AMED – DİSK Genel-İş ve üyesi işçiler, işçilerin SGK borcu gerekçesiyle belediye bütçesinden kesinti yapılması ve belediyelerin de bunu işçi maaşlarından kesmesine tepki göstererek, bunu "iktidarın muhalefete karşı kullandığı en kirli ve açık saldırı" olarak niteledi.
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel İş Amed 2 No'lu Şubesi ve üye işçileri belediyelerin eski SGK borçları nedeniyle İller Bankası'ndan paylarında kesinti yapılması ve belediyelerin bunu işçi maaşlarından kesmesine dair açıklama yaptı. Açıklamaya DİSK yöneticileri ve maaşlarında kesinti yapan işçiler, kesintinin çok yaşandığı Rezan (Bağlar) Belediyesi Eşbaşkanı Leyla Ayaz katıldı.
"Borcun bedeli emekçiye kesilemez" pankartının açıldığı açıklamayı yapan DİSK Genel-İş Amed 2 No'lu Şube Eşbaşkanı Becet Barut, Türkiye'de demokrasi, adalet ve emek hakkının AKP iktidarının sistematik ve planlı ekonomik baskılarıyla tehdit altında olduğunu vurguladı. Barut, "Muhalif belediyelere uygulanan politikalar artık sadece bir idari işlem değil; işçiyi cezalandırma, halkı susturma ve muhalefeti yok etme planıdır. SGK borçlarını bahane ederek İller Bankası paylarını kesmek, belediyelerin kaynaklarını bloke etmek ve işçilerin emeğini gasp etmek, iktidarın muhalefete karşı kullandığı en kirli ve açık saldırıdır" ifadelerini kullandı.
AKP'NİN POLİTİKALARI
İşçilerin, emekçilerin, halkın ve maaşını alamayan belediye işçilerinin ekonomik sıkıntılar yaşadığını ifade eden Barut, "İşçiler ev sahibine kirasını ödeyemez; kredi borçlarını ödeyemez hale gelmiş; çocuklarının en temel ihtiyaçlarını karşılayamayan ebeveynler, AKP'nin politikalarının kurbanıdır. AKP'nin kendi belediyelerine SGK kapılarının açık olduğunu ama muhalif belediyelere randevu dahi verilmemesi politikanın adını koymaktadır" diye konuştu.
Spor kulüplerinin milyarlarca liralık borçlarını silen, yandaş şirketlerin vergi ve SGK borçlarını yok eden iktidarın, muhalif belediyeler söz konusu olunca birden ödeme disiplinini hatırladığını belirten Barut, "Bu, açık bir ikiyüzlülük ve adaletsizliktir. Adalet bir yönetimin en büyük ilkesi olmalıdır" dedi.
AKP'nin derdinin halk değil, intikam, cezalandırma ve muhalefeti boğma siyaseti olduğunu belirten Barut, "Bu saldırılar sadece ekonomik değil, aynı zamanda topluma yönelik bir politikanın yürütülmesi anlamına gelmektedir. İşçileri yoksulluğa mahkûm ederek, halkı susturarak ve belediyeleri etkisizleştirerek, AKP muhalefeti yıldırmakta ve demokratik hakları yok saymaktadır. Diyarbakır'dan Adana'ya, Mersin'den İstanbul'a kadar milyonlarca emekçi, bu politikaların doğrudan mağdurudur. Halkın vergileri ve emeği, yandaş şirketlere aktarılırken, muhalif belediyeler cezalandırılmaktadır" diye konuştu.
'HALKIN TEMEL HİZMET HAKKININ ALINMASI
İşçi haklarını hiçe saymakla kalınmadığını aynı zamanda halkın temel hizmet alma hakkının da elinden alındığını söyleyen Barut, "Ücret alamayan işçiler, geçim sıkıntısı çeken kadın, erkek, üyelerimiz bakıma muhtaç çocuklar ve yaşlılar, bu politikaların doğrudan kurbanıdır. İşte bu nedenle tepkimiz bir siyasi duruş değil hayatın ve emeğin savunusudur. Ama unutmasınlar: İşçiler yalnız değildir, emekçilerin gücü büyüktür ve örgütlü mücadele engel tanımaz. Bu hukuksuz ve zalim düzen sonsuza kadar süremez" şeklinde konuştu.
Açıklama, yapılan oturma eylemi ve atılan "Direne direne kazanacağız", "Hak, hukuk, adalet" sloganlarının ardından son buldu.
