DÊRSIM - Dêrsim’de irade gaspına karşı yürüyen kadınlar, eşit, özgür ve demokratik yaşamı kadınların inşa edeceğini belirterek, “Direnenler kazanacak” dedi.
Dêrsim Kadın Platformu, irade gaspına karşı “Kentimiz, kimliğimiz, irademiz bizimdir. Kayyımlar mücadelemizle gidecek” şiarıyla Sanat Sokağı’ndan Seyit Rıza Meydanı’na yürüyüş gerçekleştirdi. “Direnişe devam, özgürlüğe selam”, “Jin, jiyan, azadî”, “Her tişt ji bo azadî” ve “Gülistan Doku nerede?” dövizlerinin taşındığı yürüyüşte sık sık “Jin, jiyan, azadî”, “Korkmuyoruz, itaat etmiyoruz”, “Kayyım defol, belediyeler bizimdir” ve “Birsen başkan onurumuzdur” sloganları atıldı.
Yürüyüşe, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Wan Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Neslihan Şedal da katıldı.
’38 ZİHNİYETİ İLE KAYYIM ZİHNİYETİ AYNI’
Kadınlar ilk olarak bariyerlerle etrafı kapatılan belediye binası önünde durdu ve açıklama yaptı. Burada konuşan DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Halkın iradesini kırarak, gasp ederek, abad olmaya çalışıyorlar.
Tarihten bugüne Dêrsim halkı çok Muaviye, Yezid, Firavun’lar gördü. Dêrsim halkı Hüseynî duruşu sergiledi, kimliğini, özünü savundu. Bunun bedelini ise en ağır şekilde ödedi. Dêrsim, 38’de 70 bin kefensizini toprağa verdi. Bu ülkenin muktedirleri zulümden geri atmak istemiyorlar. 38’i yapan zihniyet ile Kürdistan’ın dört bir yanına kayyım atayan zihniyet aynıdır. Kürdü, Alevi’yi, kadını yok sayan gerçek anlamda düşman hukukunu işleten bir iktidar ile karşı karşıyayız. Bizde bu iktidara karşı hiçbir zaman geri adım atmadık. 3 dönemdir irademizi gasp ediyorlar. Buna karşı da halkımız her seferinde kendi iradesini ortaya koyuyor” diye belirtti.
‘YENİ YAŞAMI İNŞA EDECEĞİZ’
Kayyım hukuksuzluğuna karşı başlatılan nöbet eylemine değinen Gülistan Koçyiğit, “Halkımız 7’den 70’e ayaktadır. Bundan sonra da ayakta olacağız. Beton bariyerlerle kapatmış kayyım efendi, neden? Çünkü biliyor meşru değil, halk istemiyor, hırsızdır. Dêrsim halkının rızası yoktur. Meşru olmayan, halkın iradesini gasp edenler ancak beton bariyerlerin arkasında oturabilirler. Bu ülkede bizler var oldukça demokrasi isteyenler, Kürt halkı, kadınlar, ezilenler var oldukça AKP’nin bu zulmü önüne en büyük seti biz koyacağız. Bu dağlar, Munzur kutsallarımızdır. Bu coğrafyanın her yanında, her ağacının altında insanlarımızın kemikleri var. Dêrsimli olan herkes bu Yezid anlayışa karşı tutumunu, ortaya koyacaktır. Selam olsun Yezid’e karşı direnenlere, zulme geçit vermeyenlere, iradesine sahip çıkanlara. Kayyıma, darbeye direneceğiz. Biz kazanacağız, halkımız, Dêrsim, Kürdistan ve Türkiye halkları kazanacaktır. Hiç kimsenin şüphesi olmasın. Eşit, özgür, demokratik, barış içinde yaşayacağımız bir ülkeyi inşa edeceğiz. Bunun için direniyoruz” ifadelerini kullandı.
Açıklamanın ardından kadınlar, tekrar Seyit Rıza Meydanı’na doğru yürüyüşe geçti.
‘BOYUN EĞMEYECEĞİZ’
Seyit Rıza Meydanı’nda ilk olarak konuşan Sebahat Tuncel, şunları belirtti: “Aslında bugün kadına yönelik şiddetin boyutlarını tartışacak, çözüm yolunu, kadınların siyasette yer almasının önemi, eşbaşkanlık sisteminin önemini hep birlikte tartışacaktık. Şiddetin toplumsallaşmasına karşı, çocukların, kadınların, hayvanların katledilmesine karşı neler yapılabiliri tartışacaktık. Erkek egemenliğine karşı nasıl mücadele edeceğimizi tartışacaktık. Ama tartışamıyoruz çünkü siyasi irademiz gasp edildi. AKP iktidarı, 2016’dan beri yeni bir uygulama getirdi. Kayyım uygulamasıyla halkın iradesini gasp ediyorlar. Kadınlar ise buna itiraz ediyor.
Halk iradesinin gaspı en büyük insanlık suçudur. Bu sadece Dêrsim’in, Kürtlerin, Mêrdîn’in meselesi değil. Seçtiğimiz belediyelerimize sahip çıkacağız. Dêrsim acı ve direnişin tarihidir. Zulmün ve zulme karşı çıkışın tarihidir. Tunceli ismi operasyonun adıdır. 38 operasyonun ismidir. Tarihi bilmiyor değiliz. Bize tarihimizi unutturmak, köksüz bırakmak istiyorlar. Bugün Kürt sorunun çözülmemesinin sebebi inkar, imha ve asimilasyon politikasından kaynaklıdır. Kendi dilimiz, kimliğimizle yaşamak istiyoruz. Dêrsim Alevilerin, Kürtlerin, sosyalistlerin kentidir. Kadınlar olarak artık yeter, diyoruz. Ne siyasi ne fiziki ne de ekonomik şiddete boyun eğmeyeceğiz. Eşit, özgür ve demokratik yaşamı hep birlikte kuracağız. Her defasında kayyım zihniyetine cevap vererek, daha da güçleniyoruz.”
‘ÖFKEMİZ KORKULU RÜYALARI OLSUN’
3 gündür kayyıma karşı direndiklerini belirten EMEK Parti Dîlok Milletvekilli Sevda Karaca, “Yaşamlarımız için her gün direniyoruz. Bu ülkede bir gelecek olsun diye her gün direniyoruz. AKP iktidarının kayyım şiddetine karşı direniyoruz. Dêrsim kadınları kayyımın ne demek olduğunu iyi biliyor. Kadın yaşam özgürlük hayatımızın hakikatidir. Jin, jiyan, azadî, öfkemiz kayyımın korkulu rüyası olsun” ifadelerini kullandı.
‘GÜLİSTAN DOKU NEREDE?’
Daha sonra konuşan Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Genel Sekreteri Sevgi Yılmaz, “Bugün İsrail’e karşı Filistin’de direnen kız kardeşlerimiz gibi Dêrsim’de kayyıma karşı kız kardeşlerimizin direnişini yükselteceğiz. Gülistan Doku nerede? Narin Güran’ı kim öldürdü? Hala bunun açıklanmadığı bir ülkedeyiz. Direnmeye devam edeceğiz” dedi.
‘DİRENENLER KAZANACAK’
Son olarak konuşan Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Genel Başkanı Kadriye Doğan ise, Dêrsim direnişini selamlayarak, söze başladı. Dêrsim hakikatinin karanlığa galip geleceğini dile getiren Kadriye Doğan, şöyle devam etti: “Dêrsim’e yenileceksiniz. Ayıptır, günahtır, zulümdür, bir daha yaptınız o ayıbı zulmü. Diz çöktürebildiniz mi? Çöktüremediniz bir daha da çöktüremezsiniz. O duvarlarınızın arkasına gömüleceksiniz. Kadınlar 21’inci yüzyılda son sözünü söyleyecek, biz kazanacağız. Direnenler kazanacak.”
Açıklama, “Jin, jiyan, azadî” sloganlarıyla sona erdi.