerektiğini savunuyorum" diye belirtti.
Bu noktada bundan sonra Meclis’te kurulan komisyona önemli bir vazife düştüğünü ifade eden Coşkun, "Meclis komisyonu bu geçiş hukukunun temel ilkeleri neler olacaktır; buna dair bir raporu hazırlayıp Meclis'in önüne getirmeli. Sürecin hızlanabilmesi için bu hukuki adımların bir an önce atılması gerekiyor. Özellikle yılsonuna kadar hukuki bir çerçevenin belirlenmesi süreç açısından son derece önemli" şeklinde konuştu.
GÜVEN ARTTIRICI ADIMLAR
Yasal çerçevenin sağlanmasının ve somut adımların atılmasının, güvenin inşa edilmesini hızlandıracak unsurlar olduğuna işaret eden Coşkun, herhangi bir yasal hazırlık yapılmadan da devletin yapabileceği bazı işler olduğuna dikkat çekti. Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanmasının, bu bağlamda halen özgürlüklerinden mahrum edilen siyasal aktörlerin serbest bırakılmasının sürece olan güveni büyüteceğine dikkat çeken Coşkun, şunları söyledi: "Keza kayyım uygulamalarına son verilmesi, seçilmiş belediye başkanlarının görevlerine iade edilmeleri de yine sürece dair bir güven inşasına katkıda bulunacaktır. Aynı şekilde hasta tutuklu ve hükümlüleri hakkında gerekli düzenlemelerin yapılması veya cezaevi komisyonlarının sürelerini doldurmalarına rağmen bazı kişileri özgürlükten mahkum eden uygulamalarına son verilmesi yine sürece olan güveni arttıracaktır. Dolayısıyla eğer sürece olan güvenin arttırılması isteniyorsa bir taraftan bu yasal hazırlıklara hız verilmeli, diğer taraftan da herhangi bir yasal hazırlık gerektirmeyen, yasal bir değişikliği icap ettirmeyen idari bir takım pratiklerde bulunulmalı. Sürece güven ve başarılı bir şekilde sonuçlanacağına olan inanç oranının yükseltilmesi için pratik, güven arttırıcı adımlar atılması lazım.”
MA / Rukiye Payiz Adıgüzel
