İSTANBUL - İmralı kapılarının açılması gerektiği vurgulanan “Özgürlük ve Barış” mitinginde, “İmralı’dan gelen mesaj çok net; Türkiye demokratikleşmelidir. Sayın Öcalan adım attı. Devlet ve iktidar da acilen adım atmalıdır” denildi.
DEM Parti, “Özgürlük için ekmek, adalet ve barış” mitinginde konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, mitingleri barış talebiyle gerçekleştirdiklerini belirterek, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın adım attığını ancak iktidarın somut adım atmadığını ve Abdullah Öcalan’ın koşullarının iyileştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerden çıkan mesajlar üzerine gerçekleştirdiği “Toplumsal Barış ve Özgürlük Buluşmaları” kapsamında İstanbul’da miting düzenledi. “Özgürlük için ekmek, adalet ve barış” şiarıyla Esenyurt ilçesinde bulunan Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleştirilen mitingde, “Özgürlük için ekmek, adalet ve barış”, “Gençliği serhildana kalkmayan direnişe durmayan bizden değildir”, “Heta Serok azad nebe aşitî şaşiti ye” pankartları açıldı.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş ve DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları’nın da katıldığı miting için sabahın erken saatlerinde yola çıkan halk, alanda buluştu. Barış Anneleri mitingde beyaz tülbentleriyle yer alırken, yurttaşlar yöresel elbiseleriyle katıldı. Kürtçe ve Türkçe şarkılar eşliğinde zılgıt ve alkışların dinmediği mitingde, “Direne direne kazanacağız”, “Jin, jiyan, azadî”, “Bijî berxwedana zindanan”, “Bijî Serok Apo”, “Bi Serok jîyan nabe”, “Bijî berxwedana Rojava”, “Bi can bi xwin em terane ey Serok”, “Şehit namirin”, “Savaşa hayır, barış hemen şimdi”, “Kürdistan faşizme mezar olacak” sloganları yükseldi. Miting, saygı duruşu esnasında “çerxa şoreşe” marşının söylenmesinin ardından başladı.
'BARIŞIN ZAMANI GELDİ'
Mitingde ilk olarak konuşan DEM Parti İstanbul İl Eşbaşkanı Gonca Yangöz, onurlu bir barış için mücadelelerine devam edeceklerini vurguladı. DEM Parti İstanbul İl Eşbaşkanı Murat Kalmaz, Tarihi günlerden geçtiklerini belirterek, barış için üzerlerine düşeni yapmaya hazır olduklarını söyledi.
Barış Annesi Rewşan Güler, kitleyi selamlayarak, yıllardır savaşın devam ettiğini ve artık barışın zamanının geldiğini belirtti. Rewşan Güler, barışın herkese kazandıracağının altını çizdi.
‘BARİKATLARI ÇOKTAN YIKTIK’
Ardından konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, bugün barış için buluştuklarını vurgulayarak, “Bugün adalet, barış, özgürlükleri talep etmek için geldik. Toplanmamızı engellemek için ellerinden geleni yaptılar. Barikatları görüyorsunuz. Bu barikatlar barış için kurulmuştur. Ancak barış için tüm bedelleri verenler olarak bu barikatları çoktan yıkmışız. On yıllardır mücadelemiz devam ediyor. Bu mücadelede şehit düşen bütün yoldaşlarımızı buradan bir kez daha minnetle anıyorum. Bu mücadele de gözaltına alınan, tutuklanan, siyasi rehine olarak tutulan bütün arkadaşlarımıza selamlarımızı gönderiyoruz. Mücadelemiz, hapishanedeki demir parmakları kırmak, İmralı tecridini kırmak, Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ve adını sayamadığım binlerce arkadaşlarımızın özgürlüğü içindir” diye belirtti.
'ROJAVA’DAN ELİNİZİ ÇEKİN'
Ortadoğu ve dünyada yeni küresel bir sistemin dizayn edildiğini söyleyen Tülay Hatimoğulları, şöyle devam etti: “Bu mitingler, Ortadoğu bölgesinde devam eden savaşı durmak içindir. Bugün Suriye'de rejim değişikliği olduktan sonra Kuzey ve Doğu Suriye’de-Rojava’da bin bir mücadele ile oluşan özyönetimin statü kazanmaması için çalışıyorlar. Buradan bir kez daha diyoruz ki; Rojava’dan elinizi çekin. Kuzey ve Doğu Suriye’den elinizi çekin. Bırakın Suriye halkları Kürt’üyle, Türkmeniyle, Arabıyla, Dürzisiyle, Alevisiyle, Sunisiyle özgürce kendi iradesini ortaya koyabilecek bir demokratik Suriye’yi inşa edebilsin. Elinizi çekin. Elinizi oradaki Kürt halkının üzerinden çekin, elinizi Alevilerin üzerinden çekin. Lazkiye, Hama ve Humus’ta gerçekleşen Alevi katliamını asla kabul etmiyoruz. Rojava’da bütün farklı halklar ve inançlar kendilerini temsil etmektedir. Ortadoğu’nun karanlığında boğulmak istenen kadınlar, Rojava’da eşbaşkanlık ve eşit temsiliyetle siyasette kamusal alanda, toplumsal alanda yaşamın her alanında var. Demokratik bir Suriye için demokratik bir anayasaya ihtiyaç var ve bizler bunun için çalışmalıyız. Bu nedenle Rojava'dan elinizi çekin. İstanbul Esenyurt’tan özgürlük, barış ve kardeşlik mücadelesi veren, kadın mücadelesini büyüten bütün Rojavalılara selamlarımızı gönderelim hep beraber.
ABDULLAH ÖCALAN’IN MESAJI
İmralı görüşmelerini bu meydanı dolduran siz değerli halklarımız çok merak ediyorsunuz. Bunu iyi biliyoruz. Ama şundan emin olun ki Türkiye’de yaşayan bütün yurttaşlarımız şuan İmralı’daki görüşmelerin nasıl geçtiğini ve nasıl sonuçlanacağını dört gözle izlemekte, merak etmektedir. Öncelikle şunu söylemeliyim; Sayın Abdullah Öcalan’ın sağlık durumu oldukça iyi ve sizlere selamlarını getirdim. Selamlarını iletiyorum size. Sayın Öcalan’ın siz değerli halkımıza verdiği mesajı şudur; Türkiye demokratikleştirdikçe Kürt sorunu barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülecektir. Barışın toplumsallaşması için sadece iktidar ve DEM Parti değil, Türkiye’deki bütün siyasi partiler, kurumlar, toplumsal dinamikler mutlaka ve mutlaka bu sürecin bir parçası olmalıdır, yürütücüsü olmalıdır. Yürütücüsü olmalıdır ki kalıcı bir barışı hep beraber sağlayalım.
ONURLU BİR BARIŞ VE DEMOKRATİK ÇÖZÜM
Kanın her yerde aktığı bir dönemde barışa her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Türkiye oldukça karanlık bir dönemden geçiyor. Bakın kendi belediyeniz ve burada halkın ortak iradesiyle seçilmiş olan değerli Ahmet Özer şu an cezaevinde, Esenyurt Belediyesi’ne kayyım atandı. Bununla kalınmadı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) hakkında açmış oldukları davalarla onu mahkeme koridorlarına göndermeye çalıştılar. Bunu asla kabul etmiyoruz. Bir yandan barış diyorlar öte yandan kayyım atıyorlar. Bizler bir ellerinde sopa bir ellerine havuçla barışın olamayacağını haykırmak istiyoruz. Bir yandan barış diyeceksiniz sonra kayyım atayacaksınız. Bir yandan barış diyeceksiniz ama barikatları kuracaksanız. Bunu kabul etmek mümkün değildir. Biri yandan barış diyecekseniz gazetecileri tutuklayacaksınız bir yandan barış diyecekseniz öte yandan gazetecileri İHA ve SİHA’yla vuracaksınız. Bir yandan barış diyeceksiniz bir yandan Rojava'ya bombalar yağdıracak, İHA ve SİHA’larla suikastler düzenleyeceksiniz. Değerli halkımıza sormak istiyorum böyle bir barış olur mu? Umuyorum ki saray bizi izliyor, iktidar bizi takip ediyor. Halkın duygu ve düşüncesini siyasini görüşünü, toplumsal duruşunu görüyordur.
Bizlere çok önemli bir görev düşüyor. Barışı kendimiz getireceğiz. Mücadele ederek onurlu bir barışı ve demokratik çözümü hep beraber kazanacağız. İşte biz burada yaptığımız miting gibi Mersin’de de Amed’de de mitinglerimizi gerçekleştireceğiz. her kurumu tek tek dolaşacağız. İl il çalışma yapacağız barış için. Buradan bütün il ve ilçe örgütlerimize ve değerli halklarımıza elbette çok önemli görev ve sorumluluk düşmektedir. Bizler 10 Şubat’a kadar 42 merkezde halk toplantıları yapacağız. Bu halk toplantılarında onurlu bir barışın nasıl tesis edilebileceğini hep birlikte konuşacağız. İmralı görüşmelerinin bilgisini siz değerli halkımızla paylaşacağız. İstanbul’da da 3 bölgede bu toplantılarımız gerçekleşecek. Oturarak barışın gelmeyeceğini bildiğimiz için yollara koyulduk. Barışa bu kadar yaklaştığımız bir dönemde barışı dört elle tutabilmek için yapmamız gereken şey daha çok çalışmaktır. Alanlara mitinglere gelirken üç kişi geliyorken 10 kişi gelmeliyiz. Alanları yüzbinlerle doldurmalıyız. Newroz için şimdiden büyük bir hazırlığın içine girmektir. Gençleri kadınları örgütlemektir. Ancak bizler bu şekilde barışa kavuşabiliriz.
'ABDULLAH ÖCALAN’IN MESAJI NET'
Biliyorum hepinizin kafasında çokça soru var. Nasıl olacak bu süreç diye? Şu bilinmeli ki bizler İmralı’dan gelen mesajları çok iyi okuyoruz. İmralı’dan gelen mesaj çok net, Türkiye demokratikleşmelidir. İran demokratikleşmelidir, aksine bölgede nelerin yaşandığını herkes görüyor. Ve diyor ki (Öcalan) Türkiye kendi halkıyla ve iç iradesiyle iç barışını sağlamalıdır. Buraya gelmeden önce ‘Türkiye Barışını Arıyor Konferansı’nın kitapçığına göz gezdirdim. Vedat Türkali ta o zamanlarda ne demiş biliyor musunuz? Demiş ki; bizler eskiden barış konferanslarını Brüksel’de, Londro’da yapardık ama şimdi Ankara’da Amed’de yapabiliyorsak barışa bir adım daha yaklaştığımız içindir. Sayın Öcalan da bunu söylüyor. Diyor ki barışı Ankara’da İstanbul’da Esenyurt’ta konuşmalıyız, barışı Amed’te konuşmalıyız, Amed’te. Buradan iktidara çağrımızdır.
'HÜKÜMET ACİL ADIM ATMALI'
Buradan iktidara çağrımızdır; barışın üzerine bu kadar gölge oluşturamazsınız. Barışın üzerinde bu kadar baskı oluşturamazsınız. Sayın Öcalan bir adım attı DEM Parti bir diyalog ve müzakere partisi olarak üzerine düşeni yapmaya hazır olduğunu söyledi. Türkiye’nin dört bir yanında Kürdistan’ın bütün illerinde kapı kapı gezip barışı anlatıyoruz anlatmaya devam edeceğiz. Ama devlete ve iktidar henüz somut bir adım atmış değiller. Acilen atılması gereken adımlar vardır. Bunun başında Sayın Öcalan üzerinde devam eden tecridin kalkması ve barış için daha çok çalışması için olanaklarının genişletilmesi ve koşullarının iyileştirilmesidir. İkinci önemli talebimiz güven arttırıcı somut adımların atılmasıdır. Bu adımlar atılırsa o zaman barışa olan inancımız artar. Ama kayyımlar, gözaltı ve tutuklamalar devam ederse değerli halklarımızın barışa olan inancını kaybetmesini sağlarsınız. Umarız bugün Esenyurt’tan bu mesajı bu iktidar alır.
‘ONURLU BARIŞI İNŞA EDECEĞİZ’
Sayın Öcalan’ın mesajını ve selamlarını ilettik size. Buradan Esenyurt’tan bizler de İmralı’ya alkış ve zılgıtlarımızla selamlarımızı gönderelim. Bu memlekette yakılan yıkılan her karış toprak bizim, hepimizin. İşte bizler ortak yaşam, ortak mücadele için, barışı tesis etmek için mücadelemizi olanca gücümüzle devam ettireceğiz. Kadınlara seslenerek konuşmamı tamamlayacağım. Sevgili kadınlar yaşamın her yerinde bizler katlediliyoruz. Bizler barışa olan inancımızla hep beraber ‘Jin, jiyan, azadî’ diyelim hep beraber. Sizlere sözümüz olsun ki Barış Anneleri’nin bize söylediği gibi asla ve asla başımızı öne eğdirecek hiç bir adım atmayacağız. Siz değerli halkımızın iradesi ile onurlu bir barışı hep beraber inşa edeceğiz. Yolumuz açık olsun.”
‘İMRALI KAPILARINI AÇIN’
Son olarak konuşan HDK Eşsözcüsü Meral Danış Beştaş ise, Abdullah Öcalan’ın İmralı Cezaevi’nde büyük bir direniş sergilediğini belirterek, İmralı kapılarının açılması gerektiğini vurguladı. Meral Danış Beştaş, “Abdullah Öcalan hep barış için çalıştığını söylüyor. Bugün ‘Gelsin Meclis’te konuşsun’ diyenin önce İmralı kapılarını açması gerekiyor. Güçlü bir şekilde barışın arkasında durmalıyız. Bugün hepimiz Kürdistan’dan gelmişiz. Çünkü köyümüz yakılmış, ekonomimiz kötüleşmiş o yüzden buraya gelmişiz. Kürtler ne istiyor diyenler buraya baksın. Biz buradayız, hep mücadele edeceğiz” dedi.
‘BARIŞ, ADALET VE DEMOKRASİ DEMEKTİR’
Barış süreçlerinin tek taraflı olmadığını söyleyen Meral Danış Beştaş, “Biz bunlara nasıl inanalım diye soruluyor. Eminim hepinizin aklında bu soru vardır. Ama barış istemek teslim olmak, mücadeleden vazgeçmek değildir. Barış mücadele gerektirir. İktidarın en büyük araçları savaştır. Arkadaşlar hiç kimseyle bir anlaşma söz konusu değil. Biz büyük kayıpları unutmayacağız. Bu süreçte bunlar konuşulacak. Zulmü tarihe gömmek için geldik. Barış demek adalet, demokrasi demektir. Bütün bunları sizlerle birlikte yaşama geçireceğiz. Başkası ne derse desin biz ne istediğimizin farkındayız” ifadelerini kullandı.
‘SAYIN ÖCALAN’IN ÖZGÜR OLMASI GEREKİYOR’
Meral Danış Beştaş, şöyle devam etti: “Kürt halkı bugüne kadar dostlarıyla, mücadele ettiği partilerle hep birlikte oldu ve asla arkasını dönmedi. Eğer bir masaya oturulacaksa herkesin sözünün olmasını istiyoruz. Evet ‘kurtuluş yok tek başına’ dedik, birileri bunu yeni hatırlamış. Ama olsun birlikte mücadele etmek lazım. Mesele sadece silahların bitmesi değil, mesele konuşmak, adaleti getirmek, demokrasiyi sağlamaktır. Bu nedenle barış, halkların buluşması, hakikatlerin ortaya çıkması, adil yargılamaların olmasıdır. Barış istiyoruz diye saldırılara karşı susmadık, susmayacağız. İmralı barış görüşmelerinin temel muhatabıdır. Bunu kabul etmeyen yok. Dünyanın hiçbir yerinde barış görüşmelerinde muhataplardan biri dört duvar arasında değildir. Bu nedenle zaman kaybetmeden ‘umut hakkı’ dikkate alınarak, barışın tesisi için Sayın Öcalan’ın özgür olması gerekiyor. Başka yolu yok. Kürt meselesinin çözümü sadece Kürtleri ilgilendiren bir şey değildir. Bugün Kürt meselesini çözmeyenler savaşı çıkaranlardır. Enflasyonun en büyük nedeni silahlara harcanan paradır. Bu yönüyle herkesi barış mücadelesi etrafında kenetlenmeye davet ediyorum. Kürt halkı Rojava’daki Kürtlerin de kardeşleridir. Oraya atılan bombalar, Tişrîn’de yapılan saldırılar her Kürt’ün ve aslında insanım diyen herkesin yüreğini dağlıyor. Bu vesile ile Bavê Teyar şahsında herkesi selamlıyorum. Bu saldırıların durdurulması çağrısında bulunuyor. Mücadelemiz devam edecek.”
Miting, konuşmaların ardından sona erdi.