JES kuyusu günlerdir doğayı zehirliyor

img
DENİZLİ - Sarayköy'de JES sondajı sırasında patlayan kuyudan doğaya salınan ağır kimyasalların 9 gündür kontrol altına alınamadığını belirten ekolojistler, “Yaşam alanları zehirleniyor” dedi. 
 
Büyük Menderes İnisiyatifi (BMİ), Denizli Sarayköy'de 29 Nisan’da Jeotermal Enerji Santrali (JES) için açılan kuyunun sondaj çalışması sırasında yaşanan patlamaya ilişkin Denizli Çınar Meydanı'nda basın açıklaması yaptı. "Jeotermal akışkanlar masum değildir" ve "Doğal afet değil. Tarım topraklarına sermaye için vahşi tahribat" pankartları açılan açıklamada, "Havama, suyuma, toprağıma dokunma" ve "Sarayköy halkı yalnız değildir" sloganları atıldı. Açıklamaya kentte bulunan siyasi parti ve kurum temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı. 
 
Açıklamada konuşan BMİ Dönem Sözcüsü Mustafa Çallıca, aradan 9 gün geçmesine rağmen kimyasallar içeren sıcak su, buhar, gaz ve akışkanların püskürerek havayı, suyu ve toprağı tehdit etmeye devam ettiğini vurguladı. Hidrojen sülfür ve karbondioksit gazı, bor, kadmiyum gibi ağır metallerin halen kontrol altına alınamadığını söyleyen Çallıca, "Patlayan kuyudan çıkan akışkanlar en verimli tarım alanlarını, sebze/meyve bahçelerini ve halkın sağlığını halen tehdit etmektedir. Akışkanların sıvılaşan kısmı kirli su olarak toprakları da kirletmektedir. Bu çeşitli kimyasalları içeren sular nerede birikmektedir? Büyük Menderes’e mi yoksa başka bir yere doğru mu akmaktadır? Bu sularla ilgili kimyasal incelemeler yapılmış mıdır? Bilim insanları ve uzmanlar JES’lerdeki yer altından çekilen akışkanların bir damlasının bile doğaya bırakılmasının tehlikeli olduğunu söylemektedirler" dedi. 
 
‘KURUMLAR AÇIKLAMA YAPMADI’
 
Sarayköy Kaymakamlığı, Denizli İl Sağlık Müdürlüğü veya Denizli Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü’nden konuyla ilgili tek bir açıklama yapılmadığını söyleyen Çallıca, “Kuyunun patlaması ile başlayan tehlikeli süreç kuyunun kapanmasıyla asla bitmeyecektir. Hava, su ve toprağa karışan kimyasalların yaşam alanlarına etkisi aylarca hatta yıllarca devam edecektir ve geriye dönülemeyecek zararlar oluşacaktır. Bu nedenle bölge uzun süre bilimsel ve teknolojik çalışmalarla ilgili yasalar çerçevesinde takip edilmeli ve kamuoyu düzenli olarak bilgilendirilmeli, vatandaşın kısa süreli zararı başta olmak üzere orta ve uzun vadede zararlarının tazmin edilmesi yönünde gerekli adımlar atılmalıdır. Ayrıca bu JES’in kurulum aşamasından bu yana ihmalleri olan işveren ve kamu yetkilileri hakkında soruşturma açılmalı gerekli cezai yaptırımlar uygulanmalıdır" diye belirtti.
 
'REKOLTE DÜŞTÜ'
 
JES'lerin zaten halkın geçim kaynağı olan incir, zeytin gibi birçok ürünün rekoltesinin düşmesine neden olduğunu kaydeden Çallıca, "Ayrıca yapılan araştırmalara göre artan kanser vakalarıyla da ciddi halk sağlığı sorunlarına neden olan bu kurulu ve hali hazırda kurulması planlanan JES’lerin Ege Bölgesi başta olmak üzere tüm ülke coğrafyasından sökülmesi doğa, canlı yaşamı ve kamu yararı için elzemdir. Tüm bu çevre kirliliği ve ekolojik yıkımların önüne geçilmesi için TBMM’ni anayasal görev ve sorumluklarını yerine getirmeye, bununla ilgili bir ‘yurttaş ekokırım yasası’nın hazırlanıp hayata geçirilmesi için acilen harekete geçmeye davet ediyoruz. Ayrıca yaşananlarla ilgili olarak kamuoyunun yetkililer tarafından bilgilendirilmesini talep ediyoruz" diye konuştu.