‘Abdullah Öcalan barış için elini değil gövdesini bile taşın altına koymuştur’

ANKARA - PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın “barış için elini değil gövdesini bile taşın altına koymuştur” diyen DEM Partili Serhat Eren, “Türkiye Cumhuriyeti, yüzyıllık tarihinin en önemli yol kavşağında, ya sonsuz bir barışa kavuşacağız ya da savaşların karanlığında kaybolacağız. Meclis, tarihin doğru tarafında olmak zorundadır” dedi. 
 
Meclis Genel Kurulu'nda konuşan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Amed Milletvekili Serhat Eren, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın çözüm rolüne dikkat çekti. Eren, konuşmasına savaşların neden olduğu yıkımlara dikkat çekerek, Kuzey ve Doğu Suriye, Filistin ve Ukrayna’ya işaret etti. Eren, savaşın salt fiziksel olarak zarar vermediğini toplum ve bireylerin ruhunu öldürdüğünü ifade etti.
 
‘KÜRT SORUNU DİYALOGLA ÇÖZÜLÜR’
 
Eren, “Dünya genelinde süregelen savaşlar birçok toplumu derinden sarsarken Kürt halkı için bu, yıllardır bir kader hâline gelmiştir. Hem fiziksel hem de kültürel anlamda savaşın en ağır bedelini ödeyen Kürtler, yalnızca hayatta kalmak için değil varlıklarını, kimliklerini ve tarihlerini korumaya devam ediyorlar. Fakat Kürtler yalnızca direnmekle kalmıyor, bir üçüncü yol siyasetiyle de Orta Doğu'da ve coğrafyamızda adaleti inşa edebilecek bir çıkış arıyorlar” dedi. Eren, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu arayış sadece Kürtlerin değil tüm insanlığın kurtuluşu için bir modeldir. Kürt sorununun çözümünü sadece askerİ yöntemlerle, güvenlikçi politikalarla aramak, Kürt halkının değil Türkiye ve Orta Doğu halklarının geleceğini doğrudan etkilemektedir. Kürt sorunu tarihsel, toplumsal, siyasal boyutları olan, sadece ve sadece diyalog ve müzakereyle çözülebilecek bir sorundur.”
 
‘SAVAŞA 40 TRİLYON DOLAR HARCANDI’
 
AKP’nin Kürt sorununun “güvenlikçi politikalarla” çözümünde ısrar ettiğini belirten Eren, “AKP'nin bugüne kadar bu savaşta harcamış olduğu maliyet 40 trilyon doları aşmış durumda. 60 binin üzerinde canımızı yitirdik, ülkenin kaynaklarını, toplumsal yapısını, barışını, huzurunu kaybettik. Peki, bu savaş hâlen neden devam ediyor? Siyaset, savaşı durdurabilecek yegâne güçtür. Eğer bugün Kürt sorununun çözümünden bahsediyorsak bunun tek yolu barış ve müzakere yoludur. Savaş demek, tank demek, tüfek demek, uçak demek, kan demek, nefret demek; daha ötesinde, uğruna ölecek gencecik insanlar demek. Savaş bu yüzden çok pahalı ve kötü, acımasızdır, barış ise çok ucuzdur. Barış için sadece empati, sevgi ve vicdan, sorunların çözümü için yeterlidir” şeklinde konuştu. 
 
ABDULLAH ÖCALAN’IN SÖZLERİNİ HATIRLATTI
 
Eren, şöyle devam etti: “Sayın Öcalan 2019'da ‘Ben bu çatışmaları bir hafta içerisinde sona erdirebilirim’ demiş, son aile görüşünde ise ‘Koşullar oluşursa bu süreci çatışmasız, çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekebilecek teorik ve pratik güce sahibim’ diyerek barış için elini değil, gövdesini bile taşın altına koymuştur. Peki, barışta neden muhatap bulamıyoruz? Savaş için yüzlerce muhatap var iken barışta sessizlik neden hâkim? Barış için neden direniyoruz?
 
TÜRKİYE TARİHİ YOL KAVŞAĞINDA
 
Türkiye Cumhuriyeti, yüzyıllık tarihinin en önemli yol kavşağında, ya sonsuz bir barışa kavuşacağız ya da savaşların karanlığında kaybolacağız. Bugün bu Meclis, tarihin doğru tarafında olmak zorundadır; bu Meclis, sorunların çözümü için adım atmalı, tecridin sona erdirilmesi için uğraşmalı, müzakerenin önünü bir an önce açmalıdır. Bakın, tarihin akışını durdurmak mümkün değil ama buna yön vermek bizim elimizdedir. Biz diyoruz ki gelin, bu tarih karşısında bu Meclis barışın ve adaletin tarihini yazsın, tarih olmasın. Bu Meclis savaşların değil, barışların mimarları olarak tarihe geçsin.”