ŞIRNEX - Botan'da süren ekolojik kırım ve yaşanan kuraklık nedeniyle zor günler geçiren koçerler, mera alanı bulmakta zorlandıklarını söyledi.
Şirnex'in Cûdî, Gabar ve Kato dağları ile Besta, Feraşîn ve Qaşuran bölgelerinde, ekolojik kırım 4 yıldır aralıksız bir şekilde sürüyor. Özellikle Cûdî Dağı maden, Gabar Dağı ise petrol aramaları nedeniyle adeta köstebek yuvasına çevrilmiş durumda. Her iki dağda kazılmadık alan bırakmayan şirketler, mera alanlarını da bir bir yok ediyor.
Ekolojik talanın sürdüğü Botan’da bu yıl yağışların az olması nedeniyle kuraklık yaşanıyor. Yüzyıllardır geçimini koçerlik yaparak sağlayan yurttaşların geçim kaynakları da ekolojik tahribat nedeniyle günden güne yok ediliyor. Bölgede süren ekolojik kıyımdan kaynaklı mera alanı bulamayan koçerler, son 4 yıldır bahar aylarının yaklaşmasıyla birlikte yönlerini başka yerlere vermek zorunda kalıyor. Daha önce Cûdî ve Gabar dağlarının eteklerinde kış ve bahar aylarını geçiren koçerler, yaşanan tahribat nedeniyle bu kış yönünü Şirnex’ın Hezex (İdil) ilçesine bağlı Zinarex köyü kırsalına çevirdi.
Ekolojik tahribat ve ekonomik kriz nedeniyle artan yem, ilaç ve mera fiyatlarından kaynaklı zor günler geçiren koçerler, bu yıl yağışın az olması sebebiyle de hayvanlarını meralarda otlatamıyor. Hezex kırsalında konaklanan Koçerler, karşılaştıkları zorlukları anlattı.
KOÇER KADINLARIN YÜKÜ
Koçerlikte en fazla kadınların zorlandığını ve emek verdiğini ifade eden Asiye Elçiçek, "Koçerlik bir yandan güzel görünse de diğer yandan katlanması zor oluyor. Suyumuzu kuyudan çekip içiyoruz. Bu hayatın en zor yanı, yalnız kaldığınızda yaşadığınız zorluklardır. Ancak yaşamın en güzel tarafı yaylaya çıkmaktır. O zaman ‘en güzel yanı bu’ deriz. Yol her ne kadar zahmetli olsa da yaylaya yerleşmek insana huzur veriyor. Doğrusunu söylemek gerekirse, bu zorlukların yükünü en çok kadınlar taşıyor. Koyun sağıyoruz, peynir yapıyoruz. Erkeklerin olduğu ailelerde koyun sağma işini genelde erkekler yapıyor. Ancak erkek olmadığı durumlarda bu işler de bize kalıyor. Odun toplamak, su taşımak, çocuk bakmak ve evin diğer tüm işleri de biz yapıyoruz” dedi.
‘HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ DEĞİL’
Bölgede başlayan ekolojik kırım nedeniyle doğan dengenin de bozulduğunu belirten Asiye Elçiçek, bu yolla da hareket alanlarının daraltıldığını kaydetti. Asiye Elçiçek, “Bu yıl yağmur da yağmadı. Hayvanları satmak zorunda kalacağız. Böyle zamanlarda büyük sıkıntılar yaşıyoruz. Çocuklarımızın sürekli gidip geldiği ve gölgesinde dinlendiği ağaçları keserek bizi buradan koparmaya çalışıyorlar. Ancak bu istekleri gerçekleşmeyecek. Şöyle bir inanış var; yağmurun yağmaması ağaçların olmayışına bağlı olduğu söylenir. Yağmur, bir anlamda ağaçların varlığına bağlıdır. Ağaç kesiminden dolayı büyük öfke duyuyoruz. Yağmur yağmadığı için hayvanlarımızı satmak belki de bizim için en iyi çözüm olacak. Hayvanlarımızın otladığı yerler ve kullandığımız alanlar büyük zarar görüyor. Ağaçları kesmek, açıkçası bir düşmanlık göstergesidir. Bizler yaylalara gitmek için Besta bölgesinden geçiyoruz. Faka eskisi gibi rahat değiliz. Eskiden orada çadırlarımızı kurardık, ancak şimdi ağaç kesimleri ve devlet yüzünden bunu yapamıyoruz. Her ne kadar engellemeler olsa da gidiyoruz. Ancak hiçbir şey eskisi gibi değil. Devletten kaynaklı bu durum eskisi gibi değil. Bu durum zorumuza gidiyor” diye belirtti.
‘DAĞLAR YEŞİLLİĞİYLE GÜZELDİR’
Bu yıl yağmurun yağmaması nedeniyle kuraklığın yaşandığını ve hayvanları otlanabilecek alan bulma noktasında zorluk çektiklerini dile getiren Mehmet Ekinci de, “Dağlar, yeşilliğiyle güzeldir fakat ağaç kesildiğinde o güzellik kaybolur. Ağaç kesimlerinden dolayı rahatsızız. Ekolojik tahribatın yanı sıra ekonomik kriz de koçerliği bitirme noktasına getirdi. Mesela bir kilo yem 14-15 TL civarında. Aynı şekilde çadırlar ve meraların kiraları da yüksek. Bizi zorlasa da mecburen yapıyoruz. Bu şekilde devam ederse, koçerlik kalmayacak. Geçen yıl 6 TL olan yem fiyatı, bu yıl 15 TL olmuş. Hayvancılığa destek verilmesi faydalı olacaktır. Hayvan fiyatı, yem fiyatlarına göre çok daha ucuz. Şu anda bir koçerin yaylaya çıkıp, elde ettiği süt ürünleriyle gelmesi ancak masraflarına yetiyor. Bu yüzden durum gerçekten çok zor” diye konuştu.