İSTANBUL - İstanbul’da bazı mülk sahiplerinin, 6 aylık ya da 1 yıllık kirayı peşin aldıktan sonra şikayetle mültecileri sınır dışı ettikleri belirtildi.
İranlı kadın Soohasadat Mojsenalhosseini (27), bir yıldır İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde bulunan Tomtom Mahallesi'ndeki bir restoranı işletiyor. Bir ay önce 6 aylık ödemesini gerçekleştiren Mojsenalhosseini, "hakaret ettiği iddiasıyla” mülk sahipleri tarafından emniyete şikayet edildi. Şikayet sonrası Mojsenalhosseini, Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu'na (BAĞ-KUR) bağlı olmasına rağmen, Sosyal Sigortalar Kurumu'na (SSK) bağlı olmadığı öne sürülerek, İstanbul Valiliği kararıyla İstanbul’un Arnavutköy ilçesinde bulunan Selimpaşa Geri Gönderme Merkezi'ne (GGM) gönderildi. Mojsenalhosseini, 1 ay GGM'de kaldıktan sonra yapılan itirazlar sonucunda kısa süre önce serbest bırakıldı ve restoranını işletmeye devam etti.
PALAYLA SALDIRAN SERBEST, MAĞDUR GGM’DE
Ancak Soohasadat Mojsenalhosseini'nin sınır dışı edilmediğini ve geri geldiğini öğrenen mülk sahiplerinden Erkan E. (50), 12 Kasım akşamı restoranı bastı. Kadına ve çalışanlara tehditler savuran Erkan E., belinden çıkarttığı palayla etrafa saldırmaya başladı. Olayda yaralanan olmazken, palalı saldırgan iş yerine zarar verdi. Ardından iş yeri çalışanı bir kişi saldırgana müdahalede bulunarak, dışarı attı. Yaşananlar kameralara yansırken, gözaltına alınan saldırgan Erkan E. hakkında "kasten yaralamaya teşebbüs" ve "ateşli silahlar kanununa muhalefet" suçundan adli işlem yapılıp, savcılık tarafından serbest bırakıldı. Erkan E.'nin "hakaret" iddiasıyla Mojsenalhosseini'den şikayetçi olması üzerine Mojsenalhosseini tekrar Selimpaşa GGM'ye gönderildi.
Avukat Hebun Hakan Akkaya
MÜLTECİLERE KİRA TUZAĞI
Mülk sahibini öfkelendiren gelişmenin arkasında bir rant tuzağı olduğu ortaya çıktı. İranlı Soohasadat Mojsenalhosseini'nin avukatlarından Hebun Hakan Akkaya, mülk sahiplerinin yabacılara mülkiyetlerini kiraladıklarını, bir yıllık ya da 6 aylık peşin kira aldıktan sonra mültecileri şikayet edip sınır dışı etmelerini sağladıktan sonra ödenen kiraya el koyduklarını söyledi. Müvekkiline yönelik durumun da bu olduğunu dile getiren Akkaya, sistemin nasıl işletildiğini anlattı. Mülk sahiplerinin daha önceden de Mojsenalhosseini'den şikayetçi olduklarını ve restoranı tahliye etmek istediklerini belirten Akkaya, müvekkili Mojsenalhosseini'nin basit şikayetler nedeniyle GGM’ye gönderilmemesi gerektiğini ifade etti. Akkaya, mülk sahiplerinin yabancılar üzerinde bir sistem kurduklarını vurgulayarak, şöyle devam etti: "Öncelikle biz yasal sürecin takipçisi olacağız. Savcılığa, müvekkil hakkındaki ‘hakaret’ iddiasının sadece iddiada kaldığını, bu işin arkasında bir sistem olduğunu anlatacağız. Buradaki sistem, mülk sahipleri tarafından işletiliyor. Mülk sahipleri, işletmeyi yabancılara kiraya verip daha sonra şikayet ediyorlar. Bu şikayetler neticesinde yabancılar GMM’ye gönderiliyor. Mülk sahipleri burada senelik kiraya verip yüklü miktarda para alıyor. GGM’ye giden yabancılar zaten kendi canının derdine düşüyor. Bu yüzden de işletmeyi düşünemiyor. Ardından oradaki işletmeyi başka birine kiraya verip 6 ay, 1 senelik kirayı alıp ceplerine paraları koyuyorlar. Savcılığa da böyle yapı olduğunu anlatacağız. Müvekkil hakkında da takipsizlik kararı aldırıp, idari makamın alacağı yurt dışına gönderme kararına karşı da idare mahkemesinde dava açacağız."
ŞİKAYETE BAĞLI SÜREÇ NASIL İŞLETİLİYOR?
Yabancılar hakkındaki mevcut sisteme değinen Akkaya, kanunda tehdit oluşturabilecek kişilerin GGM’lere gönderilmesi gerektiğinin yer aldığını söyledi. Akkaya, yabancılar hakkında şikayet olduğunda işletilen sürece değinerek, "Bir yabancı hakkında iddia var ise bu iddia ispatlı olsun ya da olmasın şikayet kaydı düştükten sonra karakola ifade vermeye gidiyorsunuz. Orada savcılık, şüpheli ikmalen ifadenizi alıp serbest bırakıyor. Bu karar sonrasında ise valilikler, ‘idari gözetim’ kararı alıyor. Karar sonrası hakkınızda 48 saatlik bir sürede dosya hazırlanıyor. Dosya kapsamında hakkınızda iki karar veriliyor. Bu kararlardan bir tanesi ‘idari gözetim’ kararıdır. Eğer ‘idari gözetim’ kararı alınırsa yabancılar, GGM’lerde en az 6 ay kalıyor. İkinci karar ise direk yurt dışına çıkış kararı yani ‘iade’ kararı alınıyor. Burada idareye karşı dava açarsanız, dava sonucuna kadar bekleniyor ama dava açmazsanız ülkenize giden uçak ne zaman hazır edilirse GGM’den ülkenize gönderiliyorsunuz. Sadece bir iddia olması valiliğin bu kararı alması açısından yeterlidir" ifadelerini kullandı.
'MİSAFİRHANE Mİ, CEZAEVİ Mİ?'
Yabancılar için uygulanan sistemin “aksak” bir sistem olduğunu dile getiren Akkaya, durumun hukuka aykırı olduğunu söyledi. GGM’lerde kişilerin hürriyetlerinden yoksun kılındığını belirten Akkaya, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma yetkisinin sadece ceza mahkemelerinde olduğunu belirtti. Akkaya, "Ceza mahkemeleri dışındaki herhangi bir adli makam dahi kişiyi hürriyetinden yoksun kılacak bir karar veremez. Ancak burada sadece bir idari kararla kişinin hürriyetinden yoksun kılındığını görüyoruz. Bu da şöyle bir kılıfa uydurulmuş: Yabancıları Koruma Kanunu’na göre yabancılar, ülkede tehlike oluşturabilecek kişiler olduğunda bunların gözetim altında tutulması gerekiyor. Türkiye’de yabancıların tutulduğu yere de 'misafirhane' denilmiş. Tabii GGM’lere misafirhane demeye bin şahit ister. Örneğin Arnavutköy GGM, en az 5 metrelik bir duvar, duvarın üzerinde dikenli teller, orayı koruyan silahlı jandarmalar var. GMM’de müvekkille diyaloğa bile giremiyoruz, avukat müvekkil gizliliği yok, dosyaları istiyorsunuz farklı bir yapı var. Ayrıca kantinde satılanlar normalden 2 katı pahalı" diye konuştu.
'GGM'LER ASLINDA HAPİSHANELERDİR'
Uygulamayı eleştiren Akkaya, "Bir kişi hakkında eğer ki somut delil yoksa bu sadece iddia ise ceza hakimliklerine göre hürriyetinden yoksun kılınamaz, öncelikle bununla alakalı bir düzenlemenin yapılması gerekiyor. İdarenin elinden ‘idare gözetim’ kararı yetkisinin alınması gerekiyor. Çünkü GGM’ler aslında hapishanedir. Masumiyet karinesinin göz önünde bulundurulması gerekiyor. Kişiler suça karışmış ise zaten ceza mahkemeleri gerekeni yapar, somut delil var ise de bunun üzerinden yargılamayı yapar. Bu uygulama hukukta da insanlıkta da yeri olmayan bir uygulamadır" dedi.
MA / Ömer İbrahimoğlu