Sınır ötesi operasyonun ekonomiye etkisi: Kriz ve yoksulluk derinleşecek

img
İSTANBUL - Türkiye’nin KDP işbirliğiyle Federe Kürdistan Bölgesi’ne başlattığı operasyonun krizi ve yoksulluğu daha derinleştireceğini belirten ekonomist Özgür Müftüoğlu, savaşın faturasının da topluma çıkarıldığını dile getirdi. 
 
AKP-KDP ortaklığında Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik başlatılan operasyon üçüncü gününe girdi.  Ekonomik krizin her geçen gün derinleştiği Türkiye’de başlatılan operasyonun ekonomiye olası etkilerini ekonomist Özgür Müftüoğlu değerlendirdi. 
 
Uzun zamandır ekonominin kötüye gittiğine dikkati çeken Müftüoğlu, gelinen aşamada yüksek bir enflasyon ve gıda gibi en temel ihtiyaçlara bile toplumun ulaşamadığı bir durumla karşı karşıya olduğunu ifade etti. 
 
EKONOMİ KRİZDE DEĞİL ÇÖKÜŞTE
 
İktidarın ekonomideki büyüme ile övündüğünü anımsatan Müftüoğlu, “Büyümenin payına baktığımızda emekçilerin bu büyümeden pay alamadıklarını daha çok sermaye kesiminin aldığını, emekçilerin yoksullaştığını görüyoruz. Nereden bakarsanız bakın ekonominin içinde bulunmuş olduğu durum krizin ötesinde bir çöküşü gösteriyor. Ve siyasi iktidar büyük ölçüde sorumluluğu kabul etmiyor, dış etkenlere bağlıyor. Eğer siz bir problemi doğru tanımlamıyorsanız tedavisini de doğru gerçekleştiremezsiniz. Bu durum önümüzdeki dönem açısından doğru politikaların izlenebilmesi umudunu ortadan kaldırmış oluyor” dedi.
 
‘YÜK TOPLUMUN ÜZERİNE YIKILIYOR’
 
Türkiye’nin başlattığı operasyonun ekonomiye yansımalarına dair de konuşan Müftüoğlu, çatışma süreçlerinin ve silahlanmanın ekonomik anlamda ciddi bir yük olduğunu vurguladı. Bu yükün büyük ölçüde toplumun üzerine yıkıldığının altını çizen Müftüoğlu, “Bu çatışmalı durumdan kim karlı çıkar? Sermaye kesimi ya da iktidar karlı çıkar. Siyasi iktidar bir takım politikalarını bununla sürdürmek ister. Ortaya çıkan fatura büyük ölçüde toplum tarafından ödenir. Biz bunu zaten geçtiğimiz süreçlerden de biliyoruz. Türkiye’nin bütçesinin çok önemli bir kısmı neredeyse yüzde 20’lere kadar yaklaşan kısmı savunma denen daha çok savaş ekonomisi dediğimiz savunma, güvenlik meselesine ayrılıyor” diye belirtti. 
 
KAYNAKLAR SAVAŞA AKTARILIYOR
 
Savaşa bütçe ayrılması konusunu Türkiye’deki emekçilerin iyi düşünmesi gerektiğinin dile getiren Müftüoğlu, şöyle devam etti: “Bu hem vergilerden oluyor hem de sosyal harcamalar veya bugün bizi gıda krizi ile karşı karşıya getiren uzun yıllardır tarıma ve hayvancılığa kaynak ayrılmadığı için oluyor. Kaynaklar silahlanmaya ve savaş bütçelerine ayrıldığı için öbür tarafta toplumun temel ihtiyaçlarını karşılayacak yeni istihdam yaratacak, yatırım olanağı oluşturacak alanlara kaynak aktarılmıyor. Dolayısıyla da bu doğrudan doğruya bir yoksullaşmayı beraberinde getiriyor.” 
 
YOKSULLUK DERİNLEŞECEK
 
Ukrayna – Rusya savaşının ardından Türkiye’nin başlattığı sınır dışı operasyonun var olan krizi ve yoksulluğu daha da derinleştireceğini ifade eden Müftüoğlu, “Bir an önce barışın öne çıkarılmasını gerektiğini düşünüyorum. Özellikle yoksul emekçi halkın barış meselesinde sesini daha çok çıkarmalı ve taleplerini dile getirmelidir. Barış aynı zamanda insani yönüyle savunulması gereken bir düşünceyken, savaşın faturasının da halka çıktığını düşünürsek halkın faturayı ödememek içinde ayrıca barışı savunması gerekir” diye konuştu. 
 
TÜRKİYE GERİLEDİ
 
“Türkiye ekonomisinin bugün buralara gelmesinde Türkiye’nin toplumsal barışını sağlayamamış olmasının çok önemli etkisi olduğunu düşünüyorum” diyen Müftüoğlu, değerlendirmelerini şöyle tamamladı: “Geçtiğimiz 10 yıllara baktığımız zaman 80-90’lardan bu yana süreç Türkiye’yi her yönüyle geriletti. Bugün karşı karşıya kaldığımız olumsuz tabloda da çok önemli bir etkisi var. Bunu da unutmamak lazım. Bu süreçleri tekrar yoğun bir şekilde yaşamak, bulunduğumuz yerden daha da geriye doğru gitmeyi getirecek. Dolayısıyla burada bir an önce toplumsal barışın sesinin yükseltilmesi gerekiyor.” 
 
MA/ Kadir Güney