RIHA - Yürüyüşün Amed kolu Riha’da halaylar ve müziklerle karşılandı. Burada konuşan DEM Parti MYK üyesi İlknur Birol, halkın taleplerini çuvallarla Meclis'e taşıyacaklarını belirtti.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) Meclis’te görüşülen 2026 yılı bütçesine karşı yoksulluk, ve ekonomik krize karşı adalet talebiyle dört koldan başlattığı Ekmek ve Barış İçin Bütçe Yürüyüşü'nün Amed kolu, Riha’ya ulaştı. Yürüyüşçüler, Wêranşar (Viranşehir) girişinde Riha Demokratik Kurumlar Platformu tarafından halaylar ve erbaneler eşliğinde karşılandı.
Kitle adına açıklamalarda bulunan DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi İlknur Birol ile DEM Parti Colemêrg Milletvekili Vezir Çoşkun Parlak, bütçenin savaş ve sermaye yanlısı tercihlerle hazırlandığını vurguladı.
‘BÜTÇE SAVAŞA TANKA TOPA TÜFEĞE AKITILIYOR'
Halkın gerçek taleplerini dile getirmek için yola çıktıklarını belirten İlknur Birol, 2026 bütçesinin toplumsal ihtiyaçları değil iktidarın savaş politikalarını büyüttüğünü ifade etti. İlknur Birol, "DEM Parti hangi davanın partisidir? Barış davasının partisidir. DEM Parti barışla birlikte ekmek davasının partisidir. DEM Parti, yoksulların, emekçilerin, ezilenlerin, gençlerin, çocukların ve kadınların partisidir. 2026 bütçesi, bir grup sermayedara, topa, tanka, tüfeğe, yani savaşa, savaş zihniyetine, savaş sermayesine, sermaye gruplarının hazırdan edindikleri teşviklere, zenginin korunduğu, yoksulluğun gözetilmediği bir bütçe olarak önümüze geldi. Peki biz bütçeye nasıl bakarız? Biz bütçeye içinde barış var mı diye bakarız. Biz bütçeye içinde yoksul var mı diye bakarız. Biz bütçeye, içinde kadınlar, kadınların eşitliği, toplumsal cinsiyet eşitliği, şiddetsiz bir hayat, çocuklar için güvenli bir gelecek var mı diye bakarız. Yani ortak varlığımızın bölüşümünde kimler kayırılıyor, kimler göz ardı ediliyor, hangi siyasi tercih kullanılıyor diye bir gözlükle bakarız. Ve görüyoruz ki çok uzun zamandır siyasi tercih, toplumun gelirleri olan bütçe toplamını bir bölüm insana, bir bölüm sermayedara hortumla akıtıyor ve bunun kanununu yaparak akıtıyor. Teşvik veriyor, faiz indirimi veriyor, savunma sanayisini destekliyor. Çocuklar için bir öğün yemek, hastane, gençlere iş, üniversiteli gençlerin barınma meselesi, asgari ücretlinin ücreti, emeklinin maaşı. Bunların hiçbirini göremiyoruz bu siyasi tercihte" şeklinde konuştu.
'TALEPLERİ ÇUVALLARLA MECLİS'E TAŞIYACAĞIZ'
Yürüyüşün halkın sözünü Ankara’ya taşımak için başlatıldığını belirten İlknur Birol, "Pazar günü dört koldan gelen temsilcilerimizle birlikte, taleplerin yazıldığı mektupları çuval çuval Meclis’te eşbaşkanlarımıza ve milletvekillerine teslim edeceğiz. Meclis Genel Kurulu'nda bütçe görüşülürken, sizin dedikleriniz, hayatın gerçekleri bu çuvalların içindeki taleplerdedir diyerek sesimize vekillerimiz aracılığıyla ses katacağız. Elbette mücadelemiz bitmeyecek. Biz biliyoruz ki barış ve demokratik toplum, örgütlü olmaktan ve mücadele etmekten geçer. Mücadelenin bu etabında sizlerle yan yana olmaktan büyük onur duyuyoruz. Bizi karşıladınız, yola birlikte devam edeceğiz." dedi.
'MİLYONLARCA İNSAN BU BÜTÇEDEN BÜYÜKTÜR'
Ardından söz alan Vezir Çoşkun Parlak, AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Dünya 5’ten büyüktür” sözünü hatırlatarak, "Milyonlarca insan da bu bütçeden büyüktür" dedi. Parlak, Türkiye bütçesinin esas olarak savaş politikalarına göre şekillendirildiğini vurgulayarak şöyle konuştu: “Bugün en büyük sorun yine Kürt meselesidir, mesele demokrasi meselesidir. Efrîn’i, Serêkaniyê’yi, Girê Spî’yi işgal ederseniz, güneyi hedef alırsanız bu ülkenin halkları da insanca yaşayamaz. İşsizlik büyüyor, gençler metropollere akıyor, orada iş bulamazsa başka ülkelere yöneliyor. Bu göçün nedeni izlenen politikalardır. Buna karşı birleşik mücadeleyi Kürdistan’da ve Türkiye’de kurumlarla, sendikalarla birlikte büyütmeliyiz; gençler göç yollarına mahkum edilmesin.”
‘ASGARİ ÜCRET EN AZ 45 BİN LİRA OLMALI’
Parlak, Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nin aynı zamanda ekonomik krizi, işsizliği ve göçü doğrudan etkilediğini belirterek, “Bugün çözümün adresi Sayın Öcalan’ın Barış ve Demokratik Toplum çağrısıdır. Eğer bu süreç işletilirse toplum nefes alır, sınırlar açılır, gençler metropollere ve başka ülkelere gitmek zorunda kalmaz. Annelerin, gençlerin, emekçilerin talebi insanca yaşamaktır. Asgari ücretin en az 45 bin lira olması gerekiyor bu bile yetersizdir. Halkımızın umudu biziz; barış annelerimiz, gençlerimiz, emekçilerimizdir. Nasıl barış mücadelesinde kararlıysak ekonomik krize karşı da öyle kararlıyız" diye konuştu.
Yürüyüş kolu, yarın Demokratik Kurumlar Platformu ve emek örgütleriyle birlikte merkez ilçe Haliliye'de bulunan Alişelli Parkı’ndan Topçu Meydanı’na yürüyecek. Ardından fabrika ve tekstil atölyelerini ziyaret edecek olan yürüyüş kolu, daha sonra Dîlok’a geçerek yürüyüşlerine devam edecek.
